Vatikan'ın resmi yayın organında "Hıristiyanlaştırma" olarak ifade edilen Dinlerarası Diyalog faaliyetleri değişik organizasyonlarla karşımıza çıkıyor.Bu organizasyonların yapılacağı yerler de özenle seçiliyor.Bugün Hatay'da "1'nci Medeniyetler Buluşması" -"Dinlerarası Diyalog" ifadesi artık toplumumuz tarafından tepki ile karşılandığından biraz daha yumuşatılmış şekliyle söyleniyor- adında bir toplantı başlatılıyor. Neymiş efendim, dinler buluşacakmış, medeniyetler buluşacakmış.Toplantıya 45 büyükelçi, bine yakın papaz ve malum akademisyenler(!) katılıyor. Bu buluşmayı AB, ABD, BM ve de hepsinden önemlisi Vatikan destekliyor.Katılımcılarından ve de destekçilerinden de anlaşılacağı üzere programın içeriği belli.Burada "neden Hatay, neden Şanlıurfa, neden Harran gibi bölgeler özellikle seçiliyor?" sorusu gündeme geliyor.Buraların eski ismi "Arzı Mevut", yeni ismi "BOP" olan projenin kapsama alanında bulunması bize bir şeyleri çağrıştırıyor olmalı.Bu dini ve kültürel faaliyet şeklinde çalışmalar devam ederken, bir taraftan da bu topraklara tarım faaliyeti olarak da yerleşmeler söz konusu.Gazetemiz yazarlarından Alaaddin Özkar bir yazısında, bazı Güneydoğu illerimizde mayınlı arazilerin tarıma kazandırılması ve organik tarım yapma projesi çerçevesinde Amerikalılara ve de İngilizlere uzun yıllar kiralanmasının söz konusu olduğunu yazmıştı.Mardin'de 49 bin dönüm, Şanlıurfa'da 55 bin dönüm, Hatay'da 36 bin dönüm, Gaziantep'te 15 bin dönüm, Kilis'te ise 34 bin dönüm mayınlı arazi. Zaten bu projenin, yetiştirdiği ürünün karşılığını bile alamayan Türk köylüsü için olmadığı belli. Birçok tarım arazisi, çiftçi tarıma küstürüldüğü için atıl duruma düşerken, niçin mayınlı bölge, niçin, ABD ve İngilizler ve niçin Güneydoğu illeri seçiliyor? Haritaya tekrar yukarıdan bakmakta fayda var.Neyse biz yine meşhur(!) toplantıya dönelim. Bu toplantıları düzenleyenlere ve destekçilerine baktığımızda aklıma ne hikmetse, hep hırsızların dürüstlük, fahişelerin de ahlak dersi vermesi geliyor.Dinlerarası Diyalog faaliyetleri Vatikan'ın verdiği startla 1960'larda başladı, ama sözde hoşgörü faaliyeti olarak kamuoyuna aktarılmaya çalışılan bu faaliyetler başladıktan sonra neler oldu neler.Bosna'da yüz binlerce insan katledildi, hem de Vatikan'ın, AB'nin ve de ABD'nin gözü önünde. Hatta Serebrenica'da BM'nin kontrolündeki bölgede insanların toplu olarak katledildiğini hepiniz biliyorsunuz.Bu katliamı seyreden, hatta el altından destekçisi olanlar bugün "Medeniyetler Buluşması" projeleriyle karşımıza çıkıyorlar.Afganistan'da, Irak'ta, Felluce'de, Samarra'da yüz binlerce masum sivil öldürüldü, tecavüz edildi, işkence yapıldı. Kimyasal silah, misket bombası, zayıflatılmış uranyum, napalm bombaları kullanıldı. Telafer'de yapılan katliamı ve zulmü bugün görüyoruz. Kızılay'ın insanlara ihtiyaç maddesi götürmesini bile tahammül edemeyen bir anlayışın "Medeniyetler Buluşması" organizasyonuna dahil olduğunu oluyoruz.Son günlerde basınımızda, Bosnalı kardeşlerimizi acımasızca katleden Sırp katilin Vatikan'da koruma altında olduğu ifade ediliyor.Yeni AB anayasası en çok Türk düşmanı olarak bilinen 10. İnnocent'in önünde imzalanıyor. Türk kanı içmesiyle ve Türkleri kazığa oturtup öldürmekle meşhur Kazıklı Voyvada bugün bir aziz olarak kabul edilip, ziyaretler ediliyor.Hangi medeniyetler buluşması, hangi hoşgörüden bahsediyorsunuz? 