Konsey'de Birleşmiş Meclis'ten yedi, Arsız Bacaksız Deli Meclisi'nden altı tane sırtlan var.
Konsey'in başındaki sırtlan güçlü ağır, yaşlı, derisi kalın, tek dişli canavar gibiydi. Başını sağa sola çevirerek homurdadı.
-Bizim toplanmamız sırtlanların geleceği hakkındadır. Yaklaşık 200 yıldır süren vahşiliğimiz, (insanlar bunu kötü görse de) tabiatımız gereği sürmektedir.
Lakin bizlere daha geniş alanlar lazımdır. Yeni kaynaklar yeni lokmalar lazımdır. Baş sırtlan ağzını bükerek, "hani kurt demiş ya kuzu için, suyumu bulandırdın." Bunun gibi değil bundan daha usta yalanlarla yeni topraklara çıkmamız lazımdır. Bu arada sırtlanların ukala ve geveze olanı, yalancıbaşı sırtlanı işaret ederek baş sırtlana takdim edince bütün sırtlanlar homurtuları ile dişlerini gıcırdatarak alkış tutuyorlardı.
Baş sırtlan, "Yalancıbaşı sırtlanı" homurdanması için huzura çağırdı. Yalancıbaşı sırtlan hemen ekibini yanına alarak onlara tek tek nasıl av bulduklarını anlatmalarını istedi.
Biri dedi ki;
Ben dostluk, arkadaşlık rolü ile yaklaşıp sırtlanların vahşi olmadığını, barış sever, güler yüzlü, iyi geçimli hayvancıklar olduğunu yayıyorum. Bunun için fıkralar, hikayeler, belgeler uyduruyorum. Belki inanmayacaksınız buna insanlardan bile inanan çıktı. Sırtlan bu sözü söyleyince konseydeki bütün sırtlanlar dişlerini göstererek, birbirlerinin gözlerine bakıp kuyruklarını sallıyorlardı.
Bir diğeri dedi ki;
Ben ormandaki bütün yiyecekleri, içecekleri ortadan kaldırıyorum.
Böylece yiyecek bulmak için bizim tarafa gelmelerini sağlıyorum. Sonrası malum. Yine konseydaki sırtlanlar dişlerini göstererek, misket gibi gözlerini açarak hamurdanıyor, memnuniyetlerini gösteriyorlardı.
Üçüncüsü çıkıp dedi ki;
Bilirsiniz, ben sizin soyunuzdan değilim. Sizinle tabiatımız farklı olsa da menfaatlerimiz aynı. Bölgemde bana verdiğiniz destek ile çok kanlar akıttığım için sizlere kan gölü yaptırdım. Önce bunu belirteyim. Benim işim gizli ellerde en önemli su kaynaklarının başına tecrübeli sırtlanları yerleştirmek. Kunduzlar bile benim ekibim kadar suları tutamaz. Bunun için suya, suyun zenginliği ile bana o kadar boyun veren var ki güçle yere yıkamayacağım parçalayamayacağım yoktur. Ön ayaklarını kaldırarak birbirine sürttü ve insanlar buna para diyorlar deyince hep birden ciyak ciyak homurtular çıktı...
Dördüncüsü dedi ki;
Biz ekibimizle yıllardan beri bizden çok önceki sırtlanlar gibi şekilden şekile, kılıktan kılığa girerek düşmanlarımızın içine gireriz. Sonra tavını bulduk mu bir hamlede işini bitiririz. Homurtular...
Beşincisi çıktı dedi ki;
Benim işim güzel ve çirkin oyunu ile iş bitirmek. Şu meyveler güzeldir, şu sular berraktır, şu etler delidanadır, şu akrepler sokmaz diyerek sözler üretirim. Düşmanlar bunları alıp kendi içlerinde tartışırlar. Akıllı olanları, yol gösteren bir zaman sonra artık dinlenmez olunca özellikle genç ve taze olanlar tıpış tıpış bize doğru gelirler. Sonrası malum, demişti ki başsırtlan bile.
-Müthişşşş... dedi.
Bundan sonra yalancıbaşı sırtlan dedi ki, bu saydıklarımız dört numara... Bizde 1000 tane daha var deyince bütün konsey ön ayaklarını, sonra arka ayakları ile eşek gibi zıpladılar
Bu dakikalar sürdü.
Tam bu anda suratı simsiyah olan bir sırtlan huzura çıktı. Başsırtlandan izin isteyip homudandı... dedi ki...
Bütün bunlar ile kendinizi kandırmayın... Siz Ortadoğu'yu parçalamak için uğraşıyorsunuz. Ama şu kükreyen aslanlara ne demeli.
Biri müdehale etti.
Merak etme. Bu kadar yalan, bu kadar talan, bu kadar plandan sonra onları kim duyar. Hem bunları biz yapmıyoruz ki. Yalan merkezlerimizden yetişen ajanlarımız gittiği ormanlardaki piyonları kandırıp geri çekiliyor... Yani düşman bizi göremiyor. Sen korkma barış ve diyalog çalışmaları semeresini verdi. Sepet sepet topluyoruz.
Siyah yüzlü sırtlan daha da homurdanarak dedi ki;
- Sen de aslında korkuyorsun. Biliyorum. 80 küsür yıl önce yaşadığınız acı tecrübeyi unutmadınız.
Bu esnada Konsey Başkanı sırtlan uzunca homudanarak son sözünü söyledi.
Biz sırtlanız. Sırtlan kalacağız... Alemin kralı biziz. Doğrusunu konuşmak gerekirse ayrılığa düşüp güçlerinin gitmesini beklediğim aslanların kükremesini ben de duyuyorum.... Korkuyorum...
(Bu fabl, tamamen hayal ürünüdür. Gerçek sırtlanlarla ilgisi yoktur. Onlar tabiatlarının gereği vahşidir.)
