Dün kaldığımız yerden bugün noktalıyoruz?
Türk ve Türk Milleti Kurum ve kuruluşların adından Türk ismini kaldıralım tartışması yapanların samimiyetleri ağır derecede sorunludur. Bu tartışma ve yönlendirme, hassaten TÜRK ve MİLLET kelimesi ile ciddi şekilde sorunlu olanların, Türk ve o kavramda mündemiç anlam ve ruhu 1923'ün üzerinden geçen 1 yüzyıla rağmen hazmetmemiş olanların yapacağı bir tartışma değildir ve olmamalıdır.
Bir gazeteci yazdı ve yalanlanmadı:
"Tarih 29 Ağustos 2014; Yer Çankaya Köşkü ve ilk resepsiyon.
Konuklardan birisi de İmralı-Kandil postacısı, terörist başının "manevi oğlu" HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'dir.
Köşk'ün yeni sahipleri Önder'in bulunduğu masaya geldiğinde Hanımefendi, "Siz nerelisiniz?" diye sorar. Önder'in, "Adıyamanlıyım, Çok affedersiniz Türküm, tedavi oluyorum" şeklindeki cevabı ev sahiplerini güldürür!...
Türk'e gülenlere sorular soralım, samimiyet testi sorular:
Türkiye'de 27 etnik grubun yaşadığını kim söyledi acaba?
"Yahu milletin bütünlüğü 'Ne Mutlu Türküm diyene' ifadesiyle sağlanır mı?" diyen kimdi acaba?
"Biz 'analar ağlamasın' dedikçe, bunlar 'tabii ki analar ağlayacak' dediler. Biz Kürt meselesi dedikçe, bunlar Kürt meselesi yok dediler. Biz milli birlik dedikçe, kardeşlik dedikçe, bunlar ulusalcılık dediler" diyen kimdi acaba?
"Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız" diye haykıran kimdi acaba?
"Türkiye Türklerindir" gibi tezlerin yanlış olduğunu savunup, "Osmanlı eyaletler sistemine benzer" bir yapılanmayı kim önerdi acaba?
Evvelki gün samimi bir gazeteci hatırlattı biz de aktaralım:
Ağustos 2005'te 150 imzalı "Aydınlar Bildirisi" yayınlanıyor. Bildiride, "PKK'nın eylemlerine son vermesinin" yanı sıra, "Hükümetten kalıcı barışın sağlanması için yasal düzenlemeler yapması" istendi.
Ne oldu? Bu gruptan 12 kişiyle Başbakanlıkta toplantı yapıldı. Heyetteki iki ismi hatırlatalım; Dönemin İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Gencay Gürsoy ve şimdi tutuklu olan işadamı Osman Kavala... Toplantının başlangıcında dönemin Başbakanı, "Kürt sorununun bir demokratikleşme sorunu olduğunu ve şiddetle çözülemeyeceğini" söyledi. Yaklaşık 3 saat süren toplantıdan sonra da heyetin sözcüsü olan Prof. Gürsoy, "Başbakan'ın Kürt sorununun demokrasiden taviz vermeden çözüleceği konusunda teminat verdiğini" açıkladı.
Peki, aynı Gürsoy daha sonra Türk Tabipleri Birliği Başkanı olmadı mı? O zaman cici olan Tabibler Odası şimdi mi tu kaka oldu? Ve beni en çok ilgilendiren bölümü: Aynı Tabipler Odası yarın yine umudumuz olabilir mi acaba?
Bu kadar değişimi gerçekten yakalamak mümkün değil! Başımız dönüyor, tansiyon 18'e vuruyor, Hükümetimiz lütfen bize anlayış göstersin!
Tüm samimiyetle söylüyorum ve merak ediyorum.
Türkiye Odalar Birliği,
Tüsiad,
Türkiye Ziraat Odaları Birliği,
Türkiye Ziraat Bankası,
Türkiye Halk Bankası,
Türkiye Borsalar Birliği, dağıtılacak mı?
Türkiye ön adı olan kurumlar dağıtılacaksa sıra Türkiye Cumhuriyeti'ne mi gelecek?
Bu gidişat, baroların parçalanması, bölge baroları, bölge adliyeleri derken ülke eyaletlere mi bölünecek?
Parlamento çözüldü, ordu birbirine güvenemez hale geldi, Başbakanlık sıfırlandı, sendikalar yok hükmünde, basın havuz haline geldi, odalar yetkisizleştirildi, muhalefet yandaş hale getirildi, yarın Anayasa Mahkemesi ekselanslarının hoşuna gitmeyeceği bir karar daha verirse KHK ile kapatılacak mı acaba? Ya da birkaç siyasi anlayışımıza, etnisitemize uygun onlarca Anayasa Mahkememiz mi olacak?
Ülkemiz sınır ötesi savaş halinde, toplumun kilit sayılacak hiçbir kurumu kalmadı, merak ederek soruyorum:
Acaba devletin tasfiye süreci mi başladı?
Cevabı Alman Şarkiyat Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Udo Steinbach'dan alalım. Bakınız ünlü profesör 1998'de verdiği konferansında ne diyor?
"Sorun Atatürk'ün bir paşa fermanıyla yarattığı yapay ürün Türk Devleti ve Türk Milleti'dir. Sorun, uyduruk, zorlama ve yapay Türk Milleti'dir. Böyle bir millet yoktur. Olmadığını, Türkiye'de yaşanan Türk-Kürt, Müslüman-Laik, Alevi-devlet çatışmalarında görmekteyiz. Bu uyduruk milleti Atatürk nasıl kurdu? Önce Ermenileri yok ettiler, sonra da Rumları. Kürtleri bugüne dek neden yok etmediler bilinmez"!
