Türkiye Büyük Millet Meclisi, Numan Kurtulmuş'un başkanlığında toplandı ve 28. Dönem 2. Yasama yılı böylece resmen başlamış oldu. Hayırlı, uğurlu olsun.
Yeni yasama döneminin ilk mesaisi ise bugün yapılacak.
Meclis'in temel kuruluş amacı, milletimiz adına devleti yönetmek ve milletimizin sorunlarına çözüm üretmektir. Peki, öyle mi?
Meclis'te çoğunluğu elinde bulunduran ve 22 yıldır da ülkeyi yöneten hükümetin gündeminin başında "yeni anayasa" var, milletin gündeminde ise geçim sıkıntısı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'in yeni yasama yılının açılışında yaptığı konuşmada, "15 Temmuz'da darbecilerin silahlarına meydan okuyan millet, demokrasi mücadelesini sivil anayasayla taçlandırmayı hak ediyor. Bu özlemi geciktirmeyelim" dedi.
Geniş ve tarafsız bir anket yapılsa, milletin gündeminde anayasa değişikliği ya da yeni anayasa gibi bir gündemin olmadığı görülecektir.
Yani AKP tabanı da dahil milletin böyle bir özlemi yok.
Milletin sorunlarının çözülmesi konusunda mevcut anayasanın hiçbir maddesi engel değil, bunu herkes biliyor. Üstelik hükümet, anayasanın ilk 4 maddesi haricindeki birçok maddede değişiklikler yaptı, yapmaya devam ediyor; buna da bir mani yok.
İlk 4 madde ise, siyasilerimizin iddia ettiği gibi darbelerin neticesinde ortaya çıkan maddeler değil, aksine bu 4 madde Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş ilkeleri. Milli Mücadele'nin, Amasya Tamimi'nin, Erzurum ve Sivas kongrelerinin anayasa olmuş hali.
Anayasada vurgulanan Türklük kavramı, Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" anlayışının bir ürünü. Biz millet olarak bu Türklüğü, 7 düveli ülkemizden kovarak elde etmişiz ve Lozan'da da bunu tüm dünyaya tescil ettirmişiz.
İlk dört maddeyle sorunu olanın, emin olun ki, kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'le, Milli Mücadele'yle, Türkiye Cumhuriyeti'yle ve de Türk milletiyle sorunu vardır.
Meclis'in açılacağı ilk günde Meclis'e oldukça yakın bir yerde, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün girişinde bir terör eyleminin gerçekleşti. Öncelikle bu terör eylemini gerçekleştirenleri ve de perde arkasında menfur hesaplarla bu eylemi planlayanları lanetliyoruz. İki polisimiz yaralandı, Allah'tan acil şifalar diliyoruz.
Saldırının İçişleri Bakanlığı'na yapılması, ulusal güvenliğimizi, Meclis'in açılış gününde yapılması da millet iradesini hedef alıyor.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Bugün Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen hain terör saldırısını lanetliyor, menfur saldırıda yaralanan polislerimize acil şifalar diliyorum. Hepimize geçmiş olsun" ifadelerini kullandı.
Her fırsatta, terörle mücadelenin sadece askeri ve polisiye yöntemlerle yapılamayacağını belirtiyoruz. Hükümetin ekonomi, adalet, eğitim ve sağlık politikalarının, iç ve dış politikalarının mutlaka ve mutlaka anayasanın ilk 3 maddesinde ifade edilen sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olması gerekir.
Ekonomide gelir adaleti sağlanmazsa, adalet herkese eşit mesafede olmazsa, eğitim olması gereken Türk kimliğini en güzel şekilde oluşturmazsa, iç politika üniter yapımızı koruyacak şekilde olmazsa, dış politikamız dostlarımızı küstürür, düşmanlarımızı da cesaret verici olursa o zaman terör asla bitmez, hatta azalmaz.
Tam azaldığının söylendiği bir atmosferde gelir sizi en merkezi yerinizden vurur.
Terörle mücadele her yönüyle yapılmalıdır ve her şeyden önemlisi de terörün en büyük destekçisi olan ülkelerle ikili ilişkilerde temkinli olunmalıdır.
Gelelim yerel seçimlere… Malum, Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 1 Ekim tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla Türkiye'de mahalli yönetimleri şekillendiren yerel seçimlerin 31 Mart 2024 Pazar günü yapılmasını kesinleştirdi.
Milletimiz, bu yıl gerçekleşen genel seçimlerde, her zaman olduğu gibi, yaşadığı sıkıntılardan yola çıkarak, çözüm adına bir tercihte bulunmadı. Siyasetteki kısırdöngü çekişmelere, kayıkçı kavgalarına, dini ve milli değerler üzerinden yapılan siyasete aldanarak, yaşadıklarını bir kenara koyarak oyunu verdi.
Eğer aynı kısırdöngü bakış açısı yerel seçimlerde de devam ederse, milletimiz hiçbir çözümü olmayan iktidar ya da muhalefet partilerine körü körüne oy vermeye devam ederse, bundan sonra uzun bir dönem seçim de yok, o zaman nasıl zifiri bir karanlık vadiye girdiğini daha acı bir şekilde hissedecek, yaşayacak.
Yerel seçimlerde, çözümü olan siyaset anlayışına destek vererek, çözümsüzlere net bir cevap verilmesi lazım.
Türkiye'de bilimsel bir çözümü olan (Milli Ekonomi Modeli) tek siyasi hareketin Bağımsız Türkiye Partisi olduğunu bilelim ve bu sefer BTP'nin lideri Hüseyin Baş'a, teşkilatlarına ve de belediye başkan adaylarına fırsat verelim.
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025