Bütçede yüzde 780 açık veren AKP hükümetinin paçası tutuştu.Tabii herhangi bir çözümleri de olmadığı için yine IMF'nin masasına gidiyorlar, yine kemer sıkmaya devam ediyorlar.Yapılan yanlış ekonomik adımların faturası da sürekli vatandaşa kesiliyor.Günlerce, haftalarca vatandaş Orta Vadeli Ekonomik Program açıklanacak diye oyalandı. Vatandaş her zamanki saflığıyla bu programdan kendisi için olumlu bir adım bekliyordu, ama hiç de öyle olmadı.Yeniden hatırlatalım ki, bundan sonraki açıklanacak bütün programlar vatandaşın aleyhine olacak ve ek yük getirecektir.Orta Vadeli Program'ın kutusundan "sağlıkta zam" çıktı.Her reçete için 3 TL ödenecek. Vatandaş adeta ilaç alıyor diye cezalandırılıyor. Danıştay'ın kaldırdığı muayene katılım payları yeniden getiriliyor hem de zamlanmış bir şekilde...Daha önce katılım payı alınmayan sağlık ocaklarında bile 2 TL alınacak. Devlet ve üniversite hastanelerinde ödenen katılım payı ise 8 liraya, özel hastanelerde ise 15 liraya çıkartıldı.Şu işe bakın! Danıştay vatandaş lehine katılım payını yasaklıyor, sözde milleti temsilen koltuğa oturan siyasiler ise katmerlisini yeniden getiriyor.Anlayacağınız, sağlık sürekli vatandaşın aleyhine işleyen bir yap-boz tahtası gibi.Öncelikle şunu belirtmekte fayda var, sağlık hizmetlerinin bir yük olarak görülmesi oldukça yanlıştır.Sağlık hizmetleri bir devletin vatandaşına sunması gereken en temel hizmetlerdendir.Dolayısıyla sosyal güvenlik açığı artıyor diye sürekli vatandaşın kemerini sıkmak, sağlık hizmetlerinin faturasını vatandaşa yüklemek bir devletin asla yapmaması gereken bir şeydir.Sosyal güvenlik açığı tabii ki olacak, zaten vergileri toplama amacı bu hizmetleri finanse etmek değil mi?Eğer siyasiler yanlış ekonomi politikalarıyla ülkeyi sürekli borçlandırırlarsa ve oluşan faiz yükünü de vatandaşın ödediği vergilerden finanse etmeye kalkarsa doğal olarak her fatura vatandaşa kesilecektir, hizmetler yük olarak görülecektir.Sağlıkta ve diğer konularda yapılan zamların asıl sebebi işbilmezliktir.Eğer siyasiler vatandaşı, yaptıkları yanlışları örtmeye yarayan para makinası olarak görmeye devam ederlerse bu sonuç daha da kötü olacaktır.Çünkü vatandaşın da taşıyabileceği yük bir noktaya kadardır.Eğer gerçekten sağlıkta vatandaş lehine bir dönüşüm hedefleniyorsa, bunun tek yolu Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir.Bu eşsiz model, ihtiyaç duyulan finansı borçlanarak değil, senyoraj geliriyle karşılamayı tavsiye etmektedir. Böylece bütçe giderlerinde en büyük paya sahip olan faiz yükü bir anda ortadan kalkacaktır.Sadece bu faiz meblağı bile vatandaşa bedava sağlık, eğitim ve ulaşım hizmeti vermek için yeterlidir.Tabii bu kararı vatandaş verecek.Ya siyasilerin yanlış uygulamalarının faturalarını ödemeye devam edecek, ya da işi bilen ve modeli olan siyasilere destek vererek gerçek bir sosyal devlet ile tanışacak.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024