Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:
"Ehl-i Beytim Nuh'un gemisi gibidir; ona binen kurtulur; uzak duran boğulup helâk olur." (Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No:2636-2638.)
"La ilahe ilallah Muhammedu'r-Resulüllah" diyen herkes mü'mindir, Müslüman'dır ve bu hadiste Hz. Peygamber'in ifade ettiği gibi Şii, Sünni, Alevi, Caferi her Müslüman, Nuh'un Gemisi Ehl-i Beyt ortak paydasında buluşmak, bir ve beraber olmak mecburiyetindedir.
Tarihte ve bugün tek hak din olan İslam'ı yok etmek, Müslümanları birbirine düşürerek fitne ateşini körüklemek isteyenler, bunu başarabilmek için hep Şii-Sünni çatışması çıkartmak istemişlerdir.
Bugün bu fitne ateşini biraz daha genişletip Şii-Sünni çatışmasını devletler arası hatta devletlerin oluşturduğu bloklar arası bir savaşa dönüştürme gayretleri açıkça gözükmektedir.
Bu fitne ateşini körüklemek için en çok kullandıkları da Müslüman gözüküp, ilahiyatçı, hoca kimliğiyle Müslüman'ın ölümüne fetva verenler olmuşlardır.
Kendisini Sünni olarak tanımlayan bu zatlar Şiilerin ve Alevilerin katline cevaz vererek, Haçlı Batının ve İslam coğrafyası üzerinde Arzı Mevut hayali güden İsrail'in ekmeğine yağ sürmektedirler.
Prof. Dr. Haydar Baş, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt kitabının 15. sayfasında bu konuda şunları yazmaktadır: "Müslüman Müslüman'ın canını, malını, inancını korumakla mükelleftir. Hal böyle iken, bugün mezhep ayrılıklarını bahane ederek Müslüman'ı kafir ilan edip onunla savaşmak, kan dökmek, topraklarını işgal etmek, kaynaklarını ele geçirmek gibi büyük bir oyun İslam aleminde sergileniyor."
Sayın Baş yukarıda aktardığımız hadisi naklettikten sonra şöyle ilave ediyor: "Bugün Ehl-i Beyt'e hak ettiği değer verilmiş olsa idi, İslam alemi bölünmeyi ve savaşı yaşamazdı."
Prof. Dr. Baş, Hz. Peygamber, Hz. Fatıma ve 12 İmam'ın hayatını, ölçülerini, sözlerini ve yaşadıkları dönemin tarihini anlatan 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı'nda gerek Ehl-i Sünnet kaynakları gerekse Şii kaynaklarıyla "ortak payda Ehl-i Beyt" vurgusu yapmıştır.
Külliyatı incelediğinizde tamamen kaynaklardan oluştuğunu görürsünüz.
Aynı konu hakkında hem Sünni kaynaklar hem de Şii kaynaklar nakledilerek ortak payda Ehl-i Beyt konusunda bütün şüpheler ortadan kaldırılmak istenmiştir. Sünni ve de Şii kaynakların aynı konu üzerinde aynı delilleri işaret etmesi, bu iki dünyanın arasında esasen itikatta ve amelde, temel konularda hiçbir fark olmadığını net olarak göstermektedir.
Şii dünya da, Sünni dünya da "Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur" demektedir; Hz. Peygamberin son peygamber olduğunu kabul etmektedir; Kur'an'a, meleklere, ahiret gününe, kadere hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmaktadır.
Yine Şiiler de, Sünniler de, "namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, Hacc'a gitmek, Kelime-i Şehadet getirmek farzdır ve İslam'ın şartlarındandır" demektedir.
Şiilerin ve Sünnilerin itikat ve İslam şartlarını Prof. Dr. Haydar Baş'ın Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt eserinde detaylıca bulabilirsiniz.
Birbirini hakkıyla tanımayan, üstelik iftiralarla aralarına fitne sokulmak istenen İslam çatısı altındaki bu iki dünyanın temel konularda bir olduğunu, Prof. Dr. Haydar Baş, iki dünyanın temel konulardaki bakışlarını ve delillerini aynı eserde yan yana koyarak ispatlamış ve böylece büyük ve tarihi bir fitne oyununu boşa çıkarmıştır.
