Hatırlıyor musunuz, birkaç hafta önce hararetli bir tartışma ülke gündemindeydi; Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) tartışması.
Muhalefet, 'bu kazanılmış bir haktır, verilmesi lazım' derken hükümet, 'ekonomiye büyük yük getirir, 46 yaşında emekli olanlar gidip başka işte çalışacaklar, çift dikiş, bu yükü kaldıramayız' diyordu. Karşılıklı açıklamalar, şahsi kıyaslar, tepkiler vs. derken unuttunuz gitti.
Birkaç ay önce gündemde domates vardı, şimdi soğan var. Yakında patates de gündeme girecek. Bu ülkede domates nasıl 8 TL olur, soğan 5 TL olur, tartışmaları yaşanıyor. Vatandaş isyan ediyor, muhalefet iktidarı suçluyor.
Aralık ayında ise daha büyük fırtına kopacak. Asgari ücret fırtınası. Asgari ücret kaç TL olacak?
Vatandaşa mikrofon uzatacaklar vatandaş, 'geçinemiyoruz, aldığımız yetmiyor, her şey ateş pahası' vs. gibi yıllardır ezberledikleri sözleri sıralayacaklar.
Muhalefet ve bazı sendikalar enflasyondan, hükümetin harcamalarından örnekler verecekler. Size var da, vatandaşa niye yok, diye de soracaklar.
Sonra çalışma bakanlığı ile bazı sendikalardan oluşan asgari ücret tespit komisyonu toplanacak. Hükümet ortaya bir yüzde, sendikalar da bir yüzde koyacak. Sonra tekrar tartışmalar ve ardından uzlaştırma komisyonu araya girecek ve hükümetin belirlediği yüzdeye yakın bir asgari ücret artışı gerçekleşecek.
Sonra?
1 Ocak'ta ise her şey unutulacak. Vatandaş temel ihtiyaçlarını bile karşılamak için derin hesaplar yapacak, market market daha ucuzunu arayacak ve neticede yine faize mahkum olacak.
Hükümet aynen devam edecek. Hükümete, işçinin hakkını vermiyorsun, diyen muhalefet partileri ve sendika yetkilileri de aynen hükümet gibi lüks araçları, modern villaları ve bol çeşitli yemek masalarında hayatlarına devam edecekler.
Diğer taraftan en yüksek faiz oranına sahip dünyada üçüncü ülke olmamız, devletin ve milletin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi, cari açığın geçen yıldan fazla çıkması, batan firmalar, konkordato ilan eden şirketler vs. tablolarını görünce üzülüyorum.
Siyasiler bir kaşık suda fırtınalar koparırken, millet ise bir kaşık suya muhtaç olmuş gibi bir tablo ortada. Oysa Prof. Dr. Haydar Baş bu devletin, bu milletin önüne kendi ifadesiyle, 'okyanusları koymuştu'.
Milli Ekonomi Modelinden bahsediyorum. Sayın Baş bu modeli milletimiz için ortaya koydu. Ülkemizin yer altı zenginliklerini ilk kez Sayın Baş siyasetin gündemine soktu. Yerüstü kaynaklarımızın nasıl geliştirileceğini ve nasıl değerlendirileceğini tek tek açıkladı.
Ülkemiz ve dünya gündemine 'milli para' kavramını soktu. Ama hadi siyasiler koltuk için, diyelim peki, milletimiz Sayın Baş'a niçin sırtını döndü?
Oysa 2005 yılından beri dünya ekonomisi Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli yörüngesine doğru gidiyor.
Tam bağımsızlığını isteyen, işçisine, vatandaşına ekonomik huzur bulmak isteyen bu yörüngeye giriyor.
Bu model tam 10 kez uluslararası kongrelere konu oldu. ABD'den Brezilya'ya, Rusya'dan Güney Afrika Cumhuriyetine, İngiltere'den Çin'e, Hindistan'dan Almanya'ya kadar her ülke bu yeni ekonomi tezini anlamak ve uygulamak için 600'den fazla bilim insanı, akademisyen, siyasetçi koşarak geldi.
Bu bilim insanlarının yanında birçoğu devlet başkanı düzeyinde olmak üzere yüzün üzerindeki siyasetçi bu model hakkında olumsuz görüş belirtmedi, belirtemedi. Tam aksine rakiplerini ezmek için bu modelin projelerini kamuoyuna sundular.
Türkiye'de ne oldu biliyor musunuz? Ya çıkarsa, ya tutarsa mantığıyla şans oyunlarına para yatıran benim aklı uçuk kardeşim, '5 bin TL nasıl verecek' sorusunu sordu.
Dünyanın en büyük matematikçilerinin, ekonomistlerin, fizikçilerin, devletlerin sahiplendiği bu modele bizim Dursun emmi, Hatçe teyze, Salih dayı, Fadime Hala sahiplendi…"
Şimdi sorayım; Tedaviyi reddeden hastanın, 'ben neden iyileşmiyorum' diye şikayet hakkı var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025