Ülkemizi yöneten siyasilerin birinci görevi, Türk milletinin başta ekonomik olmak üzere her türlü ihtiyacını karşılamak, her türlü sorununu çözmektir. Bağımsız Türkiye Partisi ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, "Siyaset, millete hizmet etmektir."
Ama maalesef ülkemizde yaşadığımız tablo bunun tam tersi. Üreticiyle, tüketicisiyle, memuruyla, emeklisiyle, yaşlısıyla, genciyle, erkeğiyle kadınıyla toplumun tamamı her geçen gün daha da yoksullaşıyor, ağırlaşan yaşam koşulları sebebiyle ezildikçe eziliyor.
Siyasilerimizin ısrarla ve inatla uyguladıkları kapitalist sistem neticesinde oluşan acı fatura, vatandaşın canını acıtmaya devam ediyor.
Ülkemizde milyonlarca ailenin aylık geliri olan asgari ücret ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Net 3 bin 600 lira mı olacak, 4 bin lira mı, yoksa DİSK'in talep ettiği gibi 5 bin 200 lira mı? Bu tartışmalar devam ederken, Asgari Ücret Komisyonu'nda işçileri temsil eden tek sendika olan Türk-İş, dört kişilik bir ailenin açlık sınırını 3 bin 191.6 lira, yoksulluk sınırını 10 bin 396 lira, bekar bir işçinin yaşam maliyetini ise 3 bin 902.6 lira olarak açıklıyor.
Ülkemiz şartlarında bir işçinin ortalama 3 kişiye baktığı dikkate alındığında, belirlenecek olan asgari ücret, aslında dört kişilik bir ailenin geliri anlamına geliyor.
Diğer bir ifadeyle asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesinde yani 10 bin liranın üstünde olması gerekiyor. Ama dikkat ederseniz Asgari Ücret Komisyonu'nda tarafları temsil eden ne işçiler, ne işverenler, ne de Hükümet bu rakamı telaffuz edebiliyor. En fazla talep eden DİSK bile, bir ailede iki kişinin çalıştığını baz alarak 5 bin 200 lira talep ediyor. Ama belirttiğimiz gibi, ülke ortalamasında bir asgari ücretli 3 kişiye bakıyor, bu hesap yanlış.
Asgari ücretin yoksulluk sınırı üstünde olması gerektiğini vurgulayan dün de bugün de tep parti var, o da Bağımsız Türkiye Partisi. Bunun nasıl olacağını, partinin ekonomi programına alınan Milli Ekonomi Modeli bilimsel verilerle izah ediyor. Hatta BTP, bu konuda bir video da hazırlamıştı. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, 10 bin lira asgari ücretin vatandaş için bir lütuf değil, bir hak olduğunu vurgulamıştı.
Yeni asgari ücretin AKP'li yetkililer tarafından, bizzat Cumhurbaşkanı'nın ilan edeceği açıklandı. Belli ki, siyasi bir takım hesaplarla enflasyonun ve beklentilerin üstünde bir rakam açıklanacak. Ama emin olun ki bu rakam işçinin hakkı olan 10 bin liranın çok çok altında kalacak. Günün sonunda işçi yine açlık ve yoksulluğun pençesinde kalacak.
Faiz indirimi ve dolar artışı gibi sanal bir takım hadiselerle ülke ekonomisinin geldiği nokta ortada. Vatandaşlarımız üretiyor, ürettiğinin karşılığını alamıyor, hatta fiyat belirleyemediği için satamıyor, bir süre sonra üretemeyecek de.
Vatandaşlarımızın gıdaya, giyime, barınmaya ihtiyacı var, ama gece gündüz çalışmasına rağmen kazandığıyla bu ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
Dört bir tarafı cennet olan vatanımızda, uygulanan politikalar üretimi de imkansızlaştırdı, tüketimi de... Ekonomi zaten üretim-tüketim dengesini sağlamak değil midir? Siyasilerimiz bunu başaramıyorlarsa hangi ekonomi yönetiminden bahsediyorlar?
İhracat artışıyla övünüyorlar; halbuki ihracat yabancıların ihtiyaçlarını karşılamak anlamına geliyor. Yabancıların parasıyla üretim yapıp, ürettiğini de yabancılara satınca vatandaşlarımıza maalesef avucunu yalamak kalıyor. Oluşan açıklar ve borçların faizlerini ödemek ise yine vatandaşların sırtında.
Her konuda büyük bir çıkmaza sürüklendiğimiz, Prof. Dr. Baş'ın "zifiri karanlık" olarak tanımladığı bir atmosferde tek bir çıkış yolu gözüküyor.
O da Milli Ekonomi Modeli'ni ülkemizde tümüyle uygulayacak olan Bağımsız Türkiye Partisi'dir. BTP, merhum Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş'ın çizdiği rotada emin adımlarla yürüyerek bugün Türkiye'nin her ilinde kongreler gerçekleştiriyor ve BTP'nin genç Genel Başkanı Hüseyin Baş ile milletimizi buluşturuyor.
BTP Lideri Hüseyin Baş, her kongrede gerçekleştirdiği muhteşem konuşmalarla yaşanan güncel sorunlara dikkat çekici çözümler ortaya koyuyor. Yaptığı her tespit Türkiye gündeminin birinci sırasında yer alıyor. Bu haftaki durak ise İstanbul.
BTP İstanbul İl Başkanı Fuat Şengül yayımladığı kongre ilanında şunları ifade etti:
"Kıymetli İstanbullular, BTP İstanbul İl Başkanlığı 8. olağan il kongresi bu hafta sonu 28 Kasım Pazar günü saat 14'te Pullman Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Genel Başkan Hüseyin Baş Bey'in katılımıyla gerçekleşecek olan kongremizde yaşadığımız ekonomik sıkıntıların, kur-faiz problemlerinin, işsizliğin, aşsızlığın, yoksulluğun çaresini Genel Başkanımız Hüseyin Baş Bey, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yazmış olduğu Milli Ekonomi Modeli çerçevesinde çözümleyecek ve çıkış yolunu çok önemli açıklamalarla ortaya koyacak."
Onlarca televizyonun canlı olarak yayınlayacağı kongre, sorunlarla boğuşan Türkiye için güçlü bir ışık olacak.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024