Konsey'in başındaki sırtlan güçlü ağır, yaşlı, derisi kalın, tek dişli canavar gibiydi. Başını sağa sola çevirerek homurdadı.
-Bizim toplanmamız sırtlanların geleceği hakkındadır. Yaklaşık 200 yıldır süren vahşiliğimiz, (insanlar bunu kötü görse de) tabiatımız gereği sürmektedir.
Lakin bizlere daha geniş alanlar lazımdır. Yeni kaynaklar yeni lokmalar lazımdır. Baş sırtlan ağzını bükerek, "hani kurt demiş ya kuzu için, suyumu bulandırdın." Bunun gibi değil bundan daha usta yalanlarla yeni topraklara çıkmamız lazımdır. Bu arada sırtlanların ukala ve geveze olanı, yalancıbaşı sırtlanı işaret ederek baş sırtlana takdim edince bütün sırtlanlar homurtuları ile dişlerini gıcırdatarak alkış tutuyorlardı.
Baş sırtlan, "Yalancıbaşı sırtlanı" homurdanması için huzura çağırdı. Yalancıbaşı sırtlan hemen ekibini yanına alarak onlara tek tek nasıl av bulduklarını anlatmalarını istedi.
Biri dedi ki;
Ben dostluk, arkadaşlık rolü ile yaklaşıp sırtlanların vahşi olmadığını, barış sever, güler yüzlü, iyi geçimli hayvancıklar olduğunu yayıyorum. Bunun için fıkralar, hikayeler, belgeler uyduruyorum. Belki inanmayacaksınız buna insanlardan bile inanan çıktı. Sırtlan bu sözü söyleyince konseydeki bütün sırtlanlar dişlerini göstererek, birbirlerinin gözlerine bakıp kuyruklarını sallıyorlardı.
Bir diğeri dedi ki;
Ben ormandaki bütün yiyecekleri, içecekleri ortadan kaldırıyorum.
Böylece yiyecek bulmak için bizim tarafa gelmelerini sağlıyorum. Sonrası malum. Yine konseydaki sırtlanlar dişlerini göstererek, misket gibi gözlerini açarak hamurdanıyor, memnuniyetlerini gösteriyorlardı.
Üçüncüsü çıkıp dedi ki;
Bilirsiniz, ben sizin soyunuzdan değilim. Sizinle tabiatımız farklı olsa da menfaatlerimiz aynı. Bölgemde bana verdiğiniz destek ile çok kanlar akıttığım için sizlere kan gölü yaptırdım. Önce bunu belirteyim. Benim işim gizli ellerde en önemli su kaynaklarının başına tecrübeli sırtlanları yerleştirmek. Kunduzlar bile benim ekibim kadar suları tutamaz. Bunun için suya, suyun zenginliği ile bana o kadar boyun veren var ki güçle yere yıkamayacağım parçalayamayacağım yoktur. Ön ayaklarını kaldırarak birbirine sürttü ve insanlar buna para diyorlar deyince hep birden ciyak ciyak homurtular çıktı...
Dördüncüsü dedi ki;
Biz ekibimizle yıllardan beri bizden çok önceki sırtlanlar gibi şekilden şekile, kılıktan kılığa girerek düşmanlarımızın içine gireriz. Sonra tavını bulduk mu bir hamlede işini bitiririz. Homurtular...
Beşincisi çıktı dedi ki;
Benim işim güzel ve çirkin oyunu ile iş bitirmek. Şu meyveler güzeldir, şu sular berraktır, şu etler delidanadır, şu akrepler sokmaz diyerek sözler üretirim. Düşmanlar bunları alıp kendi içlerinde tartışırlar. Akıllı olanları, yol gösteren bir zaman sonra artık dinlenmez olunca özellikle genç ve taze olanlar tıpış tıpış bize doğru gelirler. Sonrası malum, demişti ki başsırtlan bile.
-Müthişşşş... dedi.
Bundan sonra yalancıbaşı sırtlan dedi ki, bu saydıklarımız dört numara... Bizde 1000 tane daha var deyince bütün konsey ön ayaklarını, sonra arka ayakları ile eşek gibi zıpladılar
Bu dakikalar sürdü.
Tam bu anda suratı simsiyah olan bir sırtlan huzura çıktı. Başsırtlandan izin isteyip homudandı... dedi ki...
Bütün bunlar ile kendinizi kandırmayın... Siz Ortadoğu'yu parçalamak için uğraşıyorsunuz. Ama şu kükreyen aslanlara ne demeli.
Biri müdehale etti.
Merak etme. Bu kadar yalan, bu kadar talan, bu kadar plandan sonra onları kim duyar. Hem bunları biz yapmıyoruz ki. Yalan merkezlerimizden yetişen ajanlarımız gittiği ormanlardaki piyonları kandırıp geri çekiliyor... Yani düşman bizi göremiyor. Sen korkma barış ve diyalog çalışmaları semeresini verdi. Sepet sepet topluyoruz.
Siyah yüzlü sırtlan daha da homurdanarak dedi ki;
- Sen de aslında korkuyorsun. Biliyorum. 80 küsür yıl önce yaşadığınız acı tecrübeyi unutmadınız.
Bu esnada Konsey Başkanı sırtlan uzunca homudanarak son sözünü söyledi.
Biz sırtlanız. Sırtlan kalacağız... Alemin kralı biziz. Doğrusunu konuşmak gerekirse ayrılığa düşüp güçlerinin gitmesini beklediğim aslanların kükremesini ben de duyuyorum.... Korkuyorum...
(Bu fabl, tamamen hayal ürünüdür. Gerçek sırtlanlarla ilgisi yoktur. Onlar tabiatlarının gereği vahşidir.)
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021