Başlıkta geçen ifadenin tamamı şöyle:
"Millet açken New York'a Türk bayrağı çeksen ne olur."
Bu ilginç çıkışın sahibi, BTP lideri Hüseyin Baş'tı.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, TELE1'de katıldığı bir programda çok çarpıcı tespitlerde bulundu.
Baş'ın ilk açıklamaları Suriye konusundaydı.
Suriye'de olan biteni çok net sözlerle analiz eden Hüseyin Baş şunları söyledi:
"Suriye'de özetle, kazanan İsrail ve ABD'dir. Kaybeden tarafta ise Türkiye vardır. Dikkat edilirse YPG ile HTŞ arasında varmış gibi sunulan mücadele, Fırat'ın Batı'sında yaşanmaktadır. ABD ve İsrail'in zaten özerk yapı kurmak istediği alan, Fırat'ın doğusudur.
Bu coğrafyada aynı güçler tarafından ve en başından beri kurgulanan olay, tamamen BOP eksenlidir. Aslında bilinçli bir şekilde Ortadoğu insansızlaştırılıyor. Bir de Suriye'deki muhalefete her yönüyle sahip çıkıyorlar. Oysa bunların kim olduğu belli. Asıl ilginç ve çok düşündürücü olan ise şu: Bizim ülkemizde muhalefet milletin haklarını savunmak ve adaletin tesis edilmesi adına haykırdığında, o muhalefete neredeyse terörist damgası vuruluyor.
Bu arada Halep'e Türk bayrağı çektik diye bayram ediliyor. Senin milletin kendi ülkende açlık ve sefalet içinde kıvranırken bana söyler misiniz, New York'a Türk bayrağı çeksen ne olur?"
Ben bu tespite hakikaten bayıldım.
Ekonomi konusunda ise Hüseyin Baş şunları söylüyor:
"Bu iktidarın ekonomiyi düzeltme imkân ve ihtimali yoluktur. Nedeni ise çok açıktır. Çünkü bu iktidar ekonomiyi düzeltmek değil, batırmak istiyor ve bunu da bilinçli yapıyor.
Nedeni ise şu: Bu iktidar kendisini Türk milletine karşı borçlu hissetmiyor. Bilakis, kendisini iktidara taşıyan küresel güçlere karşı borçlu hissediyor ve onun da gereğini yerine getiriyor.
Ayrıca ekonomiyi düzeltemezler çünkü millete ait ne kadar işletme varsa hepsini 62 milyar dolara peşkeş çektiler. Peşkeş çekilen bu kadar işletmeden elde edilen para ile vatandaşımıza aylık 3 dolar düşmektedir."
Gençler ve eğitim konusuna ilişkin soruya ise Hüseyin Baş'ın verdiği yanıt, şu ana kadar duyduğum en muhteşem analiz ve tanımlamaydı:
"Mesela anaokuluna giden bir çocukla konuşuyorsunuz, bu çocuğun sorduğu sorulara ve açıklamalarına bakıldığında, onun dahi olduğunu anlıyorsunuz. Aynı çocuğu bir de bizim müfredata dahil edip tekrar geri aldığımızda, onu tamamen umutsuz bir insan haline gelmiş olarak görüyoruz. İşte bizim eğitim müfredatımız tam da bu.
6'lı Masa konusuna ilişkin ise Baş'ın kurduğu şu cümle, oldukça dikkat çekiciydi.
"Şimdi baktığımda diyorum ki, 6'lı Masa'ya iyi ki alınmamışız. Diyebilirim ki, bizi Allah korudu."
33 yıldır yazıp çiziyoruz. Aynı zamanda takip etmediğimiz siyasetçi kalmadı diyebilirim.
Şunu çok rahatlıkla ifade edebilirim.
Hüseyin Baş Bey Türkiye'nin yakın geleceğinde, çok önemli roller üstlenecektir.
Milletin adamı ve sahip çıkanı olacaktır.
İtiraf etmem gerekirse, radikal bir Atatürkçü olan ben deniz bile siyasetten ve gelecekten umudumu kesmiştim.
BTP lideri Hüseyin Baş Bey, adeta kayalıkların arasında yeşermeyi başarmış ve renkleriyle insanı büyüleyen nilüfer çiçeği gibi siyasetteki tüm ezberleri bozuyor.
Bekamız için bu genç lidere sahip çıkmak, vatanseverliğin ta kendisidir.
- 2026’da asgari ücretli dilenecek / 06.10.2025
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Dünyaya gelmiş en büyük lider: Mustafa Kemal ATATÜRK / 29.09.2025
- Devlet gibi davranın, bu işi çözün! / 26.09.2025
- Bence Bahçeli erken seçim kararı alacak / 25.09.2025
- Ver madeni al koltuğu / 24.09.2025
- Atatürk’e dönülmezse, Türkiye işgal edilir! / 23.09.2025
- Savaştan daha büyük tehlike kapımızda! / 22.09.2025