Başbakan Davutoğlu her fırsatta "Biz Avrupalıyız" vurgusu yapıyor, AB'ye girme konusunda hala ısrarını ifade ediyor ama bu AB projesi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, "5 bin yıllık Türk tarihinin, bin yıllık Türk İslam medeniyetinin ve bu medeniyetin bir neticesi olarak oluşmuş 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin Haçlı mezarlığına gömülmesi"nden başka bir şey değildir.Rusya ile Batılı ülkeleri ayıran en bariz fark, Rusya bütün önyargılarını yıkarak arayışa girmiş, içinde bulunduğu bunalımdan kurtulabilmek için Müslüman bir Türk'ün, yani Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne sarılmıştır.Bir taraftan Model'in eşsiz çözümlerini uygulayarak, bir taraftan da Model'in Sahibi'ni daha yakından tanıyarak Sayın Baş'ın şahsında Müslüman Türk'ün düşman olamayacağını, istifade edilecek birçok hususlarının olduğunu, gerçek Müslüman'dan asla bir terörist olamayacağını, İslam'ın bir barış dini olduğunu fark etmiş ve bu durum tüm İslam coğrafyasına da farklı bakmasına neden olmuştur.Zaten bu tarihten sonra Rusya'nın, Suriye örneğinde de olduğu gibi İslam ülkelerinin hamisi durumuna geldiğini görüyoruz.Batı ise İslamofobi önyargısını asla bırakmamış, sürekli o gözlükle Türk milletine ve İslam dünyasına bakmıştır.Bir dönem İstanbul Üniversitesi'nde de öğretim görevliliği yapmış olan Alman Profesör Neumark Avrupalıların gözüyle bunu net bir şekilde ifade etmektedir. Neumark, Avrupalıların Müslüman Türkleri asla sevmeyeceklerini ve kabul etmeyeceklerini belirttikten sonra "Hatta Türkler Hıristiyan olsalar bile Avrupalı onları kabul etmez, takiyye yapıyorlar diye düşünürler" diyor.Bu gerçek, birçok Avrupalı üst düzey siyaset adamı tarafından da açıkça belirtilmesine rağmen, bizim siyasilerimizin hala AB'de ısrar etmeleri başlarını kuma gömmekten başka bir şey değildir.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bu konuda şunları söylemektedir: "İslamofobi, inanç farklılığından kaynaklanan, asırlardır devam eden ve edecek bir konudur. Devam ettiği ifade edilen Haçlı Seferlerinin gayesi İslam'ı ve Müslüman'ı yok etmektir. Başımızı kuma gömmüşçesine inanç farklılığını görmezden gelmeye çalışarak, Hıristiyan temeli üzerine bina edilmiş bir birliğe girmek hayali devlet adamlığı kumaşı ile ne kadar bağdaşabilir?"Rusya ve AB'nin bakış açılarını ortaya koyarken elbette ki bu ülkelerle diyalog halinde olan siyasilerimizin de devlet adamlığı kumaşı, vasıfları, diyalogları hangi zemin üzerinde yürüttükleri, nasıl bir etkileşim içinde bulundukları, nasıl etkiledikleri önemlidir.Son 12 yıldır AB ile ilişkileri Erdoğanlı ve Davutoğlulu AKP hükümeti yürütmektedir. Son zamanlarda İslamofobinin daha da zirveye çıktığı, Müslümanların ve Türk vatandaşlarımızın Avrupa'da kendilerini daha güvensiz hissettikleri dönem bu AKP dönemi ve Davutoğlu'nun dönemidir.Türkiye'nin AB yolculuğu, AKP hükümetinin AB uğruna verdiği tavizler ve Davutoğlu'nun AB ile ilgili icraatları gerçekten faydalı olsaydı bugün Avrupa'da İslam karşıtlığının azalması, AB'li siyasilerin Türk liderlere daha sıcak davranması gerekmiyor muydu? Hollande'ın ve Merkel'in Davutoğlu'na olan tavırlarına bakılırsa bunların hiçbirisinin faydası olmamış.Daha da ötesi, Davutoğlu isterse AB için ağzıyla kuş tutsun, Sayın Baş'ın ifade ettiği gerçekler sebebiyle, yine faydalı olmayacak.AB, İslam düşmanlığı temelinde kurulmuş bir Haçlı birliği ve Türkiye'yi içlerine almaları asla mümkün değil. Davutoğlu ve AKP hükümeti, hala Türkiye üzerinde Şark Projesi, Arzı mevut projesi hayali olan AB'nin içine dahil olma çabasında? Türkiye'nin AB'ye girmesi Türkiye'nin tamamen yok olması, Türk milletinin bu coğrafyayı terk etmesi ile ancak mümkündür.Diğer önemli nokta ise AB zaten dağılma noktasındadır, bu açıdan da bakıldığında boş ve gereksiz bir hayaldir.Bir de Prof. Dr. Baş'ın Rusya ile olan diyaloglarına bakıyoruz. Başta da belirttiğimiz gibi Sayın Baş'ın kendisini tanıyan ve Modeli'ni uygulayan Rusya kendi topraklarında ve diğer ülkelerde yaşayan Müslümanların hamisi konumuna gelmiştir. MEM'i uygulayan Putinli Rusya'da bugün camiler 100 kat artmıştır, Müslüman halkla, Hıristiyan halk eşit haklara sahip olmuştur, yapılan açıklamalarla İslam aleyhinde bir kelimenin dahi yayınlanması yasaklanmıştır.Milletimiz sadece bu değerlendirmeyi yapsa bile hangi liderin Türkiye'yi ve Türk milletini daha iyi temsil ettiğini görecek ve layık olduğu liderine en kısa zamanda kavuşacak.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024