Türk ve Türk Milleti Kurum ve kuruluşların adından Türk ismini kaldıralım tartışması yapanların samimiyetleri ağır derecede sorunludur. Bu tartışma ve yönlendirme, hassaten TÜRK ve MİLLET kelimesi ile ciddi şekilde sorunlu olanların, Türk ve o kavramda mündemiç anlam ve ruhu 1923'ün üzerinden geçen 1 yüzyıla rağmen hazmetmemiş olanların yapacağı bir tartışma değildir ve olmamalıdır.
Bir gazeteci yazdı ve yalanlanmadı:
"Tarih 29 Ağustos 2014; Yer Çankaya Köşkü ve ilk resepsiyon.
Konuklardan birisi de İmralı-Kandil postacısı, terörist başının "manevi oğlu" HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'dir.
Köşk'ün yeni sahipleri Önder'in bulunduğu masaya geldiğinde Hanımefendi, "Siz nerelisiniz?" diye sorar. Önder'in, "Adıyamanlıyım, Çok affedersiniz Türküm, tedavi oluyorum" şeklindeki cevabı ev sahiplerini güldürür!...
Türk'e gülenlere sorular soralım, samimiyet testi sorular:
Türkiye'de 27 etnik grubun yaşadığını kim söyledi acaba?
"Yahu milletin bütünlüğü 'Ne Mutlu Türküm diyene' ifadesiyle sağlanır mı?" diyen kimdi acaba?
"Biz 'analar ağlamasın' dedikçe, bunlar 'tabii ki analar ağlayacak' dediler. Biz Kürt meselesi dedikçe, bunlar Kürt meselesi yok dediler. Biz milli birlik dedikçe, kardeşlik dedikçe, bunlar ulusalcılık dediler" diyen kimdi acaba?
"Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız" diye haykıran kimdi acaba?
"Türkiye Türklerindir" gibi tezlerin yanlış olduğunu savunup, "Osmanlı eyaletler sistemine benzer" bir yapılanmayı kim önerdi acaba?
Evvelki gün samimi bir gazeteci hatırlattı biz de aktaralım:
Ağustos 2005'te 150 imzalı "Aydınlar Bildirisi" yayınlanıyor. Bildiride, "PKK'nın eylemlerine son vermesinin" yanı sıra, "Hükümetten kalıcı barışın sağlanması için yasal düzenlemeler yapması" istendi.
Ne oldu? Bu gruptan 12 kişiyle Başbakanlıkta toplantı yapıldı. Heyetteki iki ismi hatırlatalım; Dönemin İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Gencay Gürsoy ve şimdi tutuklu olan işadamı Osman Kavala... Toplantının başlangıcında dönemin Başbakanı, "Kürt sorununun bir demokratikleşme sorunu olduğunu ve şiddetle çözülemeyeceğini" söyledi. Yaklaşık 3 saat süren toplantıdan sonra da heyetin sözcüsü olan Prof. Gürsoy, "Başbakan'ın Kürt sorununun demokrasiden taviz vermeden çözüleceği konusunda teminat verdiğini" açıkladı.
Peki, aynı Gürsoy daha sonra Türk Tabipleri Birliği Başkanı olmadı mı? O zaman cici olan Tabibler Odası şimdi mi tu kaka oldu? Ve beni en çok ilgilendiren bölümü: Aynı Tabipler Odası yarın yine umudumuz olabilir mi acaba?
Bu kadar değişimi gerçekten yakalamak mümkün değil! Başımız dönüyor, tansiyon 18'e vuruyor, Hükümetimiz lütfen bize anlayış göstersin!
Tüm samimiyetle söylüyorum ve merak ediyorum.
Türkiye Odalar Birliği,
Tüsiad,
Türkiye Ziraat Odaları Birliği,
Türkiye Ziraat Bankası,
Türkiye Halk Bankası,
Türkiye Borsalar Birliği, dağıtılacak mı?
Türkiye ön adı olan kurumlar dağıtılacaksa sıra Türkiye Cumhuriyeti'ne mi gelecek?
Bu gidişat, baroların parçalanması, bölge baroları, bölge adliyeleri derken ülke eyaletlere mi bölünecek?
Parlamento çözüldü, ordu birbirine güvenemez hale geldi, Başbakanlık sıfırlandı, sendikalar yok hükmünde, basın havuz haline geldi, odalar yetkisizleştirildi, muhalefet yandaş hale getirildi, yarın Anayasa Mahkemesi ekselanslarının hoşuna gitmeyeceği bir karar daha verirse KHK ile kapatılacak mı acaba? Ya da birkaç siyasi anlayışımıza, etnisitemize uygun onlarca Anayasa Mahkememiz mi olacak?
Ülkemiz sınır ötesi savaş halinde, toplumun kilit sayılacak hiçbir kurumu kalmadı, merak ederek soruyorum:
Acaba devletin tasfiye süreci mi başladı?
Cevabı Alman Şarkiyat Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Udo Steinbach'dan alalım. Bakınız ünlü profesör 1998'de verdiği konferansında ne diyor?
"Sorun Atatürk'ün bir paşa fermanıyla yarattığı yapay ürün Türk Devleti ve Türk Milleti'dir. Sorun, uyduruk, zorlama ve yapay Türk Milleti'dir. Böyle bir millet yoktur. Olmadığını, Türkiye'de yaşanan Türk-Kürt, Müslüman-Laik, Alevi-devlet çatışmalarında görmekteyiz. Bu uyduruk milleti Atatürk nasıl kurdu? Önce Ermenileri yok ettiler, sonra da Rumları. Kürtleri bugüne dek neden yok etmediler bilinmez"!
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021