Milletin malıyla erkeklik olmaz

Ankara'da cereyan eden 'milletin malıyla erkeklik taslamalar'a değinmeden önce birkaç önemli gelişmenin altını çizmekte fayda var.

Bir ay önce ne yazmıştım hatırlıyor musunuz; Ankara, KKTC ile yaptığı Gümrük Birliği mutabakatını askıya alacak, onaylamayacak. Çünkü AB'ye danışmadan bir adım atamazlar... Yazdıklarım aynen böyle.

Nitekim öyle de oldu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, KKTC ile Gümrük Birliği anlaşmasının onaylanması için Meclis'e sevk edilmeyeceğini açıkladı. Niye mi? Niye olacak; AB'den izin çıkmamış. Bu bir...

Başka ne mi yazmıştık bir ay önce; demiştim ki, ABD 8.5 milyar dolarlık krediyi Irak tezkeresine kadar sallayacak. Bakmayın siz, Ankara'dakilerin, "kredinin asker gönderme ile alâkası yok" dediklerine. Dubai'de anlaşma filan olmayacak... Yazdıklarım aynen böyle.

Böyle de oldu. Dubai'ye taşınan Ankara'dakiler, "kredi beklentimiz yok" demeye başladılar. Kredinin Irak tezkeresiyle alâkalı olduğunun sinyallerini de veriyorlar. Eğer Başbakanımız, Irak tezkeresi konusunda ABD'ye tam taahhüt verirse kredi bugün imzalanır. Bu da iki...

Kişi başına milli gelir ortalaması 1500 doların altında bulunan illerin teşvik kapsamına alınacağı Başbakan tarafında ilan edilince; IMF müsaade etmez, onlardan izinsiz adım atamazsınız, demiştim.

Nitekim olan oldu; 33 vilayet, IMF tırpanıyla 22'ye kadar düşürüldü. Bu da üç...

Dahasını saymayalım.

Bunları, komplo teorileri diye yorumlayanlar olmuştu. Hatta sakalımız yok diye inanmayanlar bile çıkmıştı. Ama bunları öngörmek hiç de zor değil; görünen köy kılavuz istemez çünkü.

Ankara, ABD'yi razı etmeden, AB'den akıl, IMF'den talimat almadan bir adım a-ta-maz.

Dolayısıyla Türkiye'nin akıbeti, işte bu "bermuda şeytan üçgeni"ne sıkışmış vaziyette.

Gel gelelim Maliye'deki enteresan işlere...

Biliyorsunuz, Ankara IMF'ye 2003 yılı içinde 4 milyar dolarlık özelleştirme taahhüdünde bulunmuştu. Tutturamadılar. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "42 ihalede toplam 268 milyon dolarlık özelleştirme gerçekleştirdiklerini" açıkladı. Bu üç kuruşluk özelleştirme için yapılan altyapı-tanıtım ve sair masrafları konuşmaya hacet yok.

Özelleştirmenin astarı yüzünden pahalıya geldi.

IMF'ye yapılan "4 milyar dolarlık taahhüd"ü doldurmak ve de özelleştirme katırcılarını ürkütmemek için Uzanlar'a 6 milyar dolarlık PETKİM'i 640 milyon dolara üç yıl vadeli peşkeş çektiler. ÖYK, özelleştirmeyi onayladı. Ancak, Uzanlar, uzmanların ifadesine göre tarassut altındaki İmar hortumunun izini belli etmemek için 10 milyon dolarlık teminatı yatırmayınca PETKİM işi yattı.

Önceki gün Bakan Unakıtan diyor ki, "TEKEL ya da TÜPRAŞ sona kaldıysa benim suçum mu; ama erkeklik devam ediyor." Bakan, milletin malı olan bu işletmeleri ucuz pahalı elden çıkartmayı erkeklik olarak sunuyor.

Milletin malıyla erkeklik olmaz sayın bakanım!

Erkeklik yapacaksanız; milletin karşısında değil, IMF'nin, ABD'nin veya ABD'nin karşısında yapın!

Unakıtan, bir tarım ülkesi olan Türkiye'ye çoluk çocuğu seferber olmuş vaziyette "mısır ithal etmeleri"ni bakınız nasıl açıklıyor: "Benim şahsımın şirketi değil, oğlumun şirketi, yumurta ve tavukçuluk şirketi var. Bu tavuklar da mısır yiyor, ne yapalım?"

Maliye Bakanı'nın tarıma yaklaşımı bu olan bir ülkede siz hala tarımsal kalkınmadan söz etmeye kalkışırsanız, kargalar bile güler.

Unakıtan içinden geldiği gibi konuşan bir insan. Dışı-içi bir derler ya, o kabilden...

Bakınız, "vatanı satmak" konusunda ne diyor Unakıtan: "Muhalefet bizi ülkeyi satmakla suçluyor. Biz yabancı yatırımcılara satın alma hakkını verirken, bu tür şeyleri düşünmedik. Toprağı satın alanların başka yere götürecek hali yok ki..."

Tabii, tabii... Yabancılar yeter ki, başka bir yere götürmesinler, siz her şeyi satın sayın Bakanım!

Vatanı satmaya Ankara'dakilerin yaklaşımı bu... Öncekiler gibi, sizin de mühletiniz, aziz milletimizin, yani bu vatanın sahiplerinin "kendilerini ve vatanlarını satılmış hissettikleri an"a kadardır. O zaman kadar satın satabildiğinizi, arasıra da erkeklik taslayın milletimize... Yalnız ABD, AB ve IMF karşısındaki duruşunuz değişmesin; ömrünüz uzar.

Bazılarının bu vahim gerçekleri görmesi, anlaması ve inanması için sakal mı bıraksam acaba? Ne dersiniz...