logo
02 ARALIK 2025


Türkiye’de besicilik ve tarım

02.12.2025 00:00:00

''Türkiye kendi kendine yeten bir ülkedir'' cümlesinin hayale döndüğü bir süreç yaşanıyor. 

Tarım ve hayvancılık, beslenme ihtiyacı nedeniyle her zaman önemli ve önceliklidir. 

Bu nedenle devletler üretim politikalarını belirlerken tarım ve hayvancılık üzerinde özellikle çalışırlar. 

Anadolu da bu anlamda, tarım ve hayvancılığa her zaman öncelik göstermiş, halkın büyük çoğunluğu geçimini bu yolla sağlamıştır.

Oysa son yıllarda, üretici ve yetiştiriciler ve de bu alanda çalışan tüm profesyoneller sürecin tersine evrildiğini, üretimle ilgili sorunlar yaşandığını, bunun gıda arzında sorun yaratacağını sıklıkla ve artık yüksek sesle dile getiriyorlar. 

"Tarım ve hayvancılık bitiyor" diyorlar. Sorun neredeyse ezbere biliniyor. Girdi maliyetleri olan hayvan yemleri, elektrik, su, özellikle nakliye için önemli olan yakıt, ilaç ve sağlık giderleri…

Bu sorunlar, aslında ülkenin genel ekonomik sorunları ile doğru orantılı ve burada devlete düşen yetiştirici olanları desteklemek. 

Peki destek verildiği söylendiği halde neden üretici, yetiştirici hala zor durumda?

Girdi maliyetleri aslında sonuç, sebepler gözden kaçırılıyor…

2014 yılında Büyükşehir Yasası ile ilk darbeyi aldı tarım ve hayvancılık.

Köyler mahalleye dönünce, tarım alanlarında imar değişiklikleri oldu. 

Ahır yapmak zorlaştı, kentleşme başlayınca koku şikayetleri nedeniyle, hayvancılık yapanlar bulundukları yerden uzaklaşmaya zorlandılar.

Bu durum aile işletmelerinin azalmasının en önemli nedenlerinden biridir. 

Tarım ve hayvancılık ile uğraşan kırsaldaki nüfus hızla erimektedir.

Kârlılığın giderek azalması, sosyal yaşamın ve yaşam refahının kırsalda yetersiz oluşu özellikle gençler için kentleri daha çekici kılmaktadır ve bu aynı zamanda göçe de neden olmaktadır.

Kırsal nüfusu ve üretimi azalırken, şehir nüfusu pilansızca artmaktadır.

Aile işletmelerinin yani küçük ve orta ölçekli işletmelerin azalması elbette sadece Büyükşehir Yasası ve kırsaldaki sosyal yaşamın yetersizliğine bağlanamaz. Ülkede genel olarak hakim olan ''neoliberal politikalar'' tarım ve hayvancılığa da uygulanmış, bugün yaşadığımız sorunlara yol açmıştır.

Şu anda ülkenin pek çok yerinde sermaye sahiplerinin büyük çiftlikleri vardır, hayvancılığı onlar yapmaktadır ve hayvancılığı geliştirmek için zaman zaman yapılan devlet teşvikleri popülist olmaktan öteye gitmemekte, sadece endüstriyel büyük çiftliklerin oluşmasını ve varlıklarını sürdürmesini sağlamaktadır. 

Bu çiftliklerle birlikte görece hayvan sayısı da artmaktadır. 

Ancak çok iyi bilinmelidir ki hayvan sayısının değil sürdürülebilir olmasının ve niteliğinin önemi vardır. 

Aile işletmeleri bu noktada önemlidir.

Aile işletmesi her şartta hayvancılığı ve tarımı sürdürmeyi dener, sonuna kadar direnmeye çalışır ancak sermaye ''karlılığı'' azaldığı anda işletmeyi yani hayvancılığı bırakır. 

Son zamanlarda çok fazla hayvan kesilmesinin bir nedeni aslında budur. 

Zarar eden sermaye sahipleri hayvanları satmaktansa, kestirmeyi tercih etmektedir.

Ülkenin içinde bulunduğu genel ekonomik sorunlar nedeniyle zor günler geçiren ülkemiz, hayvan refahı, hayvancılık ekonomisi hem de insanların sağlıklı ve sürdürülebilir hayvansal gıdaya ulaşımı konusunda son derece olumsuz tablolarla karşılaşılmaktadır.

Türkiye'de uzun zamandır ''dişi hayvanların'' kesimi yasaklanmıştır.

Son günlerde sadece dişi hayvanlar değil ''gebe hayvanlar'' bile kesilmektedir. Çünkü yetiştirici hayvanları besleyecek yemi bile bulamamaktadır. 

Devlet yetiştiriciye hayvanını kestirmeyi yasaklamış, ancak işini nasıl sürdüreceğini, devam edebilmek için ne yapması gerektiğini söylememiştir yol göstermemiştir. 

Bununla da yetinmemiş, özellikle hayvan refahı için çok gerekli olan, bunun yanında kaba yem ihtiyacının en ekonomik hali, suyun en az kullanıldığı alan olan ''meraları'' daha fazla imara açmıştır. 1975 yılında 21 milyon hektar mera alanı varken 2025 yılında bu rakam 10 milyon civarına gerilemiştir.

Bu süreçten veteriner hekimlik ve hayvan sağlığı da payını almıştır. 

