Ülkemizi yıllarca yöneten siyasiler, konu sahip olduğumuz madenlerden açıldığında, hep üstünü örtme, gizleme ya da inkar etme tavrını gösterdiler.
Ama aynı siyasiler, bu madenlerin ruhsatlarının yabancılara ya da özele devredilmesi konusunda tüm engelleri kaldırdılar, millete ait madenleri milletten uzak tuttular.
Milletimiz ise, hiç şunu sorgulamadı: Madem bu ülkede maden yok, o halde neden yabancılar için maden yasası çıkartıldı, neden maden ruhsatları patır patır dağıtıldı?
Yanlışları sorgulamazsak, sahip olduğumuz servetimizi kaybederiz, haklarımıza da asla kavuşamayız. Aynen bugün ülkemizde olduğu gibi…
Aylar önce Kaz Dağları'nda altın madeni olan Kanadalı bir şirket gündem oldu.
Ama Türk milletine ait olan altınları alıp götürdüğü için değil, Kaz Dağları'nda ağaç katliamı yaptığı için…
Eğer ağaç katliamı olmasaydı, emin olun ki, hiç kimsenin altınımızın hortumlanıp gittiğinden haberi olmayacaktı, ruhumuz bile duymayacaktı.
Kanadalı şirketin CEO'sunun bir TV programında söyledikleri hala hatırımda…
Unutmak ne mümkün?
CEO, "100 milyon dolarlık mütevazı bir yatırımla, 4,5 milyar dolarlık bir gelir elde edeceğiz" diyordu ve ekliyordu, "Türkler taş taşımasını çok iyi biliyor."
Güler misin, ağlar mısın?
Sonra öğrendik ki, Kanadalı şirket, yatırım diye bahsettiği 100 milyon doları da devletten teşvik almış. Sıfır sermayeli 4,5 milyar dolarlık bir iş…
Böyle kelepir bir vatan nerede bulunur?
Bizler o günlerde yazdığımız yazılarda, bu şekilde binlerce maden ruhsatının özellikle de yabancılara dağıtıldığını belirtmiştik.
İşte bunların güncel versiyonlarından birisi de Erzurum'da yaşandı.
Erzurum'un Olur ilçesine bağlı Boğazgören köyü mevkiinde altın rezervi bulundu.
Altın sahası, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından onaylı…
120 kişinin yaşadığı 60 haneli Boğazgören köyünde işletmeciler, bin 500 hektarlık alanda altın çıkarma hakkı elde ettiler.
8 milyon metreküplük alanda cevherli kütle tespit edilen bölgede altın rezerv tespiti ise 1 tonda 4 gram olarak belirlendi.
Yıllık katmadeğerinin 400 milyon doları bulacağı ifade ediliyor.
Toplamda aynen Kaz Dağları'ndaki Kanadalı şirket gibi milyarlarca dolar gelir elde edecek olan işletmecinin yatırımı yine mütevazı, 75 milyon dolar…
Önümüzdeki Nisan ayında ilk kazması vurulacak alanda binlerce işçinin çalışacağı ifade ediliyor.
Maden sahasında sadece altın da yok; gümüş ve bakır rezervleri de var.
İşletme sahipleri, "Bu bölge, altın ve değerli taşlarla dolu bir bölge. Uzun yıllar işletilebilecek bir maden" ifadelerini kullanıyor.
Bölge halkının en büyük mutluluğu da bu… Madende çalışmak için iş bulacaklar…
Altının nereye gittiği, asıl karın kimin cebine gireceği hiç önemli değil, insanımız yine taş taşımanın mutluluğunu yaşayacak.
Dünyaca ünlü, hakkında 10 uluslar arası kongre yapılan Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinlemedik, görmezden ve duymazdan geldik, şimdi kendi topraklarımızda bize ait olan altınımız ve diğer değerli madenlerimiz gözümüzün önünde hortumlanırken, bize sadece taş taşımanın mutluluğu düşüyor.
Halbuki Prof. Dr. Baş, Modelinde Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık maden rezervi olduğunu bilimsel gerçeklerle ortaya koyuyor ve bu madenleri Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında devlet-millet ortaklığıyla çıkartılacağını ve işletileceğini belirtiyordu.
Bu Model hayata geçirildiğinde maden işçisi olmakla değil, maden zengini bir millet olmakla mutlu olacağız.
Bugün Katarlısı, Suudlusu sadece petrol geliriyle, ülkemize gelip hava atıyorlar, zengin bir hayat yaşıyorlar; bizim ülkemizde ise maden açısından yok yok…
Maden çeşitliliği ve rezerv miktarları bakımından ülkemiz dünyada bir numara…
Başka ülkelerin insanları sadece bir madenle sefa sürerken, bizler 3 katrilyon dolarlık maden rezerviyle köle olmaya devam ediyoruz.
Prof. Dr. Baş, bizi bu esaretten kurtarmak, efendi yapmak istedi ama bizler yaptığımız yanlış tercihlerle köle kalmayı tercih ettik.
Şimdi de yaşadığımız toprakların altından altın çıktığına değil, bu altın madeninde çalışacak, hamallık yapacak bir işçi olmak bizi mutlu ediyor.
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024