logo
23 NİSAN 2024

Sığınılacak liman kalmadı

22.02.2021 00:00:00
'Sığınılacak liman kalmadı' seslendirme dosyası:

Bir ülkede hukuk çok konuşuluyor ise onun eksikliği var demektir. Hukuk, soluduğumuz havaya benzer; yokluğunda nefes alamaz, boğulursunuz. Onu göremez veyahut dokunamazsınız ama hayatınızın her tarafında vardır. Sizi kuşatmıştır ve yaşarsınız. Biz niye hukuku çok konuşuyoruz? Bir yerde havadan veya havadaki oksijen oranından çok bahsediliyor ise ciddi bir havasızlık ve kirlilik var demektir.

Türkiye de maalesef yıllardır hukuk devleti olmaktan hızlı adımlarla uzaklaşıyor. Özellikle 2010 Anayasa değişikliğinden sonra...

Bu nedenle olacak ki sürekli hukuku ve Anayasa değişikliklerini konuşuyoruz. 

Bu tartışmalar o kadar mecrasından çıktı ki, Anayasaya "Devletin dini İslam'dır" yazılsın diye teklifte bulunanlar bile var. Sanki ahirette devlet tüzelkişiliğine, "Dinin ne? Kitabın ne?" diye sorulacak! Veya şöyle soralım: Anayasada "Devletin dini İslam'dır" ibaresi olunca, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları topyekûn cennete mi girecek?!

Üstat Haydar Baş, bu tipleri gördükçe, "Biz bu insanlara dinin vicdan olduğunu nasıl anlatacağız" derdi. İslam dağa taşa, kurda kuşa oraya buraya yazılacak bir din değil. İlla bir yere yazacaksan, İslam'ı kendi kalbine yaz ve yaşa.

Konumuza dönecek olursak, sadece Anayasa değişikliği yapmak ile hukuk devleti olunmuyor. Demokratik hiç olunmuyor. 

Son 10 yıl içinde iki kez Anayasa değişikliği yapıldı. 2010 ve 2017 yıllarında büyük debdebeler ile anayasa değişiklikleri yaptık. Peki, daha demokratik mi olduk? Keşke ama daha çok kan kaybetmiş gözüküyoruz. 2010 Anayasa değişikliğinde iktidarın tek bir hedefi vardı, 'yargıyı bütünüyle kontrol altına almak.' Dönemin Başbakanı, günümüzün Cumhurbaşkanı 2010 referandumunda  açık açık şunu ifade etmişti: "Yargı ayağımıza pranga oluyor, atacağımız adımları engelliyor, bu zincirleri millet kıracak." 

Yargının görevi tam olarak da bunu yapmak değil midir! Yargının görevi, hukuka aykırı davranana 'dur' demektir. Vatandaş da yapsa, siyasetçi de yapsa, yürütme organının başındaki kişi de yapsa kendi sınırları içerisinde ona 'dur' diyecek. 

Aynı zamanda yargı, zayıfın güçlü karşısında sığınacak son limanıdır. Siz eğer yargıyı güçlünün eline teslim ederseniz artık zayıf olanın, güçlüye muhalefet edenin sığınacak hiçbir limanı kalmaz. Tam tersi sığınılacak bir liman olmaktan çıkar, güçlünün elinde zayıfı ezecek bir sopaya dönüşür. Biz 2010 referandumunda da bunu savunduk ve anlattık.

Siyasal iktidar, yargının kendisine 'dur' diyememesini hedeflemişti ve 10 yıllık tecrübemize baktığımızda bu büyük oranda başarılmış gözüküyor.

2017 Anayasa değişikliği ile yürütme tek kişinin elinde olsun istenmişti. Hatta partili cumhurbaşkanı kavramı ile yasama da yürütmenin kontrolünde olsun istenmişti. Bu da başarılmış gözüküyor.

İki değişiklik ile yasama ve yargı yürütme organın kontrolüne, yürütme de tek bir kişinin emrine verilmiş oldu. Yaptığımız değişikliler yaklaşık 100 yıldır bütün dünyanın ezbere bildiği ve defalarca da deneme yanılma yoluyla tecrübe ettiği kuvvetler ayrılığını zayıflatarak adeta 100 yıl geriye gittik. Şimdi daha antidemokratik bir ortamda, temsilde adaletin olmadığı ve yürütme organının emrine girmiş bir Meclis ile yapılacak Anayasa değişikliği ile ancak daha geriye gideriz. 

 
 
Lütfullah Önder / diğer yazıları
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.