7 Haziran seçimlerinden hemen sonra, daha terör olayları patlak vermeden önce Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Türkiye'nin büyük bir karanlığa girdiğini vurgulamıştı.Bunun gerekçesi de milletimizin Meclis'e layık gördüğü partilerin milletin problemlerini çözme konusunda hiçbir projeye sahip olmadıkları, bu işi bilmedikleri, hepsi bir araya gelse koalisyon kursa yine hiçbir şeyin değişmeyeceği ve de en önemlisi hepsinin de okyanus ötesinde icazet peşinde koşmaları gerçeğiydi. Ve çok kısa zaman içinde gördük ki Sayın Baş her konuda olduğu gibi bu konuda da haklı çıktı; Suruç'ta düğmeye basılan süreçle Türkiye'de bir anda terör olayları patlak verdi.Sonradan gerek Erdoğan'ın gerekse Arınç'ın açıklamalarından net olarak öğreniyoruz ki "PKK silah bıraktı" şeklinde millete lanse edilen AKP'nin çözüm süreci meğer terörün her yere silah yığınağı yaptığı süreçmiş ve yine Arınç'ın itirafıyla hükümet bütün bunları biliyormuş.İstenilen 400 alınamayınca, bunun bedelini ödetme adına terörle müzakere süreci olan çözüm sürecine nokta konulunca, bu çevrede verilen sözlerin tutulmayacağı beyan edilince ve ardından da bir takım provokasyon eylemler devreye girince, Türkiye, her gün onlarca can verdiği karanlık döneme girmiş oldu.Başbakan Davutoğlu her ne kadar "Türkiye'de sanki olağanüstü bir durum varmış gibi gösteriliyor" diyerek bir şeylerin üstünü örtmeye çabalasa da, bugün Türkiye'de herkes biliyor ki verilen canların, dökülen kanların, taşınan tabutların, feryatların, gözyaşlarının, ağlayan anaların, yaşanan çatışmaların, patlayan mayınların, kapanan yolların, sokağa çıkma yasaklarının, yaşanan toplumsal gerilimin üstü örtülemezMillet adına vurdumduymaz ve çözümsüz siyaset ve bu çözümsüz siyasetin etrafında kenetlenmiş millet tablosu devam ettiği müddetçe Türkiye çok daha vahim gelişmelere sahne olacaktır ve olmaya başladı bile?Yıllar önce Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dağlarda mücadele ettiği terör, AKP'nin çözüm süreciyle şehirlere, sokaklara indi; bugün ise yaşanan provokasyonlarla maalesef etnik çatışmaya doğru dönüşüyor.Prof. Dr. Baş'ın, geçtiğimiz Pazar günü BTP Başkanlık Divanı'nda yaptığı konuşma oldukça önemliydi. 7 Haziran seçimleri sonrası Türkiye'nin karanlık bir döneme girdiği belirten Baş, bu sefer de Türkiye'nin "zifiri" bir karanlık döneme girdiğini vurguladı.Ülkemizde yaşanan gelişmelerin büyük İsrail devleti amaçlı Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) uygulamaları olduğunu belirten Baş, bugün de yine aynı amaç için bir okyanus ötesi ve İsrail projesi olarak Kürt-Türk çatışması çıkartmak istendiğini belirtti.Sokağa dökülmenin manasının bu olduğu ifade eden Baş, "Bu bir hainliktir. Bu ABD'nin, İsrail'in projesidir. Burada görev alan adamın İslam'la, Türklükle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Burada bizim görevimiz kanın akmasını durdurmak, milletin birliğini, beraberliğini temin etmektir. Bizim görevimiz budur. Bunu yaptığımız zaman Türkiye'de saadet, huzur, mutluluk olur. Bunu yapamazsak, hiçbir şeyimiz istediğimiz manada hayata geçmez" uyarısını yaptı.BOP kapsamında Türkiye'yi bölmek ve parçalamak isteyenler, bu konuda okyanus ötesinden misyon sahibi olanlar, bu misyonun gereği kendilerine sıra geldiğinde görevlerini hemen yerine getiriveriyorlar.Onlar için Anayasa'dan "Türklük" tanımının çıkartılması sokağa dökülmek için bir neden değil, 60 bin kilise açılarak Türk gençliğinin boynuna haç takılması sebep değil, milli ve manevi değerlerimizle oynanması sebep değil, ABD askerlerinin üslerimize yerleşmesi değil, Habur açılımları, İmralı müzakereleri, Barzani ile kucaklaşma, peşmergenin Kobani'ye geçişi sebep değil?Bugüne kadar bugünden çok daha vahim ve de bugünkü çatışma ortamını hazırlayan birçok gelişme yaşandı ülkemizde ama hiç kimse ne oluyor diyerek sokağa dökülmediği gibi sandıkta bunun hesabını da sormadı.Bu da gösteriyor ki bugün yaşanan sokağa dökülmeler bir talimat gereği bir projenin parçası olarak hayata geçiriliyor. Ayık olmak zorundayız.Ama bir gerçek daha var ki bütün bu tablonun asıl sorumlusu bütün bunlara sandıkta geçit veren milletimizdir. Çözümü olanı Meclis dışında bırakıp, bütün çözümsüzleri Meclis'te topladığı için bugün bu karanlık tablolar yaşanıyor.O halde zararın neresinden dönersek kardır mantığıyla Türkiye'de ve dünyada çözümü olan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarını Meclis'e taşımak zorundayız.Başka bir çıkış yolu yok. Bu gerçeği ne zaman kavrarsak çözüme bir adım atmış oluruz, gerisi yalan?
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024