logo
28 MART 2024

Taklit nakaratı

28.12.2001 00:00:00
Bir (sofi) yoldan gelip bir tekkeye misafir oldu. Eşeğini götürüp ahıra bağladı. Eliyle suyunu, yemini verdi.

Tekkede kalan sofiler yoksul kişilerdi. Açlıktan helâk olacak durumda idiler. Tekkeye bir eşeğin geldiğini öğrenince aralarında oturup konuştular ve eşeği satmaya karar verdiler.

Sofiler eşeği sattılar, bununla yiyecek aldılar. Mumları yaktılar. "Tekkede bu gece yemek var, sema var" diye ortalıkta bir anda gürültü ve bağrışma oldu. Sofiler, "Bu gece devlete (mutluluğa) erdik, konuk geldi" diyerek tekkeye gelen misafire iltifatta bulunuyorlar, izzet ve ikrâm ediyorlardı.

Misafir, kendisine olan iltifatları, muhabbeti görünce, "Bu gece eğlenmeyeyim de ne vakit eğleneyim?" diyerek neşelendi.

Yemek yediler, sema'a başladılar. Tekke tavana kadar toza, dumana boğuldu.

Sema esnasında çalgıcı usulune uygun olarak, "Eşek gitti, eşek gitti" demeye koyuldu. Bu heyecanla usule hepsi birden uydular.

Bu şevkle seher vaktine kadar ayak vurup el çırparak "Ey oğul, eşek gitti, eşek gitti" diyorlardı.

O misafir sofi de onları taklit ederek "Eşek gitti" diye bağırmaya başladı.

Sema bitti. Sabah olunca hepsi vedalaşıp gitti. Tekke boşaldı. Sofi de eşyasını topladı. Eşeğini yükleyip yola çıkmaya niyetlendi. Eşeği getirmek için ahıra gitti, fakat onu bulamadı.

Hizmetçi gelince sofi, "Eşek nerede?" dedi. Hizmetçi, "Sakalını yokla!" diye ters cevap verdi, kavga başladı.

Sofi, "Ben eşeği sana vermiştim. Sana emanet ettiğim eşeğimi getir" deyince, hizmetçi cevap verdi. "Sofilerin hepsi hücum etti, ben mağlup oldum, yarı canlı bir hale düştüm."

Sofi; "Niçin gelip bana haber vermedin?"

Hizmetçi; "Vallahi kaç kere geldim, sana bu işleri anlatmak istedim. Fakat sen de "Oğul eşek gitti" deyip duruyordun. Hatta bu nağmeyi hepsinden daha zevkli söylemekteydin. Ben de "O da biliyor, bu işe razı. Arif bir adam" deyip geri döndüm.

Sofi; "Onların hepsi hoş söz söylüyorlardı. Ben onların sözünden zevke daldım. Onları taklit ettim, bu taklit beni ele verdi, o taklide iki yüz kere lanet olsun." (Mesnevi c. 2. s. 30-31).

Mevlana Celaleddin-i Rumi asırlar önce kaleme aldığı ibretler dolu bu hikayeciği tazeliğini yıllar sonrasına aktaracak kadar da anlam yüklü.

Bir şeyin aslını, esasını bilmeden, araştırmadan körü körüne taklit insanı eşeğinden eder.

Ha bu taklitle sadece mal-mülk mü gider?

Dini, ahlâkı, kültürü, adeti, kısaca fazilet hissiyatı da yok olup gider.

Kimler taklit rüzgarına kapılır da yok olup gider?

Özünü kuramamış, şahsiyetsiz, korkak, cimri, hasetçi, tamahkâr, en adi şeylere en kıymetli cevherini satabilecek tıynette olan, firaseti, sezgi gücü körelmiş, kendine güveni olmayan, aşağılık kompleksi içinde dalgın kişiler taklit ile hop oturur hop kalkar.

Gayesi, aksiyonu, çalışkanlığı, aile ve millet sevgisi, tarih ve medeniyet bağı kuvvetli olan, gönül dünyası mefluç (felce uğramış) olmayan, mütevazi, fikri coşkulu, merhametli vatanperverleri ise taklit rüzgarları hangi yönden esseler de kandıramazlar.

Bir zamanlar TV'de seyrettiğim bir film aklıma geldi.

"Nükleer atıklar yayılan bir fabrikadan adamlar türüyor. İnsan suretine, hayvan suretine girebiliyorlar. Sadece elleri ile dokunup, göz göze geldikleri insanların iradelerini değiştirebiliyorlar. Artık sureten insan gözükenler aslında onlar gibi birer yaratık oluyor."

Taklit öyle bir salgı ki: İnsanı, kalbinden, aklından cezbediyor ve güçsüz iradeleri tesiri altına alıyor.

Bu sebeple varlık mücadelesi veren insanlık sahnesinde, güçlü politikalar üreten, kültürel üstünlükleri olan süper devletlerin silahsız, pusatsız, enjektesiz tesirleri taklit hastalığıyla nüfuz eder.

Bir milletin yaşayışı, anlayışı, milli duruşu, o milletin kişiliğidir.

Günümüzde bu mukaddes temellerin tartışılması, alay edilmesi misyonerlik kanalıyla dini, iktisadi, hukuki, siyasi empozeler de milli vücudun benliğini kırar. Körü körüne taklit ve benzeyişler içten ve derinden yıkılışı hazırlar.

"Taklit" kelimesinin, felsefi, sosyolojik, mantıki yorumlarına, tahlil (analiz) ve anlam farklılıklarına girecek değilim.

İki öğrenci düşünün. Biri okuduğunu anlıyor, ödevini yapıyor, öğretmenlerini dinliyor, araştırıp gayret edip bir deney ortaya koyuyor. Bu içten oluş ilerler, keşif olur, ilim olur akar gider. Bir diğer öğrenci arkadaşına bakıp adını, görevini bilmeden taklit ederek aynı deneyle ne kazanır? Bilgi gücünü harekete geçirmeyen hazır komutlarla nasıl muvaffak olur?

Siz bunu hukukta, iktisatta, siyasette düşünün ve kıyaslayın.

Bugün maalesef çektiğimiz varlık içindeki darlığın sebebi, milli kimliğimize uygun olarak, milli ekonomik modellerle insanımızın meselelerine sahip çıkmayıp, proje üretmeyip batıya el açmamız, onları taklit nakaratına kapılmamız yüzündendir.

Biz bize yeteriz.

Başarırız.

Kalkınırız.

Sadece, taklit nakaratından, hastalığından, beleşçiliğinden, piyango fikirlerden, ütopik beklentilerden kurtulalım.

Bırakalım noel onların olsun.

Bize gayretten, sevgiden, saygıdan, selamdan, gözü tokluktan sonra Hızır yeter.
 
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.