Hoşgeldin, güle güle... Onbir ayın sultanını iki kelimeyle özetleyin denilse, bu kelimelerden başka kelime aklımıza gelmez herhalde. Bir misafir düşünün, senede bir gelen ve çok değer verdiğiniz... Rahmetiyle, bereketiyle, sevgisiyle ve maneviyatıyla gelip, manevi iklimimize baharları getiren bu misafirin gelmesiyle gitmesi bir oluyor. Güzel zamanlar çabuk geçer derler ya, bu misafirin kaldığı bir ay da bir gün ve hatta bir an gibi bir anda bitiveriyor. Aslında bu misafir değil evsahibi. Geldiği bir ay gönüllerimizin evsahibi oluyor. Sevgi, dostluk, iman, rahmet ve bereket dağıtıyor. O geldiğinde gerçek evsahibinin kim olduğunu ve asıl misafirin bizler olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Ama doyamıyoruz ve hemen özlemeye başlıyoruz...İşte rahmet ve bereket ayı Ramazan böyle gelip, böyle gidiyor. Daha biraz önce gelmişti ama bugün bitti.. Şimdi gidiyor ama seneye bir daha gelecek. Ömrümüz vefa ederse yine o mübarek ayla şerefyab olacağız. Bir yıl boyunca özleyeceğiz, hasretle anacağız... Kavuştuğumuzda sevgiden ve mutluluktan ne yapacağımızı şaşıracağız. Bir an gibi gelen bir ay boyunca o ayın rahmetinden, maneviyatından istifade etmeye çalışacağız. Ve göz açıp kapama kısalığında Ramazan sona erecek. Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan diye karşıladığımız mübareği elveda ya şehr-i Ramazan diye uğurlama vakti geldi. Ramazan ayında paylaşmayı öğrendik. Bir dilim ekmeği, bir hurmayı, duayı, açlığı, tokluğu, selamı, sabahı, geceyi ve sevgiyi... Ve Ramazan Bayramı... Bir aylık rahmet ayının nihayeti... Sevgi, kardeşlik ve dostluk paylaşımının en güzel seremonisi. Dargınlıkların, kırgınlıkların ve kızgınlıkların son bulduğu, şefkat, merhamet ve sevginin doruğa ulaştığı an, Ramazan Bayramı...Bir Ramazan Bayramı'na daha ulaştırdığı için Rabbime şükürler olsun...Siz sevgili okuyucuların ve tüm Türk- İslam aleminin Ramazan bayramı mübarek olsun!
