Adalet ve Kalkınma Partisi daha kurulmadan başlayan ve kurulduktan sonra iyice hız kazanan "Tayyip Erdoğan değişti mi?" tartışmaları bitmiş görünüyor. Malum medya, Recep Tayyip Erdoğan'ın değiştiğine kanaat getirmiş olacak ki, artık bu tartışmaları bitirmeyi uygun buldu. Veya Tayyip Erdoğan ile ilgili bütün tartışmalar tamamen uydurma ve belli bir amaca hizmet etmek adına yapılıyordu ve amacına ulaştı. Yani Erdoğan ve partisinin bu şekilde de olsa popülaritesi artırıldı. Hem Erdoğan'a yedirmedikleri nane de kalmadı.
İşin bu tarafı bizi ilgilendirmiyor, çünkü halkın nazarında kimin hangi derecelerde olduğunu çok iyi biliyoruz.
Bildiğiniz gibi 28 Şubat'la siyasi hayatı sonlanan Milli Görüş'ün lideri Necmettin Erbakan, Türk mahkemelerinin verdiği "siyasi hayatını bitiren" kararı, Avrupa diyarlarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde düzelttirme gayretine girmiş ve bu bağlamda Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava açmıştı. Bir zamanların anti-Avrupacısı Necmettin Erbakan, adeta geçmişini inkar edercesine zamanında Hıristiyan Kulubü dediği Avrupa'dan medet umar hale gelmişti. Milli Görüşçü Erbakan Türkiye'yi, kendi ifadesiyle Hıristiyan Kulübü Avrupa'nın mahkemesi olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava ediyordu. Erbakan, Türkiye'nin vermediği hakkı, Avrupa'dan alabilmek adına, birkaç hafta önce de Avrupa topraklarında çeşitli ziyaretlerde bulunmuştu. Milli Görüş cephesindeki bu yaman çelişkiler daha hafızalarımızda canlılığını kaybetmemişken, her fırsatta kendisinin farklı olduğunu ifade etmek mecburiyeti hisseden Tayyip Erdoğan cephesinde de benzer bir gelişme yaşandı.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kurucu üyeliğinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
Aynı şekilde, Tayyip Erdoğan'ın bireysel davasına, kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi de katılarak bir dava da onlar açtı.
Tayyip Erdoğan'ın da Avrupa ile ilgili eski görüşlerini (eski demek haksızlık olur, birkaç yıl önceki görüşlerini) piyasadaki kasetlerinden biliyoruz. Aslında bunu bilmek için piyasadaki Tayyip kasetlerini dinlemenize de gerek yok, eski bir Milli Görüşçüyü konuşturun veya arşivleri şöyle bir tarayın yeter.
Ama bugün Tayyip'in Avrupa konusundaki görüşleri oldukça değişmiş görünüyor. Tayyip ve partisine göre Avrupa Birliği'ne girdiğimizde, Türkiye'deki başörtüsü sorunu hemen çözülecek. (Aslında Meclis'teki bütün partiler aynı görüşte ama ANAP'ta son zamanlarda bu görüş hararetle savunulmaya başlandı) Yani, bırakın başörtülüyü, Müslüman görünce tüyleri diken diken olan Avrupalı bizdeki başörtüsü sorununu çözecek. Zaten Avrupalı da dört gözle başörtüsü sorununu çözmek için bekliyordu. Adamların başka işi yok, nefret ettikleri insanların sorunlarını çözecekler! Ama Tayyip Erdoğan'a göre Avrupalı bu meseleyi kökünden halledecek. Aklısıra bu şekilde Türk insanını kandıracağını hayal ediyor. Hem Türk Mahkemelerinin verdiği karara saygı duymayacak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Türkiye aleyhinde dava açacaksınız, hem de kalkıp Türkiye Cumhuriyeti'ne başbakan olma iddiasında bulunacaksınız. Böyle bir iddiada bulunmak size yakışabilir ama Türkiye'ye yakışmıyorsunuz.
İşin bu tarafı bizi ilgilendirmiyor, çünkü halkın nazarında kimin hangi derecelerde olduğunu çok iyi biliyoruz.
Bildiğiniz gibi 28 Şubat'la siyasi hayatı sonlanan Milli Görüş'ün lideri Necmettin Erbakan, Türk mahkemelerinin verdiği "siyasi hayatını bitiren" kararı, Avrupa diyarlarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde düzelttirme gayretine girmiş ve bu bağlamda Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava açmıştı. Bir zamanların anti-Avrupacısı Necmettin Erbakan, adeta geçmişini inkar edercesine zamanında Hıristiyan Kulubü dediği Avrupa'dan medet umar hale gelmişti. Milli Görüşçü Erbakan Türkiye'yi, kendi ifadesiyle Hıristiyan Kulübü Avrupa'nın mahkemesi olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava ediyordu. Erbakan, Türkiye'nin vermediği hakkı, Avrupa'dan alabilmek adına, birkaç hafta önce de Avrupa topraklarında çeşitli ziyaretlerde bulunmuştu. Milli Görüş cephesindeki bu yaman çelişkiler daha hafızalarımızda canlılığını kaybetmemişken, her fırsatta kendisinin farklı olduğunu ifade etmek mecburiyeti hisseden Tayyip Erdoğan cephesinde de benzer bir gelişme yaşandı.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kurucu üyeliğinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
Aynı şekilde, Tayyip Erdoğan'ın bireysel davasına, kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi de katılarak bir dava da onlar açtı.
Tayyip Erdoğan'ın da Avrupa ile ilgili eski görüşlerini (eski demek haksızlık olur, birkaç yıl önceki görüşlerini) piyasadaki kasetlerinden biliyoruz. Aslında bunu bilmek için piyasadaki Tayyip kasetlerini dinlemenize de gerek yok, eski bir Milli Görüşçüyü konuşturun veya arşivleri şöyle bir tarayın yeter.
Ama bugün Tayyip'in Avrupa konusundaki görüşleri oldukça değişmiş görünüyor. Tayyip ve partisine göre Avrupa Birliği'ne girdiğimizde, Türkiye'deki başörtüsü sorunu hemen çözülecek. (Aslında Meclis'teki bütün partiler aynı görüşte ama ANAP'ta son zamanlarda bu görüş hararetle savunulmaya başlandı) Yani, bırakın başörtülüyü, Müslüman görünce tüyleri diken diken olan Avrupalı bizdeki başörtüsü sorununu çözecek. Zaten Avrupalı da dört gözle başörtüsü sorununu çözmek için bekliyordu. Adamların başka işi yok, nefret ettikleri insanların sorunlarını çözecekler! Ama Tayyip Erdoğan'a göre Avrupalı bu meseleyi kökünden halledecek. Aklısıra bu şekilde Türk insanını kandıracağını hayal ediyor. Hem Türk Mahkemelerinin verdiği karara saygı duymayacak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Türkiye aleyhinde dava açacaksınız, hem de kalkıp Türkiye Cumhuriyeti'ne başbakan olma iddiasında bulunacaksınız. Böyle bir iddiada bulunmak size yakışabilir ama Türkiye'ye yakışmıyorsunuz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012