Dün kutladık(!) bayramı? Hekim ve sağlık çalışanlarımızın onca sorunu çözüm beklerken bayram gelmiş neyimize!
Bir başka sorunumuz daha var;
Yeri gelmişken askeri tabiplerin önemine ve de gerekliliğine değinmek istiyoruz. 15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında Gülhane ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı'na bağlanarak askeri tabipliğin kaldırılması ile yeni bir süreç yaşamaktayız.
Denilebilir ki, askeri tabip hizmeti kıtalarda yedek subaylarla ve ihtiyaca göre sivil hekimlerle de yürütülebilir. Yeterli olur mu? Deniz savaş gemilerinde, Komando tugaylarında, terörle mücadele eden askeri birlikler gibi özel eğitim ve uzmanlık isteyen zor görevlerde; örneğin sürmekte olan Zeytin Dalı Harekâtı'nda, Afrin'de? sıhhiye hizmetleri ve sağlık desteği açısından askeri hekimlerin olmayışı sıkıntılara neden olabilir.
Askeri hekimlik ayrı bir uzmanlık ve eğitim işidir ve özellikle cephede askeri hekimlik çok önemlidir. Askerlik ayrı bir yaşam tarzıdır ve Mehmetçiğin dilinden ancak askeri hekimler anlar. Savaş esnasında özellikle bu konuda eğitim görmüş hekimlere ihtiyaç vardır. Sivil bir hekimi paraşütle bir yere indiremezsiniz.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'na katılmış askeri hekimlerden bu konuda bilgi alınabilir.
Gelişmiş çağdaş ülkelerin ordularında askeri tabip vardır ve cephedeki askerin sağlık desteğini yerine getirmektedir. Hele bizim gibi devamlı terörle mücadele eden bir ülkede savaşan askerin sağlık desteği hayati öneme sahiptir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1909 yılında yapılan bir askeri tatbikat eleştirisinde, askeri tabibin cephede ateş hattında görevinin ne kadar önemli olduğunu ve nasıl yetişmesi gerektiğini şöyle ifade eder:
"Askeri tabiplerimiz muharebe nedir, avcı hattının gerisini, ateşten korunacak yerin neresi olabileceğini tasavvur edemez, bilmez ise muharebede bazen ateş hattının pek yakınına gitmek lazım geleceğini öğrenmezse, öyle bir askeri tabip görevli olduğu tabura, tabur erlerine borçlu olduğu vazifeyi yerine getiremez."
Savaşan bir orduda sıhhiye hizmetindeki eksikliğin nelere yol açacağı tarihimizdeki acı olaylarla ortaya çıkmıştır. Bu olaylardan ders almamız gerekmektedir.
Balkan Savaşı'ndaki büyük bozgunun başlıca nedenlerinden birincisi ordunun siyasete bulaşması, ikincisi de sıhhiye (sağlık) hizmetindeki yetersizliktir. Seyyar hastaneler ve sıhhiye araçları iyi kullanılamadığı gibi yetersiz sağlık idaresi de buna sebep olmuştur. Kolera ve salgın hastalıklar baş göstermiş, yaralılar yardımsız, ilaçsız; sağlamlar aç ve susuz, birlikler ise kumandasız kalmıştır. Bütün ordunun şan ve şerefi ayaklar altına alınmıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nda, Balkan Savaşı'ndaki hatalar dikkate alındıysa da özellikle Doğu'daki 3. Ordu bölgesinde geri hizmet teşkilâtının iyi yapılmamasından dolayı büyük sıkıntı ortaya çıkmış ve salgın hastalıklardan dolayı çok şehit verilmiştir.
Bu sırada askeri hekimleri savaşa hazırlamak için Gülhane'de konferans verilmiş ve hekimler bilgilendirilmeye çalışılmıştır.
Şehit sayılarının artmasındaki neden Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı emekli Korgeneral Erdoğan tarafından şöyle açıklanmaktadır: "?GATA ve askeri hastanelerin görev yapamaz hale gelmesinin yansıması, yine son günlerde terörle mücadelede verilen şehit sayısının artışıyla doğru orantılı olduğu kanaati uyandırdı. Bu kanaat bugünkü şartlarda gerek yaralananların olay mahallinden kurtarılması, gerekse hastanelerde müdahalenin eski ortama göre daha yetersiz kalması ve kalacağı düşüncesiyle oluşmaktadır." (Saygı Öztürk/Sözcü/6 Eylül 2016).
Alıntıladığımız bu açıklama 6 ay öncesine ait. Bugün de endişelerimiz sürmektedir.
