Artık seçmene ve topluma bundan böyle sunulacak tek vaat bu olacak diye aklımdan geçmiyor değil.
Çünkü ne iktidar ve ne de muhalefetin topluma karşı artık kaliteli bir hayat sunabilecek veya en azından umut verebilecek, tek bir yöntem ve formülleri kalmadı.
Bu ülke, Atatürk dönemi müstesna, hem sağ ve hem de sol iktidarları gördü geçirdi.
Hiç biri yönetimsel anlamda, yeter ve gerek şartı yerine getiremedi.
İnönü ve Menderes'le birlikte başlayan dışa tam bağımlılık felsefesi, Türkiye Cumhuriyeti devletini, Atatürk'ün bıraktığı noktadan çokça gerilere götürmüştür.
Bulunduğumuz yıla varıncaya kadar bu bağımlılık, dozu değişen oranlarda devam etmiştir.
"Bir NATO ülkesiyiz" diye başlayan hezeyan dolu açıklamalar, "AB bizim medeniyet projemizdir" şeklinde sonlanıyorsa, bu iş bitmiş demektir.
Türkiye iliklerine kadar tam bağımlı hale getirilmiştir.
Bağımsız bir ülkede eğer siz paranızı dış ülkelerin parasına endeksliyorsanız, bundan sonra yaptığınız tüm konuşmalar boştur.
Ekonomiden, kaynaklardan, paranın gerçek tanımından ve toplumun ekonomi açısından taşıdığı önemden zerrece haberi olmayan siyasetçileri sürekli olarak seçer ve işbaşına getirirseniz, enflasyonu düşürmek için tek bir seçeneğiniz kalır. Ölmek…
Evet, sevgili dostlarım gerçek hikâye bu.
Siz ancak öldüğünüzde mezarlıktaki enflasyon göstergeleri sıfır olur.
Öylesine seçim hataları yapılıyor ki bu ülkede, hiçbir projesi olmayanı hatta ekonomi konusunda tek bir makalesi bile bulunmayanı, her konuda dört dörtlük projesi olana tercih ediyor vatandaşımız.
Arkasında yalan rüzgârları estirilen içi boş siyasetçilerin peşine takılıp giden insanımız, bir beş yıl daha kafasını taşa duvara vuruyor ama nafile!
Bizim insanımız dünyanın en güzel insanı bunda zerre şüphe yok.
Aynı zamanda bizim insanımız, dünyanın en zeki ve çalışkan insanı.
Atatürk bunları boşuna söylemdi elbette.
Ama hakikat şu ki, milletimiz senaryosu dışarıdan yazılan hikâyeleri ön koşulsuz olarak kabulleniyor ve üzerine balıklama atlıyor.
Atlama desen de seni dinleyen ve anlayan kim!
Bugüne kadar ülke olarak her ne çektik ise işte bu ön kabullerden ve gerçekten bizi kurtaracak olanlara karşı ise, bu önyargılardan çektik.
İlk defa ve bu kez durum çok farklı gibi görünüyor.
Genç kuşağımız o kadar durumun farkında ki, 15 yaşındaki bir genç, 75 yaşındaki hacı amcaya adeta hayat dersi veriyor.
Teknoloji kuşağı olarak isimlendirilen ve gümbür gümbür gelen bu neslin en temel özelliği ise, tamamının Atatürkçü olması.
Hiçbir fırıldak siyasetçi asla bu kuşağı aldatamaz.
Okuyan, araştıran ve sorgulayan Türk genci için oy verilebilecek bir partinin olup olmadığına elbette ki onlar karara verecek.
13 milyon genç oy kullanacak.
7.5 milyon genç ilk kez oy kullanacak.
Mezarlıkta enflasyonun sıfır olmasından istifade edebilecek hiç kimse yoktur!
Türk gençliği, büyüklerinin yaptığı seçim hatalarını yapmayacak kadar bağımsız bir fikri düşünceye sahiptir.
Şöyle bir etrafınıza bakının.
Hangi partinin Genel Başkanı genç ve gençliğe büyük bir ilgisi var?
Hangi Genel Başkan'a karşı gençlerin büyük bir sevgisi ve ilgisi var?
Hangi siyasi partinin ekonomik tezi var?
Hangi partinin tezi yurtdışında deklare edilmiş ve uygulanmakta?
Türk milletine 20 yıldır hangi siyasi hareket "Biz bu işi çok iyi biliyoruz ve yaparız" dedi?
"CHP'nin başında olsam iktidar olurum, iktidarın yerinde olsam yeniden kazanırım" diyecek kadar kendisine güvenen lider kim?
"Ben gençlerin lideri değilim. Ben gençlerden biriyim" diyen en genç siyasi parti lideri kim?
"Bizim ülkemizde gıda sorunu yok. Bizim ülkemizde olmayan bizim paramız" diyen sıra dışı siyasetçi, gümbür gümbür gelen, Hüseyin Baş'tır.
6'lı masa ve Cumhur İttifakı arasında yaşanacak olan gerilimlerden bunalan tüm seçmenin sığınağı ve nefes borusu olacak olan BTP'nin, seçimlerde barajı aşacak olduğuna dair yorumlar şimdiden yapılmaya başlandı bile.
Gençlerin sürprizi bence, BTP'nin barajı aşması ile kendisini gösterecek diye yapılan yorumlar oldukça tutarlı görünüyor.
Gençlik kazanırsa, Türkiye kazanır.
- Türkiye’yi ver, koltuğu al! / 20.05.2025
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025
- Ümmetçilik değil, Muaviye’cilik! / 13.05.2025
- Kötü gidişin sorumlusu millettir! / 12.05.2025
- Türkiye ittifakı kurulsun / 05.05.2025
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025
- Şehitlere sor süreci / 30.04.2025