Ekonomide sık sık gündeme getirilen sorulardan birisi de "Para basınca enflasyon olur mu?" sorusudur.Bu soru, Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi ve sunduğu çözümlerle yerli-yabancı yüzlerce bilimadamı tarafından Nobel'e aday gösterilen Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e, İngiltere'de bir üniversite'de konferans verirken soruldu. Verdiği cevap kısa ve özdü: "Bu para denilen şey nasıl bir şey ki, ABD basıyor, İngiltere basıyor, Almanya basıyor, Çin basıyor enflasyon olmuyor da, biz basınca mı enflasyon oluyor?"Esasen Sayın Baş bu ifadeyle "oynanan oyunun farkındayız, milleti safsatalarla kandırmayın" mesajını da veriyordu.Sayın Baş enflasyon hakkındaki görüşlerine Milli Ekonomi Modeli kitabında geniş bir şekilde yer vermiştir, hatta formülüne varıncaya kadar. Mutlaka temin edip okumanızı tavsiye ederim. (www.milliekonomimodeli.com adresine bakınız.) "Para basınca enflasyon olur" yanlış fikri birileri tarafından milletimizin aklına adeta kazınmıştır.Bu birileri ABD, AB ve onların ekonomi politikalarına göre dünyanın ekonomisine şekil vermeye çalışan IMF ve de yine onların yerli taşeronu olan siyasiler, ekonomistler, yazarlar, işadamlarıdır.Bu fikir öyle bir işleniyor ki, vatandaş nereye baksa bu yanlışı görüyor ve zaten ekonomi konusunda da fazla bilgilisi olmadığından bu yanlış bilinçaltına yerleşiyor.Bu temel bilgilendirmeden sonra dilerseniz biraz da para ve enflasyon arasındaki ilişkiye değinelim.Para, insanların ihtiyacı olan mal ve hizmetlerin karşılığı olarak piyasaya sürülen ve bunların dolanımını sağlayan temel bir unsurdur. Eskiden insanlar, mala karşılık mal anlayışıyla yaşamlarını sürdürüyorlardı ve bu pratik anlamda oldukça zordu. Paranın icadıyla bu zorluk aşıldı ve ortak bir değer üretilerek malların sıhhatli bir şekilde dolanımı sağlandı.Bu gerçeği en net bir şekilde Prof. Dr. Haydar Baş dile getirdi. Milli Ekonomi Modeli'nde, paranın bilinen iki fonksiyonuna (mübadele ve tasarruf özelliği) -diğer ekonomistlerden farklı olarak- emeğin ve üretimin karşılığı olması ve paranın tahrik unsuru olması özelliklerini de ilave etti. Bu dünyada bir ilkti ve bence bir değil, binlerce Nobel gerektiriyordu. Bu manada önemli olan paranın neyin karşılığı, ya da hangi amaçla basılacağıdır. Eğer piyasada dönen para üretilen mal ve emeği alabilecek düzeyde değilse, devletin para basarak bu açığı kapatması ve birtakım sosyal projelerle tüketme kabiliyetini yitirmemiş olan gelir düzeyi düşük vatandaşlarına bu parayı aktarması lazım. Bu ekonomik bir kuraldır ve asla enflasyon oluşturmaz. Devlet bunu yapmazsa, mal ve emeğin karşılığı olmadığından stoklar artmaya başlar ve ülke şu an olduğu gibi deflasyon sürecine girer.Böyle tehlikeli bir dönemde eğer ekonomi idaresi bu açığı para basarak değil de dışarıdan faizle ile borçlanarak kapatmaya çalışırsa, bir de ilave olarak olmazsa olmaz ürün ve hizmetlerin (enerji ve hammadde gibi) ithalatının önünü açarsa işte o zaman çok tehlikeli bir sürece girilir. O ülkede hem deflasyon yaşanır, hem de faiz ve ithalattan kaynaklanan maliyet enflasyonu. Bunun sonucu Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifade ettiği gibi stagflasyondur. Fabrikalar kapanmaya, işsizlik artmaya başlar; piyasa allak bullak olur.İşte Türkiye ekonomisinin mevcut durumu bu. Geçtiğimiz yıl 400 milyar dolara yakın mal ve emek üretilmiş, piyasada dönmesi gereken para 150 milyar YTL olması gerekirken, maalesef 25 milyar YTL. 125 milyar'lık bir açık var.Hükümet bu açığı kapatmak için durmadan faizli borç alıyor ve doğal olarak daralan tüketimi canlandırmak için kredi kartlarının, çek ve senetlerin önünü açıyor. Bu durum faizi ana maliyet olarak ekonomiye sokuyor, birilerinin haksız bir kazanç elde etmesine, toplumun ekserisinin ise bütün kazandıklarının bu sermaye sahiplerine transfer edilmesine neden oluyor.İşte gelir dağılımındaki dengesizliğin, uçurumun her geçen gün artmasının sebebi bu.Bütün bu çarpıklıklar çok basit bir fikrin ürünüdür, ama bütün toplum bundan azami derecede zarar görüyor. Bu fikir de "Para basma enflasyon olur" fikridir.Bu çarpıklığın giderilmesi için, Sayın Haydar Baş'ın ekonomi kitabında belirttiği para formülüne uygun olarak, emeği ve üretimi döndürebilecek, ihtiyacı olanlara ulaştırabilecek kadar para basılmalı ve ihtiyaç sahiplerine sosyal devlet projeleriyle verilmeli. Bu asla ve asla enflasyon oluşturmaz.Sayın Baş'ın Modeli'nde bir de paranın tahrik unsuru olması özelliği vardır. Yani üretim hedefli olarak paranın piyasaya sürülmesi. Eğer üreticilere proje mukabili para verilirse, bu para çok kısa bir zaman sonra karşılığını bulacaktır. Örneğin bir mısır üreticisine mısır yetiştirmesi için verilen para hasat mevsiminde karşılığını fazlasıyla bulacak, hatta üretilen ürünün değeri başlangıçta verilen krediden fazla olacağından ilave olarak da para basmak gerekecektir. Özete, para konusunda bilmeniz gereken en önemli husus, karşılığının olması gerektiğidir. Karşılığı olmayan para enflasyon oluşturur. Paranın karşılığı varsa, ya da yakın bir zamanda olacaksa, o parayı basmaktan asla korkmamalıyız, asla enflasyon oluşturmaz.Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da milletimizi aydınlattığı için Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ayrıca teşekkürlerimizi sunarız.k
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025