Tarım, ülkeler için en stratejik sektördür. Birçok ürün ve hizmet olmadan milletler varlıklarını devam ettirebilir ama tarım ürünleri olmadan bir milletin, bir ülkenin ayakta kalabilmesi asla mümkün değildir.Açlıktan ölmek üzere olan birisinin elinde en modern silah olsa ne fayda, uzay gemisinde olsa ne fayda?Bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk, "Köylü milletin efendisidir" diyerek ve tarım üretimine özellikle destek vererek köylüyü baş tacı etmiş ve de tarım alanlarının yabancılara satışını kanunla yasaklayarak tarımı koruma altına almıştır.Bugün Türkiye'de tam tersi bir mantık hakimdir. Tarım köylüsü toprağını terk etsin diye özel bir gayret vardır. Çünkü siyasilerimizin akıl aldığı AB, ülkemizde 35 milyon olan tarım nüfusunun 10 milyona düşürülmesini talep etmektedir. Tarım nüfusunu düşürmeyi hedef edinmiş AKP hükümetinin ya da AB ile hareket eden diğer siyasilerin tarım kesiminin sorunlarına çare bulabilmesi, çareyi bilse de uygulayabilmesi asla mümkün değildir.Örneğin, şu son yaşadığımız don hadisesi? İlkbahar gelmesine rağmen, birçok ilimizde havalar soğuk seyretmekte, don olayları yaşanmaktadır. Bu, tarım kesimi için büyük bir felakettir. Ocak, Şubat aylarında hava mevsim normallerinin üzerinde seyredince ağaçlar erken çiçek açmış ve ardından gelen don ağaçlara zarar vermiştir. Bundan dolayı özellikle İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz illerinde fındık, kayısı, elma, vişne, erik, şeftali, kivi, badem, narenciye, ceviz, üzüm, Antep fıstığı büyük zarar görmüştür.Çiftçi büyük zarar gördüğü gibi, rekolte düşeceği için tüketiciler de bu ürünlere çok pahalı ulaşmak durumunda kalacaklardır.Tabii, çiftçinin tek felaketi don olayları gibi doğal afetler değildir.Avans sistemi olmadığı için çiftçi faizli kredi ile üretim yapmaktadır. Zamanında ödeyemediği için de faiz batağına düşmektedir, her şeyini icra ile bankalara kaptırmaktadır.Çiftçilere üretim için destek verilmemektedir. Devlet, çiftçinin ürününü almadığından, çiftçi tüccarların insafına terk edilmiştir. Organize olan tüccar da çiftçinin ürününü yok pahasına almaktadır. Çiftçi üretip satsa bile zarar etmektedir. Yani bırakın don felaketini, hiçbir felaket olmasa bile çiftçinin mevcut sistemde çıkış yolu yoktur.Tarım köylüsü isteseydi bu kaderi yaşamayabilirdi. Milli Ekonomi Modeli gibi tek çözümü olan Bağımsız Türkiye Partisi'ni kurulduğundan bu yana iktidara taşımış olsaydı ?ki sadece tarım kesiminin oyu buna yeterlidir- köylünün bugün bir eli yağda bir eli balda olacaktı.BTP iktidarında ürün fiyatlarını kurduğu kooperatifler vasıtasıyla tarım köylüsü kendisi belirleyecek ve devletin verdiği yüzde 50 avansla da banka kredilerine muhtaç hale gelmeyecekti. Bütün ürününü, belirlediği fiyattan devlete satacağından tüccarların insafına kalmayacaklardı.BTP iktidarında üreticiden tüketiciye zincir kısaltılacağından, mazottaki vergilerin kalkmasıyla da nakliye ucuzlayacağından üretilen ürünler nihai tüketiciye uygun fiyata gelecekti. Yani hem çiftçi para kazanacak hem de bizler ürünü ucuz yiyecektik.BTP iktidarında çiftçi, don, sel, aşırı sıcaklar gibi doğal afetlerle karşılaştığı zaman kara kara düşünmeyecekti; devlet, bu tür doğal afetlere karşı çiftçinin tarlasını, ürününü ve de kendisini, bir kuruş para almadan sigortalayacaktı.Ayrıca çiftçi BTP iktidarında kendisi 500 TL vatandaşlık maaşı, hanımı 1000 TL maaş, çocukları da 250'şer lira burs alacaktı, kafası rahat olacaktı.BTP iktidarında eğitim bedava, sağlık hizmetleri bedava, elektrik, su bedava olacağından çiftçi kazandığı parayla yüksek bir yaşam standardına kavuşacaktı.Bir sonraki seçimde de her zaman olduğu gibi "bu sefer şöyle, bu sefer böyle" deyip de kendimizi kandırmayalım, "Bu sefer iş aş Haydar Baş" deyip oyumuzu BTP'ye atalım ki ülkemiz cennet, köylümüz efendi olsun.Yoksa durmak yok sürünmeye devam.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025