Bağımsız Türkiye Partisi'nin 2. Olağan Büyük Kongresi için Pazar günü Ankara'daydık. Kongrenin yapılacağı salona gidene kadar geçtiğimiz caddeler ve bulvarlar boyunca gördüğüm manzara, her Bağımsız Türkiye sevdalısı gibi benim de tüylerimi ürpertti.
Adına destanlar yazılan, rengini milyonlarca şehidimizin kanından alan Ay Yıldızlı Bayrağımızın yanına iliştirilen, oniki yıldızlı bir paçavra, Avrupalı ve Avrupaî aşufteler gibi yılıştıkça, bizim halimizin çehresi bir başka çatlıyordu.
İster istemez Necip Fazıl'ın şu mısralarını hatırladım:
"Acı rüzgarlara vermiş bağrını
Türk bayrağı, yana yana çırpınır"
Bu burçlara bu bayrağı kimler asmıştı?
Bizans'ın surlarına Osmanlı bayrağını dikip İstanbul'a kapı açan kahramanın ismi Ulubatlı Hasan'dır, biliriz de, 2004 yılının Aralık ayında, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinin, Ankara'nın kalesine on iki yıldızlı şirk sembolünü kimler asmıştı?
Bu şövalyelerin isimleri neydi acaba?
Niye ki, yetmiş milyon ölmüş mü ki, başkentinin caddelerinde ecnebi bayrakları dalgalanıyor?
Seksen kusur yıl evvel bir çok vilayetimizde Milli Mücadele kıvılcımı, o vilayetin kalesine işgalci Haçlıların bayrağı çekildiği için ateşlenmiş ve yerine kendi bayrağımız çekilene dek, devam etmiştir. Şimdi ne değişti ki, bu ülkenin Başbakanının emriyle ve Bakanlarının eliyle işgalci Avrupa'nın bayrağı bizim Nazlı Hilal'imizin yanına iliştiriliyor?
Şimdi AKP'nin kurmayları, Sultan Alparslan'ın mı, yoksa Romen Diyojen'in mi tarafındalar; şeklinde şüpheye düşersek, bu doğrultuda sorular sorarsak, suç bizde mi?
AKP'nin ve yedeğindeki besleme basının en büyük başarısı; uşaklığı, köleliği içine sindirmiş, mandacılığı marifet kabul eden bir güruhu yetiştirmiş olmalarıdır.
Oniki yıldızlı paçavranın dizili olduğu cadde boyunca, hep Ay Yıldızlı Bayrağımızı selamlayarak, "Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal" diyerek geçtim ve Kongre Salonu'na ulaştığımızda İstiklal Marşımızı yürekten okuyan onbinlerce bağımsızlık sevdalısı ile karşılaştık ve rahatladık.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin Genel Başkanlığı'na oy birliği ile tekrar seçilen Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in konuşması ise, bütün gam ve kederimizi dağıttı ve umutla doldurdu bizi.
Ankara'da hakim olan teslimiyetçiliğin aksine, iktidarın kendi elleriyle ecnebi bayraklarını kalelerimize asacak kadar yönünü kaybetmiş olmasının mukabilinde Kongre Salonu'nda müthiş bir kararlılık, müthiş bir dik duruş, bir vakar, bir şahsiyet hakimdi.
Dışarıda mandacılığın her çeşidi hüküm sürerken içerde, her çeşit mandacılığı reddeden, doğduğundan beri istiklâle âşık olan Müslüman Türk Milletinin karakterini kare kare temsil eden Bağımsız Türkiye sevdalıları vardı.
Bir kez daha ve bin kez daha dedik ki: iyi ki varsın BTP, iyi ki varsın Sayın Prof. Dr. Haydar Baş.
Adına destanlar yazılan, rengini milyonlarca şehidimizin kanından alan Ay Yıldızlı Bayrağımızın yanına iliştirilen, oniki yıldızlı bir paçavra, Avrupalı ve Avrupaî aşufteler gibi yılıştıkça, bizim halimizin çehresi bir başka çatlıyordu.
İster istemez Necip Fazıl'ın şu mısralarını hatırladım:
"Acı rüzgarlara vermiş bağrını
Türk bayrağı, yana yana çırpınır"
Bu burçlara bu bayrağı kimler asmıştı?
Bizans'ın surlarına Osmanlı bayrağını dikip İstanbul'a kapı açan kahramanın ismi Ulubatlı Hasan'dır, biliriz de, 2004 yılının Aralık ayında, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinin, Ankara'nın kalesine on iki yıldızlı şirk sembolünü kimler asmıştı?
Bu şövalyelerin isimleri neydi acaba?
Niye ki, yetmiş milyon ölmüş mü ki, başkentinin caddelerinde ecnebi bayrakları dalgalanıyor?
Seksen kusur yıl evvel bir çok vilayetimizde Milli Mücadele kıvılcımı, o vilayetin kalesine işgalci Haçlıların bayrağı çekildiği için ateşlenmiş ve yerine kendi bayrağımız çekilene dek, devam etmiştir. Şimdi ne değişti ki, bu ülkenin Başbakanının emriyle ve Bakanlarının eliyle işgalci Avrupa'nın bayrağı bizim Nazlı Hilal'imizin yanına iliştiriliyor?
Şimdi AKP'nin kurmayları, Sultan Alparslan'ın mı, yoksa Romen Diyojen'in mi tarafındalar; şeklinde şüpheye düşersek, bu doğrultuda sorular sorarsak, suç bizde mi?
AKP'nin ve yedeğindeki besleme basının en büyük başarısı; uşaklığı, köleliği içine sindirmiş, mandacılığı marifet kabul eden bir güruhu yetiştirmiş olmalarıdır.
Oniki yıldızlı paçavranın dizili olduğu cadde boyunca, hep Ay Yıldızlı Bayrağımızı selamlayarak, "Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal" diyerek geçtim ve Kongre Salonu'na ulaştığımızda İstiklal Marşımızı yürekten okuyan onbinlerce bağımsızlık sevdalısı ile karşılaştık ve rahatladık.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin Genel Başkanlığı'na oy birliği ile tekrar seçilen Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in konuşması ise, bütün gam ve kederimizi dağıttı ve umutla doldurdu bizi.
Ankara'da hakim olan teslimiyetçiliğin aksine, iktidarın kendi elleriyle ecnebi bayraklarını kalelerimize asacak kadar yönünü kaybetmiş olmasının mukabilinde Kongre Salonu'nda müthiş bir kararlılık, müthiş bir dik duruş, bir vakar, bir şahsiyet hakimdi.
Dışarıda mandacılığın her çeşidi hüküm sürerken içerde, her çeşit mandacılığı reddeden, doğduğundan beri istiklâle âşık olan Müslüman Türk Milletinin karakterini kare kare temsil eden Bağımsız Türkiye sevdalıları vardı.
Bir kez daha ve bin kez daha dedik ki: iyi ki varsın BTP, iyi ki varsın Sayın Prof. Dr. Haydar Baş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025