11 ayın sultanı ve içerisinde bin aydan daha faziletli olan Kadir Gecesi'ni barındıran mübarek Ramazan Ayı'na günler kaldı.Her anı birbirinden değerli ve bereketli olan bu ay, inşallah hatalarımızı düzeltmemize, doğrularımızı ise pekiştirmemize vesile olur.Sosyal açıdan Ramazan, orucuyla, iftarıyla, sahuruyla, teravih namazıyla, bayram namazıyla Müslümanların bir ve beraberliğini temin eden, pekiştiren bir ay.Ekonomik açıdan ise zenginlerin fakirlere zekatını ağırlıklı olarak bu ay vermesi sebebiyle piyasaların az çok canlandığı, insanların rahat bir nefes aldığı bir ay.Tabii, ekonomi yönetimi Ramazan'la birlikte oluşan bu olumlu tabloya olumlu bir katkı yapması gerekirken, maalesef Ramazan'a günler kala temel gıda maddelerine zam üstüne zam yapılmaya başlandı.Her yıl Ramazan öncesi fırsat bu fırsat, nasıl olsa insanlar gıda tüketimini arttırıyor diye ürünlere zam yapılıyordu, ama bu sene inanılmaz oranlarda zamlar gündeme geldi.Yumurtaya yaklaşık yüzde 100, yağ fiyatlarına yüzde 40-50, kahvaltılık ürünlere yüzde 30-40, süt ürünlerine yüzde 20-35, ekmeğe yüzde 30-35, makarnaya yüzde 20? Hepsi Ramazan'da ve her zaman kullandığımız olmazsa olmaz gıda maddeleri.Sadece bunlara mı, fasulye, nohut, pirinç ve bulgur gibi sofralarımızdan hemen hemen hiç eksik etmediğimiz gıda maddeleri de bu zamlardan nasibini aldı.Geçtiğimiz aylarda yapılan yüzde 10'luk KDV indirimi de fiyatlara yansımamıştı. İndirimden vatandaş nasibini alamıyor, ama bindirimden her zaman fazlasıyla alıyor.Gerçi geçtiğimiz seçimlerde vatandaşımızın her ikisinden bir tanesi "yola devam" demişti, bu zamlara pek şikayet etmeye hakkı yok ama neyse.Bu Ramazan'da da insanımız kendini Ramazan'ın manevi bereketine vererek, ibadetle, manevi huzur içinde mi geçirecek, yoksa her gün maliyet hesabı yaparak, kara kara düşünerek günü nasıl geçireceğini mi planlayacak?Tabii, mevcut siyasilerimizin dindar(!) pozisyonunda olmalarının diğerlerinden önemli bir farkı var. Bu avantajı mutlaka şu bol zamlı günlerde, özellikle de Ramazan Ayı'nda kullanacaklardır. Vatandaşa bol bol nasihatte bulunup, fazla harcama yapmamaları için tavsiyede bulunulacaktır. Sanki vatandaşın ekserisinin harcama yapacak hali kaldı da.Halbuki siyaset, vatandaşa "kemer sık" tavsiyesinde bulunmadan önce kendisini o koltuğa oturtanların ihtiyaçlarını gidermekle ve çözümler bulmakla mükelleftir.Zamlardaki fazlalığa doğal olarak kuraklığı bahane ediyorlar. Halbuki bunun çözümü mevcuttur. Daha önceki yazılarımızda ifade etmiştik, yeni su kaynakları devreye sokulmalı, depolama sistemleri geliştirilmeli ve de hepinden önemlisi deniz suyu Ters Ozmos arıtma sistemleri devreye konularak su problemi tamamen çözümlenmeli.Kaynak mı? AB, ABD ve de IMF tavsiyelerine uymaya devam edersek, tabii ki burnumuzun ucunu dahi göremez noktaya geliriz. Sana bu coğrafyayı çok görenler, sana kaynak sunarlar mı? Tabii ki hayır.Akarsu bizim akarsuyumuz, deniz bizim denizimiz, tesisleri yapacak her türlü imkanımız var, gerekli olan sadece bunu hayata geçirecek para. Bunun için yabancı paraya ihtiyaç var mı? Kendi paranı emisyonla devreye koyacaksın. Suyu yurdun her karış toprağına ulaştıracak sistemi kuracaksın, bak o zaman kuraklık kalıyor mu?Çöl ortasındaki İsrail, su ihtiyacının çoğunu deniz suyunu arıtarak temin ediyor ve tarımda söz sahibi.Yapılan her hatayı kuraklığa bağlamaktan artık vazgeçelim. Çözüm var.Sürekli kemer sıkmak, sürekli zamlarla karşılaşmak, bol bol siyaseten nasihat dinlemek kaderimiz değil.Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz, bu aziz vatanı kendimize cehennem yapmayalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025