Kıbrıs, AB'nin bahanesi

AB İlerleme Raporu'nun ayrıntılarını değerlendirmeye devam ediyoruz.AB'nin en tehditvari açıklamaları dış politika üzerine, özellikle de Kıbrıs'la ilgili konularda oldu. Raporda, Türkiye'nin Ek Protokol yükümlülüklerini "hala yerine getirmediği" ve Kıbrıs Rum kesimiyle ilişkilerini normalleştirme yolunda ilerlemediği, AB Komisyonu'nun konuyu yakından izlemeyi sürdüreceği ifade edildi.AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle'nin İlerleme Raporu'nun yayımlanmasının ardından Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi'nde yaptığı konuşma oldukça dikkat çekiciydi.Füle, Kıbrıs meselesinin çözülmemesi durumunda Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde "tren kazası" yaşanabileceğini ifade etti.Füle, "Türkiye'nin, katılım müzakerelerinde yeni ertelemelerden, ivmeyi kaybetmeden ve hatta bazılarının bahsettiği tren kazasından kaçınmak için 'Ek Protokol' yükümlülüklerini hayata geçirmesinin (limanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmasının) bu kez gerçekten aciliyet arz ettiğini" söyledi.AB'li yetkililerin ifadelerine bakılırsa, 50 yıldır AB'nin kapısında dilenci gibi bekleyen 70 milyon nüfuslu Türkiye'nin 800 milyon nüfuslu AB'ye üyelik süreci, 800 bin nüfuslu Kıbrıs Rum Kesimi'nin inisiyatifine kaldı. Sırf bu açıdan bakıldığında bile Türkiye'nin AB sürecinin zaman kaybından başka bir şey olmadığı net olarak gözükmektedir.Füle, Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinde Kıbrıs engeli nedeniyle yaşanan "acılı süreçte" geriye açılabilecek 3 fasıl kaldığını belirtiyor, hatta bu yılsonuna kadar da bir fasıl dahi açma garantisi veremiyor.Yani AB'ye üyelik bu durumda hayalin bile ötesinde?Esasen Türkiye'nin AB üyeliği yolunda oyalanma sürecini Jack Straw oldukça güzel özetliyor. Straw İngiltere'nin 2001-2006 yılları arasında dışişleri bakanlığını yapan eski bir siyasetçi?Bakın ne diyor Straw: "Kıbrıs, Müslüman Türkiye'nin üyeliğini kaldıramayanların bahanesidir."Straw açık sözlülüğü ile de tanınan bir siyasetçidir. Türkiye'nin AB müzakere çerçeve belgesini imzalama dönemlerinde hatırlarsanız Yunanistan ve Avusturya ciddi tepkiler göstermişti.Straw bu tepkiler üzerine asla unutmamamız gereken, gerçekleri yansıtan şu tarihi cümleyi sarfetmişti: "Önce ayıyı vuralım, sonra postunu yüzeriz."Malum, bahsettiği ayı Türkiye oluyor.Stefan Füle de bu kadar açık konuşmasa da benzer ifadeler kullanıyor.Türkiye'nin katılım müzakerelerinin hızlandırılmasını isteyen Füle, üye ülkelerin Türkiye'ye verdikleri sözlere bağlı kalmalarının AB'nin stratejik çıkarına olduğunu dile getirdi.Yani Türkiye'nin AB'ye katılım süreci Türkiye'nin değil, AB'nin stratejik çıkarına?Daha ne desinler? Adamların gizlisi saklısı yok, her şeyi olduğu gibi söylüyorlar. Bir de bizimkiler şu AB rüyasından bir uyanabilseler, aslında hiçbir sorun kalmayacak.Son sözü Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a bırakalım:"AB, 5 bin yıllık Türk tarihinin, bin yıllık Türk-İslam medeniyetinin, 80 yıllık Türkiye Cumhuriyetinin Haçlı mezarlığına gömülmesi projesidir."