Yıllarca, kırsalda yetiştirici ile omuz omuza çalışan veteriner hekimler artık pes etmiş durumdalar. Muayenehanelerini kapatıyorlar ya da küçük evcil hayvan hekimi olarak çalışmaya devam ediyorlar. Bir süre sonra, bir şekilde hayvancılık yapmaya devam eden yetiştiriciler hayvanları için sağlık hizmetine ulaşmakta güçlük çekecekler.

Bu aynı zamanda halk sağlığına da olumsuz yansıyacak. 

Gıda değeri olan hayvanların gıda yoluyla ya da direk temas yoluyla bulaşacak bir hastalığı olup olmadığı tespit edilemeyecek. 

Hayvanların en doğal hakları olan sağlıklı ve refah içindeki yaşam hakları gasp edilmiş olacak. 

Halen bugün bile, devletin koruyucu hekimlik hizmetleri yetersiz kalmakta, hem hayvan refahı hem de hayvan sağlığı korunamamakta.

Hayvanlar sık sık hastalanmakta, buzağı ölümlerinin bile önüne geçilememektedir. 

Üretici şap hastalığı ile savaş vermekte ne yazık ki. 

Oysa, suyun daha az kullanılmasına da olanak sağlayacak, yem maliyetini düşürecek meraların kullanımı arttırılabilir, yetiştirici hem eğitimle hem teknik alt yapı ile, yem bitkilerini yetiştirmesine olanak sağlayacak şekilde yetiştirilebilir, kırsaldaki yaşam refahı ve sosyal yaşam istenen düzeye getirilebilir, tarımsal ürünlerin çeşidi ve pazarlaması bölgeye göre planlanabilir.

Pazar için devlet desteği sağlanabilir. 

Yetiştiriciye, hayvanların refahı ve sağlığı için koruyucu hekimlik hizmetleri yeterince verilebilir. 

Tarım ve hayvancılığın bu noktaya gelmesinde devletin desteğini çekmesi yani tarım ve hayvancılığın serbest piyasa ekonomisinin bir aracı haline getirilmesinin etkisi çok büyüktür. Çözümün, neoliberal ekonomiyi benimsemiş yönetimlerden beklenmesi çözümsüzlüğü pekiştirmektedir. 

Bu şartlarda, üreticinin birbirine sahip çıkması bir çözüm, hatta tek çözüm olarak görünmektedir.

Üreten varsa, üretilen ürün varsa, tüketen ucuza ve sağlıklı erişebiliyorsa, işte o zaman; refah var, mutluluk var, zenginlik var ve de bağımsızlık var.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Burhan Boran / diğer yazıları
Derbide kazanan yok
Fenerbahçe 1-1 Galatasaray
İTO'ya göre yıllık enflasyon yüzde 38
İstanbul'un enflasyonu belli oldu
SSK ve BAĞ-KUR emeklisi ne kadar zam alacak?
Yandaş yazardan umutları bitiren açıklama!
Fiyat artışı kasım ayında da devam etti
En yüksek fiyat farkı mandalinada
Özgür Özel'in listesi firesiz geçti
CHP 39. Olağan Kurultayı tamamlandı
ABD'ye iltica başvuruları askıya alınacak
Trump: 'Yeterince sorunumuz var. Bu insanları istemiyoruz'
İsrail medyasının haberi:
Netanyahu, siyaseti bırakma karşılığında af seçeneğini reddediyor
CHP'de 39. Olağan Kurultay süreci tamamlandı
80 kişilik PM ve 15 kişilik YDK üyeleri belli oldu
Beşiktaş nefes aldı
Fatih Karagümrük'ü 2- 0 ile geçti
Ekümenizm meydan okuması sürüyor
Patrikhanede ayin yaptılar
İlaçlama yapılan apartmandaki 5'i çocuk 7 kişi zehirlendi
Çorum Valiliğinden açıklama
Afyonkarahisar'da yolcu otobüsü devrildi
İlk belirlemelere göre 2 ölü, 21 yaralı
İsrail saldırılarında 5 çocuğunu kaybetti
Filistinli kadın, 36 torununa bakıyor
Derbide kazanan yok
Fenerbahçe 1-1 Galatasaray
İTO'ya göre yıllık enflasyon yüzde 38
İstanbul'un enflasyonu belli oldu
SSK ve BAĞ-KUR emeklisi ne kadar zam alacak?
Yandaş yazardan umutları bitiren açıklama!
Fiyat artışı kasım ayında da devam etti
En yüksek fiyat farkı mandalinada
Özgür Özel'in listesi firesiz geçti
CHP 39. Olağan Kurultayı tamamlandı
ABD'ye iltica başvuruları askıya alınacak
Trump: 'Yeterince sorunumuz var. Bu insanları istemiyoruz'
İsrail medyasının haberi:
Netanyahu, siyaseti bırakma karşılığında af seçeneğini reddediyor
CHP'de 39. Olağan Kurultay süreci tamamlandı
80 kişilik PM ve 15 kişilik YDK üyeleri belli oldu
Beşiktaş nefes aldı
Fatih Karagümrük'ü 2- 0 ile geçti
Ekümenizm meydan okuması sürüyor
Patrikhanede ayin yaptılar
İlaçlama yapılan apartmandaki 5'i çocuk 7 kişi zehirlendi
Çorum Valiliğinden açıklama
Afyonkarahisar'da yolcu otobüsü devrildi
İlk belirlemelere göre 2 ölü, 21 yaralı
İsrail saldırılarında 5 çocuğunu kaybetti
Filistinli kadın, 36 torununa bakıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.