Bir ordunun savaşta başarı kazanması ancak arkasındaki sağlık desteği ile olur.
Bir başka sorunumuz daha var;
Yeri gelmişken askeri tabiplerin önemine ve de gerekliliğine değinmek istiyoruz. 15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında Gülhane ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı'na bağlanarak askeri tabipliğin kaldırılması ile yeni bir süreç yaşamaktayız.
Denilebilir ki, askeri tabip hizmeti kıtalarda yedek subaylarla ve ihtiyaca göre sivil hekimlerle de yürütülebilir. Yeterli olur mu? Deniz savaş gemilerinde, Komando tugaylarında, terörle mücadele eden askeri birlikler gibi özel eğitim ve uzmanlık isteyen zor görevlerde; örneğin sürmekte olan Zeytin Dalı Harekâtı'nda, Afrin'de? sıhhiye hizmetleri ve sağlık desteği açısından askeri hekimlerin olmayışı sıkıntılara neden olabilir.
Askeri hekimlik ayrı bir uzmanlık ve eğitim işidir ve özellikle cephede askeri hekimlik çok önemlidir. Askerlik ayrı bir yaşam tarzıdır ve Mehmetçiğin dilinden ancak askeri hekimler anlar. Savaş esnasında özellikle bu konuda eğitim görmüş hekimlere ihtiyaç vardır. Sivil bir hekimi paraşütle bir yere indiremezsiniz.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'na katılmış askeri hekimlerden bu konuda bilgi alınabilir.
Gelişmiş çağdaş ülkelerin ordularında askeri tabip vardır ve cephedeki askerin sağlık desteğini yerine getirmektedir. Hele bizim gibi devamlı terörle mücadele eden bir ülkede savaşan askerin sağlık desteği hayati öneme sahiptir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1909 yılında yapılan bir askeri tatbikat eleştirisinde, askeri tabibin cephede ateş hattında görevinin ne kadar önemli olduğunu ve nasıl yetişmesi gerektiğini şöyle ifade eder:
"Askeri tabiplerimiz muharebe nedir, avcı hattının gerisini, ateşten korunacak yerin neresi olabileceğini tasavvur edemez, bilmez ise muharebede bazen ateş hattının pek yakınına gitmek lazım geleceğini öğrenmezse, öyle bir askeri tabip görevli olduğu tabura, tabur erlerine borçlu olduğu vazifeyi yerine getiremez."
Savaşan bir orduda sıhhiye hizmetindeki eksikliğin nelere yol açacağı tarihimizdeki acı olaylarla ortaya çıkmıştır. Bu olaylardan ders almamız gerekmektedir.
Balkan Savaşı'ndaki büyük bozgunun başlıca nedenlerinden birincisi ordunun siyasete bulaşması, ikincisi de sıhhiye (sağlık) hizmetindeki yetersizliktir. Seyyar hastaneler ve sıhhiye araçları iyi kullanılamadığı gibi yetersiz sağlık idaresi de buna sebep olmuştur. Kolera ve salgın hastalıklar baş göstermiş, yaralılar yardımsız, ilaçsız; sağlamlar aç ve susuz, birlikler ise kumandasız kalmıştır. Bütün ordunun şan ve şerefi ayaklar altına alınmıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nda, Balkan Savaşı'ndaki hatalar dikkate alındıysa da özellikle Doğu'daki 3. Ordu bölgesinde geri hizmet teşkilâtının iyi yapılmamasından dolayı büyük sıkıntı ortaya çıkmış ve salgın hastalıklardan dolayı çok şehit verilmiştir.
Bu sırada askeri hekimleri savaşa hazırlamak için Gülhane'de konferans verilmiş ve hekimler bilgilendirilmeye çalışılmıştır.
Şehit sayılarının artmasındaki neden Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı emekli Korgeneral Erdoğan tarafından şöyle açıklanmaktadır: "?GATA ve askeri hastanelerin görev yapamaz hale gelmesinin yansıması, yine son günlerde terörle mücadelede verilen şehit sayısının artışıyla doğru orantılı olduğu kanaati uyandırdı. Bu kanaat bugünkü şartlarda gerek yaralananların olay mahallinden kurtarılması, gerekse hastanelerde müdahalenin eski ortama göre daha yetersiz kalması ve kalacağı düşüncesiyle oluşmaktadır." (Saygı Öztürk/Sözcü/6 Eylül 2016).
Alıntıladığımız bu açıklama 6 ay öncesine ait. Bugün de endişelerimiz sürmektedir.
Bir ordunun savaşta başarı kazanması ancak arkasındaki sağlık desteği ile olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023