Canımızdan kıymetli çok değerli Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bedenen aramızdan ayrılışının üzerinden tam bir yıl geçti.
Elbette ki, bu, O'nun için Sevgilisine, Cananına vuslat anlamı taşıyordu.
Bizler için ise tahammülü zor bir hasret dönemi.
Tahammülü zor, çünkü rüyalarımız da dahil hayatımızın tamamını kuşatan Babamızı kaybetmiştik.
O bizim maneviyatmızdı, O bizim fikrimizdi, gönlümüzdü, O bizim canımız, cananımız, ruhumuz, damarlarımızdaki kanımız, alıp verdiğimiz nefesimiz, ailemiz, işimiz, ticaretimizdi, kısaca O bizim insan olarak neye ihtiyacımız varsa her şeyimizdi.
Elbette ki, O bizden asla ayrılmadı, hayattayken nasıl tasarruf ediyorsa, bizi yalnız bırakmadıysa, bedenen ayrıldıktan sonra da her daim bizim yanımızda oldu, bizi korudu, kolladı, fikrimizde, gönlümüzde her an yanımızda olmaya devam etti.
O'nun için ölüm, Sevgiliye vuslattı, beden kalıbından kurtulup, sonsuzluğun, ölümsüzlüğün sırrına vakıf olmaktı, insanın gerçek hürriyetine kavuşmasıydı.
Ölümü o kadar güzel anlatıyordu ki, insanın ölesi geliyordu.
Matemdeyiz, hüzünlüyüz, içimiz buruk, O'nsuzluğa alışmak ne mümkün.
Eninde sonunda O'na kavuşacağımızı biliyorum ve buna gönülden inanıyorum.
Diyeceksiniz ki, o zaman bu matem niye?
Alemlere rahmet, kainatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı, Allah'ın Habibim dediği Allah Resulü evladını kaybettiği zaman gözünden yaşlar dökülüyor.
Sahabe hikmetini sorduğunda, bizim hüznümüz kısa da olsa bir dönemlik ayrılığa diyor.
Allah Resulü'nin sevdiğinden bir nebze ayrılmasına göz yaşı döktüğü bir dünyada, bizim de insan olarak matem tutmamız, hüzünlenmemiz, hasret çekmemiz elbette ki hakkımızdır.
O, o kadar güzel eserler ortaya koydu ki, daha önce bir başkası böyle eserler ortaya koyamadı.
Hz. Peygamber'den (s.a.v) sonra İslam tarihi boyunca yazılamamış olan Ehl-i Beyt Külliyatı'nı kaleme almak O'na nasip oldu. Bu, Şii-Sünni-Alevi tüm İslam dünyasının birlik hamuruydu.
Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt teziyle, Ehl-i Beyt gerçeğini öylesine müdellel bir şekilde anlattı ki, tüm şüpheleri, fitneleri tamamen bertaraf etti.
O, dünya tarihinde, hiçbir bilim insanının, ekonomistin ya da filozofun yazamadığı bir ekonomi modelini, Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koydu.
Ekonomideki bütün sömürü sistemlerini yıktı ve insanların aradığı gelir adaletini, tam istihdamı ve sürekli büyümeyi insanlığa kazandırdı.
Dünyada fakirliği bitirecek, kaynak savaşlarına son verecek bir sistemi oluşturdu.
Bu çözümünü de başta Rusya parlamentosu Duma olmak üzere birçok yerde, onlarca Uluslararası kongrede dünya insanlığına deklare etti.
O, Milli Ekonomi Modeli'ni baz alan Sosyal Devlet Milli Devlet tezini de yazdı.
Böylece tarihte ilk kez, milletine hizmet eden bir Baba devlet anlayışının sistemini ortaya koymuş oldu.
O, daha önce hiç kimsenin yazamadığı Hoş Geldin Atatürk eseriyle de ülkemizde devlet-milet, asker-sivil çatışması çıkarmak isteyen fitnecilerin fitnelerini bertaraf etti.
Hoş Geldin Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin bekası demekti.
Hoş Geldin Atatürk, asırlık yıkım planlarının son bulmasıydı. Türk milletinin kurucu Lideriyle yeniden buluşması, Cumhuriyet ruhuna dönüştü.
Prof. Dr. Haydar Baş, hayatı boyunca ortaya kodyuğu projelerle, çözümlerle bizlerin, milletimizin ve tüm insanlığın ihtiyaç duyduğu her konuda çözümün adresi oldu. Hiçbir şeyi eksik bırakmadı.
Bu çözümleri hayata geçirecek olan eşsiz bir kadroyu da, mükemmel eğitimciliğiyle yetiştirdi. Hem de tek tek, her yönüyle ilmek ilmek dokuyarak.
O kadrosunu yaza da hazırladı, kışa da.
Şimdi kurduğu kurumlar insanlığa hizmet etmeye devam ediyor.
Kurduğu Bağımsız Türkiye Partisi, genç Genel Başkanı Hüseyin Baş ile birlikte, emin adımlarla yürümeye, Türkiye'de ve dünyada çözümün tek adresi olmaya devam ediyor.
Eninde sonunda, öyle ya da böyle bu fikirler, bu çözümler dünyada iktidar olacak, buna hiçbir şüphe yok; çünkü başka alternatifi yok.
Cenab- Hak, Hocamızın kıymetini bilmeyi ve O'nun o eşsiz emanetlerine sahip çıkmayı bizlere nasip eylesin.
Bugün İstanbul'da Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde saat 16.00'da organize edilecek olan 'Tevhid'in Merkezi Prof. Dr. Haydar Baş'ı Anma Programı'nı mutlaka takip ediniz.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, evrensel bir değerdir ve asla unutulmaması ve unutturulmaması gerekir.
Bu, sadece BTP kadrolarının değil, tüm insanlığın görevidir.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024