Bendeniz de Güneydoğu'da askerlik yaptım.
Suriye sınırında ve dağlarda.
Eski yöntem terör bitirme taktiklerini öğrettiler.
Çok iyi de öğrettiler.
Biz de çok başarılı görevler icra ettik. Ama hepsi bu!
Bizim askerlik dönemimizde çok eski bir dönem olmamasına rağmen, ileri teknoloji denen bir şey yoktu kışlada maalesef.
Sebebi ise her zaman izaha çalıştığım gibi başımızın belası olan, NATO'ydu.
Şimdi yıl 2022…
Türk askerî varlığımız Suriye bataklığında ve tam olarak hedefi belli olmayan bir girdabın içerisinde bulunmaktadır.
"BOP" eksenli organize edilen sözde Arap baharı ile 22 İslam ülkesinin sınırları ile rejimlerinin değiştirilmesi hedeflenmişti.
İşte burada nihai bir hedef var: Büyük İsrail Devleti.
Peki, bizim sözde sebeplerle organize edilen bu "BOP" denen illet tuzakta ne işimiz vardı?
Olmaz! Sorgulayamazsın.
Yoksa seni anında şucu bucu diye derdest ederler de ne olduğunu bile anlayamazsın.
Hadi o tarihlerde süperman Davutoğlu aklı ile bu bataklığa çekildik diyelim.
O tarihte Sayın Cumhurbaşkanımızın da bir kere daha kandırıldığını varsayalım.
Ama dediğim gibi o zaman tarihler 2011'di, şimdi 2022.
11 yıldır hiç mi bu yanlış politikalar gözden geçirilmez Allah aşkına!
O gün içinde en üst perdeden Haydar Baş Bey çok dikkat çekici uyarılarda bulunmuş, "Burası Türkiye için kurulmuş bir tuzaktır. Asla bu oyuna gelmeyelim.
Eğer yanında olmamız gereken bir devlet varsa, o da Suriye devletidir. Zira Türkiye'nin güvenliği Suriye'den başlar. Bu oyunla hedeflenen Büyük Ortadoğu Projesi'dir" demişti.
O gün bu sese kulak verilseydi, bugün Suriye sınırı terör örgütlerinin cirit attığı bölge olmayacak, iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerimizin en yoğun olduğu güzergâh noktası olacaktı.
ABD'nin hayal ettiği tampon İsrail devletinin kurulmasına ise şimdilerde ramak kalmıştır.
Eş zamanlı büyük hazırlıkların yapıldığı Yunanistan cephesindeki ABD üslerindeki gizli hareketlilik ise işin cabası.
100 yıllık plan devrede.
İran, Irak, Suriye ve Türkiye'den koparılacak bölgelerden bir araya getirilmesi planlanan, Büyük İsrail Devleti'nin kurulması.
Şimdi geçmiş geçmişte kaldı, artık güncel şeyler söylemek lazımdır ilkesinden hareketle yeni stratejiler geliştirilmelidir.
Bir kere Suriye devleti ile behemehâl oturulup, kalıcı ve uzun süreli bir stratejik ortaklık anlaşması yapılmalı.
Bu bölgede ABD'yi istemeyen ve hatta ona düşman gözüyle bakan devletlerle aynı derinlikte anlaşmalar yapılmalıdır.
Bu devletler, Rusya, İran, Irak, Suriye ve hatta Çin'dir.
Hepsinin öteden beri ABD ile düşmanlıkları ve derin çekişmeleri var.
ABD'nin, NATO aygıtı ile Rusya'nın burnunun dibine kadar sokulma stratejisi işte bu hesapların bir yansımasıdır.
Saydığım bu devletlerle Türkiye olarak, dudak tiryakisi diye tabir edilen ve görüntüden ibaret olacak bir anlaşma tiyatrosu içine girilmeyecek!
Kusura bakmayın ama Astana anlaşması işte tam da böyle bir şey.
Yapılan bu anlaşma sonrası ABD'ye nota verilerek, getirdiği tüm silahların BM denetiminde bu 4'lü ülkelerin askerlerinden oluşturulacak güvenli bölgeye getirmesi istenmeli.
Terör örgütlerinden, Suriye devletine gönüllü olarak teslim olanlara ise dokunulmayacak.
Bu ülkede kalmak istemeyenler ise, sınır dışı edilecek veya ABD ile birlikte bu bölgeden ayrılmalarına izin verilecek.
Bu saydığım anlaşma maddeleri ile Türkiye 1984'den beri başına çok büyük belalar açmış olan PKK ve türevlerinden temelden ve tümüyle kurtulmuş olacak.
Ama gelin görün ki, Sayın Cumhurbaşkanımız halen daha dünkü söylemlerinde patinaj yapmakta.
Tahran'daki toplantıda Putin'in sarf ettiği şu cümlesini keşke biz söylemiş olsaydık: "Fırat'ın doğusu Suriye hükümetinin kontrolünde olmalı."
İşte bu cümleye Türkiye olarak sahip çıksaydık, inanın yukarıdaki tüm anlaşmalar ardı sıra gelirdi.
Biz gerçekten de terörü bitirmek istiyor muyuz?
- Adaları veren Lozan değil, Osmanlı’dır! / 28.05.2025
- Türkiye’de etnik yapı yoktur / 27.05.2025
- Ülke resmen bölünüyor! / 26.05.2025
- Askerler neden sus pus? / 25.05.2025
- Türkler 15 bin yıldır Anadolu’da / 21.05.2025
- Türkiye’yi ver, koltuğu al! / 20.05.2025
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025