KKTC şeytan üçgenine mi girdi'-7

Rusya şimdi kendi bölge kuruşlarına (Avrasya ve Şangay 5'lisine) destek aramaktadır. Üstelik Türkiye'nin AB'ye gireceğine de inanmıyorlar. Türkiye'nin son gelişen jeostratejik nazariyelere göre çok önemli bir kıyı-jeostratejik mevkii ve önemi var. Bu durumda Türkiye şu anda tam bir sınır ve fakat çok önemli mevkilerde bulunmaktadır. Şu anda dünyada:

1 - Deniz- okyanus jeostratejik güçleri (ABD-İngiltere)

2 -Avrasya kara stratejik güçleri (Rusya -Hindistan- Çin -Japonya v.b.)

3 - Kıyı stratejik - denge sağlayabilecek stratejik güçler (Türkiye ve bu iki gücün arasındaki ülkeler Ukrayna-Gürcistan-Güney Kafkas şeridi- İran v.s.)

4 - Yeni AB şeklinde gelişmeye çalışan ve daha ne olacağı henüz belli olmayan güçler (AB ülkeleri, Özellikle Almanya ve Fransa).

Bunların dışında kalan Ortadoğu İslam ülkeleri ile Kuzey Kafkasya ülkeleri (22 ülke) zaten ABD'nin çizdiği "Bop Planı" (Büyük Orta Doğu Projesi) ile ABD tarafından bir nevi markaj altına alınmaya çalışılmaktadır.

Orta Afrika ülkelerinde Sudan'ın Darfur güney petrol bölgesi zaten yeni yapılan bir anlaşma ile 20 küsür yıldan beri devam eden çatışmaların sonu olarak ilan edilmiş bulunmaktadır. Hıristiyanların idaresine alınan bu Darfur petrol bölgesinin ayrılması ve referandum ile egemenlik kazanma hakkı da bu anlaşma ile tanınmış durumdadır. Dikkat edilirse bu son durumlarda en çok zarar daima İslam ülkeleri zayıf ve güçsüz ülkeler görmektedirler. Petrol zengini olan Suudiler - Cezayir - Libya - Körfez Ülkeleri v.b. ülkeler şu durumda hiçbir harekette bulunmamakta veya bulunamamaktadır!

İran'a son zamanlarda nükleer enejisini - nükleer silahları geliştiriyor diye kancayı takmaya çalışmaktadırlar. Ama aralarında en çetin ceviz olan İran şu anda oyalama siyasetiyle onları bir nevi idare etmeye çalışmaktadır. İran Batı ile ve Özellikle ABD ile münasebetlerini bir geriyor bir gevşetiyor şeklinde dengede tutmaya uğraşmaktadır. ABD'nin Irak'taki batağa saplanması tüm bu alanlarındaki hızını bir hayli kesmiş görülmektedir. Şimdi her gün bombalar patlamakta ve her gün büyük zayiatlar verilmektedir. Ancak son zamanlarda daha çok şu andaki ABD taraftarı asker-polis ve taraftarlar ile günahsız halk öldürülmekte ve yaralanmaktadır. Bu acımasız durum şu ana kadar yaklaşık olarak 220.000 kadar Iraklı'nın hayatına mal olmuştur ve şu anda da bu kayıplar aynen devam etmektedir. Bu kayıplar arasında Türkmen kardeşlerimiz ve Türk şoförleri ile Türk işletmecileri de bulunmaktadır. Türkiye ise bunlara karşı şu ana kadar etkili bir tedbir alamamıştır. Alması da oldukça zordur.

Türkiye'den Kıbrıs'a ve AB'ye verilen tavizler

AB aşkımız bitmedikçe Türkiye'den daha çok şey koparacaklar gibi görülmektedir. Bunlar arasında sadece içimizdeki bazı azınlıklara ve düşman olanlara karşı değil, onlardan da öte dıştan gelen ve çeşitli konuşmalarla TV'lerde, gazetelerde çalışmaktadırlar. Bazıları artık bunları aleni olarak yapmakta, diğerleri ise daha az olduklarından dolayı gizli veya yarı gizli olarak bu iç erozyonlarımıza devam etmektedirler. Bir taraftan Meclisimizden bunların lehine yasa üstüne yasa çıkarılmakta ve uygulamaya çalışılmaktadır. Halkımızın bir çoğu şaşkınlık içinde bunun sonu ne olacak diye adeta bir "ürperti" ile düşünüp durmaktadır. Bazıları "ülkemiz resmen uçar gibi elden gidiyor, buna da yetkili merciler hiçbir tedbir almıyor mu" diye feryat ediyorlar. Bazı kimseler ise bu değişmelere "AB kriterlerine uyum yasaları" diyorlar. Diğerleri ise ya insan haklarına saygı veya demokrasi gereği demektedirler.

Öte taraftan basının ve Hıristiyan ABD ile AB'nin bazı ülkelere demokrasiyi nasıl top, tüfek, uçak, bomba, tank ve ateşle getirdiklerine hepimiz şahit oluyoruz! İşte Filistin, işte Irak, işte Çeçenistan, işte Sudan, daha sayalım mı?

Bunun yanında tarihteki Kırım devletini dünya haritasından kim sildi? Kosova ve Bosna Hersek'teki katliamları kimler yaptı veya yaptırdı?

Türkiye'nin başına PKK katliamlarını kim organize etti veya ettirdi. Onlara kim her türlü yardımı verdi? Kim destekledi ve şimdi de onlara siyasileşme haklarının adeta hediye edilmesini kim istiyor?

"Medeniyetler savaşı" kitabını kim yazdı, kim tatbik etmeye başladı? Kim 10 yıllık haçlı savaşını dünyaya ilan etti?

Kim eski müttefiki ve seçim insanı olan Afganistan'daki organizasyonun başında bulun bir din adamını birinci ve en büyük düşman kim ilan etti?

Kim hapishanelerdeki esirlere zulüm ve insanlık dışı barbarlık yapmakta ve sonra da bunun resimlerini dünyaya bir marifetmiş gibi yayınlamakta?

Kim tüm Müslüman kadınların ırzına geçmekte ve onları bir kendi askerlerine peşkeş çekti ve çekmekte?

Bu ve benzeri soruları kendimize daha sık sormalıyız. Bunların sadece cevaplarını değil onların nedenini, ne içinini ve nasılını da araştırmamız gerekir. Neden İslam alemi bu duruma düştü? Neden bu zulüme karşı koyamamakta? Bunun da ötesinde şimdi tüm bunlara karşı ne yapmalıyız? Nasıl davranmalıyız? Kendimizi ve kardeşlerimiz bu yağılanlardan ve yağılabilecek olanlardan nasıl korunacağız? Bunları bulmamız gerekir. Aksi takdirde geç kalmış olacağız ve daha çok acı çekeceğiz!