Terörü yaşatan ve yaygınlaştıran en önemli neden terörün finansmanıdır. Finansmansız terör, susuz balık gibidir, uzun süre yaşayamaz. Onun içindir ki, terörle etkin mücadele, finansman kaynaklarını kesmekle olur. Bir başka deyişle, teröre finansman sağlayanlar, terör en büyük destekçileridir.Söz konusu terör destekçileri gizli, saklı ve bilinmez değildir. Başta ABD ve İsrail olmak üzere tüm AB ülkeleri, teröre finansman dâhil, her türlü desteği sağlamaktadırlar. Ne gariptir ki, buna rağmen, sözde terörle mücadeleyi de hiç kimseye bırakmıyorlar. Örnek olarak Ekonomik ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesinde oluşturulan 'Mali Eylem Görev Gücü' (FATF) gösterilebilir.FATF'ın amacı, kara para ve terör finansmanına karşı mücadele olarak belirlenmiştir. İyi de sözü edilen amaç doğrultusunda gözle görülür, elle tutulur bir şey yapılmış mıdır? Hayır, yapılmamıştır, yapılamaz da. Zira FATF'ı yönlendirenler ve kendi emellerine alet edenler, terörün baş destekçileri olan ABD ve İsrail'dir. Daha doğrusu FATF, ABD ve İsrail'in kontrol ve denetimine girmiş durumdadır. FATF, kendine göre ülkeleri tasnif ediyor ve listeler hazırlıyor. FATF'ın beyaz, gri, koyu gri ve kara renklerinden oluşan dört çeşit listesi bulunmaktadır. Son toplantısını 14 Şubat 2014 tarihinde Paris'te yapan FATF, Tanzanya ve Kenya gibi ülkeleri gri listeden çıkardı, Türkiye'yi üyeler için en kötü olan koyu gri listede bıraktı.FATF'ın toplantısı sürerken, bazı medya kuruluşları Türkiye'nin kara listeye alınması yönünde baskılar yapıldığını duyurdu. Hâlbuki FATF, kara listeye üye olmayan ve kendini tanımayan ülkeleri almaktadır ve bugüne kadar da hiçbir üyesini kara listeye almamıştır. O bakımdan Türkiye'nin kara listede yer almaması olumlu bir gelişme kabul edilemez. Bilâkis Türkiye'nin, Cezayir, Ekvator, Myanmar, Endonezya, Suriye, Pakistan ve Etiyopya gibi ülkelerle aynı listede olması büyük bir olumsuzluktur.Asıl sorgulanması gereken husus, Türkiye'nin neden koyu gri listeden çıkamadığıdır. Bunun için, kara para aklamadan tutun da Libya'da isyancılara açıktan para yardımı yapmaya ve Suriye'dekilere her türlü desteği vermeye kadar, birçok sebep sayılabilir.Terörden en çok çekmiş ülkelerden biri, belki de birincisi olan Türkiye'nin, beyaz listede yer alması gerekirdi. Ama ne yazık ki, ne iç politikamız, ne de dış politikamız, böyle bir şeyi mümkün kılmaktadır. Bu konuda cevaplandırılması gereken sorulardan birkaçı şunlardır: Neden bu çeşit kuruluşlara üye oluyor ve ülkemizi denetletiyoruz? Hakkımızda söz söylemelerine ve hüküm kesmelerine fırsat veriyoruz? Buna mecbur muyuz? FATF, 36 üyesi olan bir kuruluştur. Demek ki, dünya devletlerinin çoğu, onu muhatap almıyor, peki Türkiye niye alıyor?Bunun temel sebebi, herhalde Batı hayranlığı ve milleti aldatmaktır. Şöyle ki, Türk hükümetleri, yabancı ülkelerin herhangi bir kuruluş ve derneğinden küçücük bir övgü alınca, onu iç politikada abartarak kullanıp prim yapmaya çalışıyorlar. Olumsuz bir şey olunca da "canım onun eti ne, budu ne" deyip küçümsüyorlar.Bu halden mutlaka kurtulmamız, milli değerlerimize ve milli benliğimize dönmemiz gerekir. Bunun ilk adımı da 'Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmektir. Böyle yapmazsak ve aynı yolda yürürsek, ülkemizi kendi elimizle yabancıların vesayeti altına sokarız, sonra da FATF gibi kuruluşların, hakkımızda verecekleri olumlu veya olumsuz kararları gündem eder, onlarla oyalanırız.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018