Kasım ayında Diyarbakır'da gerçekleşen Barzani-Şivan Perver açılımı Kuzey Irak ve Barzani lehine Türkiye'nin aleyhine meyvelerini vermeye başladı.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kuzey Irak'tan Ceyhan'a petrol akıtılmaya ve tanklara doldurulmaya başlandığını belirttikten sonra "Kuzey Irak petrolünün Ocak ayı içinde dünya piyasalarına sunulacağını umuyorum" dedi.Bizler, Diyarbakır'da Erdoğan-Barzani görüşmesi neticesinde böyle bir petrol mutabakatı sağlandığı noktasındaki haberleri duyunca, bunun son derece yanlış olacağını ve Türkiye'nin başına iş açacağını ifade etmiştik.Çünkü Kuzey Irak'ta çıkan petrol ve diğer madenler hakkında Barzani yönetimi ve Irak Merkezi Yönetim arasında bir mutabakat yoktu ve Barzani, Merkezi Hükümetten bağımsız davranarak hukuksuz bir şekilde anlaşmalar yapıyordu.Barzani, çıkardığı petrolleri ya Irak Hükümeti üzerinden dünyaya pazarlayacaktı -ki bu durumda geliri Irak'la paylaşmak zorunda kalacaktı- ya da uluslar arası hukuka ters bir şekilde Türkiye üzerinden dünyaya açılacaktı.Türkiye üzerinden pazarlamaya kalkması Barzani için büyük bir nimet ama Türkiye için büyük bir külfet, uluslar arası hukuka göre sorumluluk Türkiye'nin sırtına kalacak.Zaten birçok konuda, Kıbrıs, sözde soykırım meselesi, PKK meselesi gibi konularda birçok davalara ve tazminatlara maruz kalan, Suriye konusunda da tam bir bataklığın içine çekilen Türkiye, uluslar arası arenada bir de Kuzey Irak'ın petrollerinden darbe yiyecek.Petrol boru hattı, Irak ile Türkiye arasında sağlanan bir anlaşma neticesinde yapılmıştır ve Irak'ın müsaadesi olmadan kullanmak suçtur.Petrol Irak devletine aittir, bunu Merkezi Yönetimin onayı olmadan nakletmek kaçakçılıkla eşdeğerdir."Ama ben Barzani ile anlaştım" diyebilirsin, tamam da Barzani uluslar arası arenada kimdir, yetkisi nedir? Kabul edilmesi için bir devlet olarak kabul edilmiş olması gerekmiyor mu? Hangi ülke Kuzey Irak yönetimini bir devlet olarak tanıdı? ABD mi, AB mi, İsrail mi, BM mi, hangisi? Elbette ki hiçbirisi? Türkiye'yi yine topun ucuna koyuyorlar.İşin garip tarafı ise Türkiye siyaseti niye böyle bir riskin içerisine hem kendisini hem de Türkiye'yi sokuyor, anlaşılması mümkün değil. Çünkü, AKP hükümeti böyle bir adımı yani Barzani'nin petrollerinin dünyaya açılımını elbette ki kendi menfaati olduğu için değil, ABD taşeronluğunun bir gereği olarak yapıyor. Halbuki, daha yakın zamanda taşeronluğu yapılan ABD, Türkiye'deki yerli işbirlikçilerini kullanarak AKP hükümetini deliğe süpürmek için düğmeye basmıştı ve süreç devam ediyor.Normal şartlar altında ABD ve uzantıları tarafından bu derece bir darbe yiyen siyasi iradenin, bütün ABD taşeronluklarına "hayır" demesi gerekiyordu. Fakat görünen o ki, AKP hükümeti bugüne kadar yaptığı bütün yanlışları yapmaya kaldığı yerden, hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Barzani ile ilişkiler yine tam gaz devam ediyor, Hatay'da Suriye'ye yönelik gizemli tırlar yine yakalanmaya devam ediyor, ekonomi politikalarında yine batıdan alma akılla hareket ediliyor.Siyasi irade Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Şerif Hüseyin" ikazlarını dikkate alıp da milli bir çizgiye dönmediği müddetçe, aklı hala ABD'den alıp, Prof. Dr. Baş'ın çözümlerine duyarsız kaldığı müddetçe bir çıkış yolu bulması mümkün değildir.Milletimiz de defalarca tokat yemesine rağmen ayıkmayan siyasilere hala destek olmaya devam ederse, alternatif arayanlar da yine ABD'den icazet alma gayretlerinde olanlara umut bağlarsa, milli çözümü olan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve de Bağımsız Türkiye Partisi'ni iktidara taşımazsa ağır faturalar ödemeye devam edecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025
- Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında! / 18.09.2025
- Dünya, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında bu kadar mı aciz? / 17.09.2025
- Terörsüz Türkiye için önce gençlerimize sahip çıkmalıyız! / 16.09.2025
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında! / 18.09.2025
- Dünya, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında bu kadar mı aciz? / 17.09.2025
- Terörsüz Türkiye için önce gençlerimize sahip çıkmalıyız! / 16.09.2025
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025