Yıl 2023 ve artık siyasetin geçmişe dönük tüm algoritmalarında ve hatta fabrika ayarlarında değişim söz konusu.
Ne eskisi gibi sol kaldı, ne de muhafazakar kesimleri konsolide eden sağ partiler…
Aslında siyaset bilimi, ne sol ne de sağ ideolojilerden oluşan sığ ve dar kalıplara sığdırılamayacak kadar geniş bir alan.
Maalesef yeryüzü denen gezegen, sadece birkaç sivrilmiş aileler tarafından şekilleniyor.
Kimler olduğunu bilenler biliyor, halkın bilmesine çok da gerek yok!
Türkiye'deki siyaseti de bu aileler dizayn ediyor.
Elbette ki, Atatürk'ün izinden giden ve tam bağımsızlıktan yana tavır alan siyasi hareketleri şekillendirmeleri, bugüne kadar asla mümkün olmadı ve olamayacak da. Ancak bu partilerin sayısı da, bir veya ikidir hepsi bu kadar maalesef.
İyi biliniz ki, şayet Türkiye halen tek parça olarak duruyor ve bir bütün olmayı başarabilmişse, bu başarı işte bu siyasi oluşumların eseridir.
Ama sizler sadece iktidar ve muhalefetin hareketlerini izlediğiniz için, bunun pek farkında olamayabilirsiniz.
Onların parlak fikirleri ve Atatürk merkezli bakış açıları, aslında farkında olmadan toplumun büyük kesimlerini ve siyasetin genelini etki altında bırakır.
Siyasetin adeta pusulası sayılan bu partilerde, başkalaşma veya bir başka parti ile girişilecek birlikteliklerde sahip oldukları öz kimlik ve ana karakter, daima koruma altında olur ve değişmez.
Etki altında kalması ve dönüşmesi muhtemel olan partiler, daha çok fikirsiz ve Atatürksüz olan karakterdeki hareketlerdir.
Bu temel tespitlerden sonra, günümüzde TBMM'de gurup kurmayı düşünen, Deva ve Gelecek Partileri için aynı şeyleri söylemek pek de mümkün değil.
Belli ki bu oluşumda SP'yi görmek istemiyorlar.
Sanırım SP için siyasette pek de uzun soluklu bir gelecek görmüyorlar.
Öte yandan Mustafa Sarıgül'ün, CHP ile birleşmesi de siyasetin yeni algoritması açısından sanırım ters bir durum olmasa gerek.
Artık parlamenter sisteme geçiş, son seçim sonuçlarıyla tümüyle hayal oldu.
Bence artık bu sistem üzerinde gereksiz laf üretilmesinden vazgeçilmesi ve başkanlık sistemi içerisinde özellikle de, Yargı erkinin tam bağımsız hale getirilmesi için çaba harcanmalıdır.
Yeni siyaset döneminde kimi partilerin tek isim altında birleşme yoluna evrilmesi, aslında iyi düşünüldüğünde pek de yadırganacak bir durum değildir.
Toplumsal uzlaşmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Yeter ki bu birlikteliklerin temel karakteri, Cumhuriyet ve Atatürk olsun.
Yeter ki mesele, milletin refah içinde yaşaması olsun.
Mevzu Türkiye ve Türk milleti ise, neden birbirine bunca zamandır onun bunun fitnesiyle ok fırlatan siyasetçiler, niçin el sıkışmasınlar.
Anadolu coğrafyası bu birleşmelere ve dostça birlikteliklere binlerce yıl beşiklik yaptığı için biz bugün varız ve ayaktayız.
Yeter ve gerek şart, "Cumhuriyettir ve Mustafa Kemal Atatürk'tür" denildikten sonra, mevzu anlaşılmış demektir.
Siyaset algoritması değişiyor ve gelişiyor. Bunu algılamakta zorluk çekenler gerilerde kalabilir ve siyaset gündeminden uzaklaşabilir.
- Türk kime denir ey gafil! / 08.09.2025
- Atatürk’ün hafız olduğu kesin, senin soyunun kim olduğu meçhul! / 02.09.2025
- Kürt isyanlarının asıl nedeni / 01.09.2025
- Sen olmasaydın, biz olmayacaktık / 29.08.2025
- Bu millet Türk’tür, dili Türkçedir! / 28.08.2025
- Osmanlı seviciler iyi okusun! / 27.08.2025
- Özgür Bey peşini bırakmayacağım / 26.08.2025
- Komisyondan eyalet sistemi kararı çıkabilir! / 25.08.2025
- Özgür Özel bu yazı senin için / 22.08.2025