İşte birilerinin Prof. Dr. Haydar Baş rahatsızlığının temelinde Sayın Baş'ın bu birlik gayretleri vardır.
Şii-Sünni çatışması çıkartıp İslam dünyasını paramparça yapmak isteyenler ve onların Müslüman kılıklı ajanları elbette ki bu birlik ve beraberlik çalışmalarından, Prof. Dr Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt duruşundan memnun olmayacaklardır.
Bu sebeple fitnelerini kusabilmek için, Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmak için, Şii-Sünni çatışması çıkartmak için, "Ehl-i Beyt paydasında bir ve beraber olalım" diyen, birliğin adresi olan Prof. Dr. Baş'a iftira atmaya, çamur atmaya çalışmaktadırlar.
Ama ne var ki güneş asla balçıkla sıvanmaz.
Prof. Dr. Haydar Baş, Külliyatı'nda Ehl-i Beyt'in, Hz. Ali'nin, Hz. Fatıma'nın faziletlerini Kur'an ve hadisler ışığında, delilleriyle ortaya koyarken, Peygamberin diğer ashabına da övgüler dizmektedir, onları reddetmemektedir.
Peygamberimizin hayatını anlatan 2 ciltlik Rahmeten lil Alemin Hz. Muhammed (s.a.v.) eserinde, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve diğer sahabeler hakkında da detaylıca bilgiler vardır.
Fitneciler, sadece iftira atmakla, çamur atmakla, çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmekteler, kendilerinden beklenildiği gibi samimi ve ilmi bir yaklaşım sergilememekteler.
Bu mantıkla hareket edenlerin tarihte örnekleri çoktur ve yaşadıkları son hüsran ortadadır. Ama bu müfteriler o kadar cahiller ki tarihteki muadillerini okuyup da ibret alamayacak kadar.
Allah şerlerinden muhafaza eylesin.
"Ehl-i Beytim Nuh'un gemisi gibidir; ona binen kurtulur; uzak duran boğulup helâk olur." (Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No:2636-2638.)
"La ilahe ilallah Muhammedu'r-Resulüllah" diyen herkes mü'mindir, Müslüman'dır ve bu hadiste Hz. Peygamber'in ifade ettiği gibi Şii, Sünni, Alevi, Caferi her Müslüman, Nuh'un Gemisi Ehl-i Beyt ortak paydasında buluşmak, bir ve beraber olmak mecburiyetindedir.
Tarihte ve bugün tek hak din olan İslam'ı yok etmek, Müslümanları birbirine düşürerek fitne ateşini körüklemek isteyenler, bunu başarabilmek için hep Şii-Sünni çatışması çıkartmak istemişlerdir.
Bugün bu fitne ateşini biraz daha genişletip Şii-Sünni çatışmasını devletler arası hatta devletlerin oluşturduğu bloklar arası bir savaşa dönüştürme gayretleri açıkça gözükmektedir.
Bu fitne ateşini körüklemek için en çok kullandıkları da Müslüman gözüküp, ilahiyatçı, hoca kimliğiyle Müslüman'ın ölümüne fetva verenler olmuşlardır.
Kendisini Sünni olarak tanımlayan bu zatlar Şiilerin ve Alevilerin katline cevaz vererek, Haçlı Batının ve İslam coğrafyası üzerinde Arzı Mevut hayali güden İsrail'in ekmeğine yağ sürmektedirler.
Prof. Dr. Haydar Baş, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt kitabının 15. sayfasında bu konuda şunları yazmaktadır: "Müslüman Müslüman'ın canını, malını, inancını korumakla mükelleftir. Hal böyle iken, bugün mezhep ayrılıklarını bahane ederek Müslüman'ı kafir ilan edip onunla savaşmak, kan dökmek, topraklarını işgal etmek, kaynaklarını ele geçirmek gibi büyük bir oyun İslam aleminde sergileniyor."