11 Eylül saldırılarının Müslümanlar tarafından yapılmadığı kesin ve net olarak bilinmesine rağmen, bu saldırıların ardından, olayla uzaktan yakından alakası olmayan Müslümanlara saldırılar yapıldı ve 120 camiye saldırı düzenlendi. Bir karıncayı bile ezmeyi günah kabul eden Müslümanlar potansiyel terörist hale getirildi.Hangi medeniyetler buluşması, hangi hoşgörü?Bizde Çan çalıyor, AB ve ABD'de ise ezan yasak.Bizde en iyi yerlerde azınlıklar oturuyor, ülkenin bütün kaynakları onların elinde, Batıda ise Müslüman her yerde terörist gözüyle bakılıyor, taciz ediliyor, ibadetini doğru dürüst yapamıyor.Ama sözde medeniyetleri buluşturanlar yine bu eziyetleri yapanlar.Hem suçlu, hem güçlü.Avustralya'da Türklere çöp yakıştırması yapılıyor, ama medeniyetler Hatay'da buluşturuluyor. Meksika'da bir papaz "kirli parayı, uyuşturucu parasını temizleriz" diyor, Romanya'da kilise, genç bir Rahibe'yi çarmıha gerip, sonra da yakarak öldürüp şeytanlarını temizliyor. Medeniyetten nasibini almamışlar belli, ama medeniyetten dem vuran da onlar.Esasen Vatikan bu toplantıların hedefini her ne kadar "Hıristiyanlaştırma" da dese, arkasında toprak talebi olduğu muhakkak. Çünkü Batı, tarih de şahittir ki, işgal edeceği, ya da kaynaklarını sömüreceği yere önce misyonerlerini göndermiştir. Maksat o bölgedeki milletin direncini kırmaktır.Olayı çok geç de olsa fark eden bazı AKP'li vekiller, bu "Medeniyetler Buluşması" organizasyonlarının destekçisi olan Sayın Başbakan'a tepki koymaya başladılar.Bakın AKP Hatay Milletvekili Fuat Geçen neler diyor:"Hatay Vatikanlaştırılmak isteniyor. Sırayla bazı şeyler yapılmaya başladı. Önce Kürt sorunu söylemi, arkasından Ermeni oyunu, şimdi de din değiştirme olayları. Çan, Hazan ve Ezan bir arada olacakmış. Barış, diyalog diyorlar ama bunlar bize zarar veriyor. Olan Kel Mahmut'a oluyor, gören yok. Din konusunda hassasiyet gösterilmesi lazım. Toplantıyı AB büyük paralarla finanse ediyormuş. Niye yapıyor bunu? İşlerine geliyor. Hatay'da 4. kilise açılmak üzere. Fakir öğrencilere yardım yapıyor ve dinlerini değiştiriyorlar. Misyonerlik çalışması Hatay'da günden güne artıyor. Tedbir alınması lazım"Erdoğan, 1. Hatay Medeniyetler Buluşması'nın Ankara'da yapılan tanıtım toplantısında organizasyona büyük önem verdiğini söylemişti. Vatikan'ın, AB'nin ve de ABD'nin bu buluşmaya verdiği önemi anlarım da Başbakan niye önem veriyor şahsen merak ediyorum?Eğer dostluk, kardeşlik içinse, Telafer'de katledilen Türkmenlerin daha kanları kurumadı, hangi dostluk, hangi kardeşlik?Senin okuduğun hutbene, yaptığın ibadete, hatta okuduğun kuran ayetlerine -"Allah katında tek din İslam'dır" ayetini kastediyorum- müdahale eden bir Batı anlayışının seninle hangi zeminde medeniyet ittifakı yaptığı ortada. Son sözü Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e bırakalım: "Diyalogun asıl amacı Müslümanları, özellikle de Türk milletini Hıristiyan yapmaktır. Bu sayede Türkler Hıristiyan olur, Türklüğünü inkar eder. Türkler Rumlaşır, Ermeni olur, Keldani, Süryani olur ve sonunda bölünür. Olay budur. Diyalogun amacı Türk Milletinin Hıristiyanlaştırmak sureti ile önce bölmek sonra da Anadolu topraklarını işgal etmektir. Bu olay İspanya'da Endülüs'te böyle olmuştur. Afrika'da böyle olmuştur. Hedef, elimize İncil'i verip ayaklarımızın altındaki toprağı almaktır. Asıl plan budur... İşte diyalog budur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025