Başbakanın "Kürt sorunu" ifadesiyle PKK'nın siyasallaşmasının önünün açılması, yine Başbakanın ve de Dışişleri Bakanımızın Ermeni konferansına verdiği destek, Zafer Bayramı kutlamaları... derken ekonomi gündeminden biraz uzak kaldık.Memur maaşlarına zam ve özelleştirme faaliyetleri gündemde.Memura sadaka, pardon zam görüşmelerinde yaşanan tiyatroyu hepimiz haber bültenlerinde takip ettik.Hükümet yaptığı açıklamada en düşük memur maaşının 750 YTL olacağını ilan ederken, KESK bu rakama dahil edilen 40'ar YTL'lik seyyanen artış rakamının memurların bir kısmına yapılacağını ifade ederek, zamdan ayrı olarak hesaplanması gerektiğini belirtti. Buna göre en düşük memur maaşı 649 YTL.İster 649 YTL olsun, ister 750, mutfak masraflarının, kiranın, ulaşımın, eğitim ve sağlık harcamalarının her geçen gün arttığı ülkemizde, hangi memur bu rakamlarla huzurlu bir hayat yaşayabilir? Ay sonunu zor getiren bu memurun çalıştığı iş yerinde verimli olmasını bekleyebilir misiniz?Şayet bu memur bir öğretmen ise çocuklarımıza nasıl sıhhatli bilgi verebilecek? Polis ise gönül rahatlığıyla görevini yapabilecek, güvenliğimizi sağlayabilecek mi?Gerek memurların, gerekse işçi, emekli ve diğer çalışanların zamları belirlenirken hükümetin açıkladığı enflasyon rakamları baz alınıyor.Memura yapılan yüzde 5'lik komik zammın sebebi budur. Önümüzdeki yıl hedeflenen enflasyon oranı bu civardadır.Peki, gerçekte enflasyon rakamı bu mudur? Enflasyon rakamları hesaplanırken dikkatli olunması gereken konular nelerdir?Memurun, işçinin, emeklinin, çiftçinin ve de küçük esnafın kısaca toplumuzun yüzde 80'ini oluşturan vatandaşlarımızın aylık ve yıllık harcama kalemlerine bakılarak ancak sıhhatli rakamlara ulaşılabilir. Fiyatlar hesaplanırken aynı cins ürünler ve de markalar olduğunu dikkat edilmelidir. Fiyatı düştüğünde kalitesinden ödün verebilecek olan markalar baz alınmamalıdır.Enflasyon rakamını belirleyecek olan ürün ve hizmetler mantıklı ve vatandaşın durumu göz önünde bulundurularak seçilmelidir. Sürekli tüketilen ekmek, pirinç, un, şeker, benzin, mazot, elektrik gibi olmazsa olmaz ürün ve hizmetlerle beyaz eşya, araba gibi belki 5-10 yıllık periyotlarla değiştirdiğimiz ürünler aynı kefeye konmamalıdır.Çünkü birinci grup inelastik, yani olmazsa olmaz ürünlerdir, ikinci grup ise darlık anında ertelenebilir ürünlerdir.Bu sebeple gıda malzemelerinde, benzinde oldukça ciddi artışlar olurken, talebin azalmasından dolayı beyaz eşya fiyatlarında ciddi bir düşüş söz konusudur. Şu anki iktidarın yapmış olduğu en büyük yanlışlardan biri de maalesef bu noktadır.Hedeflediği ve IMF'nın tavsiye ettiği rakama ulaşabilmek için ya toplumun artık talep etmediği, fiyatlarında artış olmayan raptiye, tel süpürge, soba borusu gibi kalemlerden enflasyon hesaplıyor, ya da talep darlığından dolayı fiyatlarında yüzde 29 düşüş olan beyaz eşya gibi ürünleri hesaplamalara direk dahil ediyor.Sonuç gerçekte yüzde 40'ların üzerinde enflasyon oranı olması gerekirken yüzde 8, yüzde 5 gibi rakamlar karşımıza çıkıyor.Bu rakamlar da maaş oranlarına yansıyarak memur,işçi ve emeklilere yüzde 40'lar düzeyinde olması gereken zamlar yerine, yüzde 5'lik bir zammın reva görülmesine neden oluyor.Ürün fiyatları arttıkça artıyor, maaşlar eridikçe eriyor. Peki, ne olacak bunun sonu?İşsizler bir yana çalışan kesim de oldukça mağdur olacak. Geçimini temin edemeyen toplumumuzda suç oranları daha da artacak. Tüketim oldukça daralacak. İç pazarın daralması sonucu esnaflar kepenk kapatmak zorunda kalacak.Kısacası zaten dibe vuran ekonomi iyice allak bullak olacak.Bu ekonomin iflası, Türk milletinin iflası, Türkiye'nin iflası demektir.Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye yaptığı meşhur bir tavsiye vardır:Milleti yaşat ki devlet yaşasın"Milletine bakamayan bir devletin payidar olması mümkün değildir.Bu sebeple bizi bu hallere düşüren IMF ve AB patentli, maksadı belli ithal modelleri bir kenara koyup, kendi milli modellerimizi devreye koymalıyız.Memura, işçiye, emekliye, çiftçiye sadaka değil, alnının teri kurumadan hakkettiğini vermeliyiz.Bu aziz millet köle olmaya, dilenci olmaya değil, efendi olmaya layık.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025