Sayın Baş yukarıda aktardığımız hadisi naklettikten sonra şöyle ilave ediyor: "Bugün Ehl-i Beyt'e hak ettiği değer verilmiş olsa idi, İslam alemi bölünmeyi ve savaşı yaşamazdı."
Prof. Dr. Baş, Hz. Peygamber, Hz. Fatıma ve 12 İmam'ın hayatını, ölçülerini, sözlerini ve yaşadıkları dönemin tarihini anlatan 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı'nda gerek Ehl-i Sünnet kaynakları gerekse Şii kaynaklarıyla "ortak payda Ehl-i Beyt" vurgusu yapmıştır.
Külliyatı incelediğinizde tamamen kaynaklardan oluştuğunu görürsünüz.
Aynı konu hakkında hem Sünni kaynaklar hem de Şii kaynaklar nakledilerek ortak payda Ehl-i Beyt konusunda bütün şüpheler ortadan kaldırılmak istenmiştir. Sünni ve de Şii kaynakların aynı konu üzerinde aynı delilleri işaret etmesi, bu iki dünyanın arasında esasen itikatta ve amelde, temel konularda hiçbir fark olmadığını net olarak göstermektedir.
Şii dünya da, Sünni dünya da "Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur" demektedir; Hz. Peygamberin son peygamber olduğunu kabul etmektedir; Kur'an'a, meleklere, ahiret gününe, kadere hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmaktadır.
Yine Şiiler de, Sünniler de, "namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, Hacc'a gitmek, Kelime-i Şehadet getirmek farzdır ve İslam'ın şartlarındandır" demektedir.
Şiilerin ve Sünnilerin itikat ve İslam şartlarını Prof. Dr. Haydar Baş'ın Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt eserinde detaylıca bulabilirsiniz.
Birbirini hakkıyla tanımayan, üstelik iftiralarla aralarına fitne sokulmak istenen İslam çatısı altındaki bu iki dünyanın temel konularda bir olduğunu, Prof. Dr. Haydar Baş, iki dünyanın temel konulardaki bakışlarını ve delillerini aynı eserde yan yana koyarak ispatlamış ve böylece büyük ve tarihi bir fitne oyununu boşa çıkarmıştır.
İşte birilerinin Prof. Dr. Haydar Baş rahatsızlığının temelinde Sayın Baş'ın bu birlik gayretleri vardır.
Şii-Sünni çatışması çıkartıp İslam dünyasını paramparça yapmak isteyenler ve onların Müslüman kılıklı ajanları elbette ki bu birlik ve beraberlik çalışmalarından, Prof. Dr Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt duruşundan memnun olmayacaklardır.
Bu sebeple fitnelerini kusabilmek için, Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmak için, Şii-Sünni çatışması çıkartmak için, "Ehl-i Beyt paydasında bir ve beraber olalım" diyen, birliğin adresi olan Prof. Dr. Baş'a iftira atmaya, çamur atmaya çalışmaktadırlar.
Ama ne var ki güneş asla balçıkla sıvanmaz.
Prof. Dr. Haydar Baş, Külliyatı'nda Ehl-i Beyt'in, Hz. Ali'nin, Hz. Fatıma'nın faziletlerini Kur'an ve hadisler ışığında, delilleriyle ortaya koyarken, Peygamberin diğer ashabına da övgüler dizmektedir, onları reddetmemektedir.
Peygamberimizin hayatını anlatan 2 ciltlik Rahmeten lil Alemin Hz. Muhammed (s.a.v.) eserinde, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve diğer sahabeler hakkında da detaylıca bilgiler vardır.
Fitneciler, sadece iftira atmakla, çamur atmakla, çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmekteler, kendilerinden beklenildiği gibi samimi ve ilmi bir yaklaşım sergilememekteler.
Bu mantıkla hareket edenlerin tarihte örnekleri çoktur ve yaşadıkları son hüsran ortadadır. Ama bu müfteriler o kadar cahiller ki tarihteki muadillerini okuyup da ibret alamayacak kadar.
Allah şerlerinden muhafaza eylesin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024