Vallahi bıktık usandık…
Özellikle de iktidar kanadı başta olmak üzere, bu kadar NATO'culuğa pes doğrusu. Büyükelçilik yapmış bazı diplomatlarımızı izliyoruz ekranlarda, aman Allah'ım, bu nasıl NATO aşkıdır.
NATO da NATO…
Değerli okuyucum…
Türk milletinin bilinen en eski tarihi somut belgelere bakıldığında, 40 bin yıl kadar gerilere dayandığını bilelim ve yer yüzündeki medeniyetin Türkler eliyle vuku bulduğunu artık lütfen kanıksayalım.
Roma İmparatorluğu bile ön Türkler eliyle kurulmuşken şu geldiğimiz duruma bakar mısınız!
Bu kadar kendinden uzak ve kopuk yaşayan bir milleti emin olun yer yüzünde bulmanız asla mümkün değildir.
Türk milletinin kadim tarihi ve büyük uygarlıkların sahibi olduğuna ilişkin en içten ve doyurucu açıklama kırıntılarını yine Asker'den duyuyoruz.
İyi ki Türk askeri var.
AB-ABD ve NATO'ya bu kadar aşık olmak ancak kendi milletini hiç tanımamakla izah edilebilecek bir garabettir.
AB de, ABD de, NATO da bizim gözümüzü çıkarmak için birbirleriyle ittifak halindedir.
Bu üç kuruma aşık olan asla Türk milletine aşık olamaz!
Siyasetçinin NATO'ya kayıtsız şartsız bağımlılığı doğrusunu söylemek gerekirse ihanettir.
Aynı şekilde varsa hala bu büyük terör örgütü kurumu NATO'ya aşık olan asker, aynı şekilde ihanet içindedir.
NATO'nun teröre karşı örgütlendiği tam anlamıyla bir zırvadır. Çünkü NATO'nun kendisi bir terör örgütüdür.
İtalya'da Bologna İstasyonu katliamı, Türkiye'de 12 Eylül'e giden yolda öldürülen aydınlar, Alevilere dönük katliamlar, sabotaj ve kundaklamalar NATO'nun elinden çıkmadır.
Belgrat NATO tarafından acımasızca bombalanmıştır. Son olarak Libya'ya düzenlenen yağma seferini NATO üstlenmiştir.
Buraya kadar emperyalist devlet ve tekellerin örgütü olan NATO'nun beyni yerindedir. ABD'nin patronu olduğu bu örgütte hiyerarşiye göre yağma paylaşılmaktadır.
Beyin NATO'nun yayılmacılığının doğuda iki güçlü kapitalist ülkenin varlığına ve özellikle Çin'in yayılmacılığına çarpmasıyla dağıldı.
Niye ve nasıl mı?
Haydar Baş Bey'in Rus Duma'sında bütün dünyaya deklare ettiği "MEM" (Milli Ekonomi Modeli) sayesinde.
İtalya ve Fransa Afrika'nın, özellikle Libya'nın yeniden paylaşılmasında gerilim yaşıyorlar.
Bölen NATO, parçalayan paydaş ülkeler.
Çin'in başlıca üstün olduğu araçları olan Yeni İpek Yolu ve mali sermayesine 5G teknolojisini eklemek gerekiyor.
ABD bütün Avrupa ülkelerinden Huawei'ye yaptırım uygulamasını istiyor. Ama bu birlik sağlanamıyor. Birçok NATO ülkesi bu yaptırımlara katılmıyor.
Almanya ABD'nin başlıca stratejisi olan İran'ı ablukaya alma ve gerekirse askeri yöntemlerle diz çöktürme politikasını desteklemiyor. Almanya, İran ile piyasa üzerinden kendi hegemonyasını oluşturmayı tercih ediyor.
Biz ise uyuyoruz…
NATO beyninin sorunu, içeride çok sayıda mide ve bağırsağın belirmesi ve bunların yönetilme güçlüğüdür.
Bunun ötesinde hâlâ pazar bütünlüklerini ve yayıldıkları alanları koruyabilmek için NATO'ya gereksinimleri var. Merkel'in NATO'yu korumak için sarf ettiği çabanın altında bu yağmacı kazanımlar olduğunu söylemeliyiz.
Ama hepsinin aklında ABD'nin Çin'i izole etme ve diz çöktürme savaşında almaları gerekecek pozisyon var. Açıkça söylenmese de bu konunun büyük bir kaygı kaynağı haline geldiği görülüyor.
Zira NATO, bir güvenlik şemsiyesi hiçbir zaman olmadığı gibi, açıktan batılı ülkelerin toprak paylaşımında hakem rolü görüyor.
Ve ilk kez 2019'da bir NATO zirvesinde Çin ele alındı ve silah anlaşmalarına dâhil edilmesi öngörüldü.
Vaktiyle Türkiye'nin içerisinde çıkarılan ne kadar çatışma varsa tamamının planlayıcısı NATO olmuştur.
Bu kadar kazık yiyip de kendine gelemeyen bir ülke düşünemiyorum.
Peki, neden bu kadar kökten bağımlılık ve derin bir aşk yaşanıyor NATO'ya karşı? Sebebi çok açık. Türkiye Atatürk'ten sonra yönetim anlamında milli bir anlayışı hiçbir zaman işbaşına getirememiş.
Aslında çok büyük gibi görülen sorunların ne kadar da kolayca çözülebileceğine insanımızın inanması lazımdır.
Her şeyin başı, iş başına getirilen yöneticilerin bağımlı veya bağımsız politikalar yürütecek olmasında.
O'nun da sağlayıcısı halkın bizzat kendisidir.
Türkiye artık, milli olan ve tam bağımsız Türkiye diyenlerle yol yürümek zorundadır.
Artık an itibariyle ne kadar ideolojik saplantılar varsa tamamının çöp kutusuna atılması vakti gelmiştir.
Zaten Z kuşağı denilen muhteşem bir zekaya sahip gençler üzerinde böyle bir izi bulmak da mümkün değildir. NATO'da olmazsak şöyle olur böyle olur diye başlayan cümleler miadını doldurmuştur.
İsimler değil derdimiz, kanser hastalığı gibi her yanı saran kendinden uzaklaşma ve yabancılaşmaya dikkat çekiyoruz.
Son söz:
NE AB, NE ABD, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE
- ABD, 70 milyon Kızılderili Türk’e soykırım yaptı! / 08.07.2025
- PKK’ya değil, ABD’ye silah bıraktırın / 07.07.2025
- Türkiye işgal mi edildi? / 05.07.2025
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- İsrail Kıbrıs’a yerleşiyor! / 01.07.2025
- Ortadoğu için tek kurtuluş: ATATÜRK modeli / 29.06.2025
- Türkiye uyuşturucu batağında! / 27.06.2025
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar / 26.06.2025