Avrupa Birliği'nden Yunanistan ile ilgili itiraflar gelmeye devam ediyor.Son olarak, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Yunanistan'ın Avro bölgesine alınmasının üye ülkelerin siyasi bir kararı olduğunu söyledi.Alman Bild gazetesinde yayınlanan bir röportajda Barroso'ya "Yunanistan'ın Avro'ya alınması hata mıydı?" diye soruluyor. Barroso bu soruya bir kenara not alınması gereken şu cevabı veriyor: "Yunanistan'ın alınması üye ülkelerin siyasi kararıydı. AB Komisyonu 1998 yılında hazırladığı raporda Yunanistan'ın Avro kriterlerini yerine getirmediğini belirtti. Ancak Yunanistan'ın alınması siyasi bir istekti. Alınması yönünde üye ülkelerin yoğun bir baskısı vardı."Evet, bu ifadeler, Yunanistan'ın ve hatta Güney Rum Kesimi'nin neden apar topar AB'ye alındığını, Yunanistan'la aynı zamanda müracaat eden Türkiye'nin ise neden alınmadığını açıkça gösteriyor.Yunanistan ve Rum Kesimi siyasi bir kararla AB'ye alındı, Türkiye ise siyasi bir kararla alınmadı. Hatta biraz daha derine inersek, Türkiye AB ile müzakerelerde önüne konulan bütün fasılları açıp kapasa da, yani talepleri mükemmel bir şekilde yerine getirse de AB Türkiye'yi almayacak. Çünkü AB'nin Yunanistan'a da ve Türkiye'ye de bakışı tamamen siyasi?Prof. Dr. Haydar Baş, onlarca yıl önce "Türkiye'yi asla almayacaklar" derken hamasi duygulardan dolayı değil, bu gerçekleri gördüğü içindir.Dikkat edin, Yunanistan AB'nin mevcut kriterlerini bile yerine getirmiyor, Türkiye'nin önüne ise yeni yeni, hiçbir üye ülkenin önüne konulmayan kriterler konuluyor. AB, almak istediğini bahane arayarak içine alıyor, istemediğini ise bahaneler üreterek içine almıyor.Esasen şu gerçeği görmek lazım, Yunanistan'ın ve Rum Kesimi'nin apar topar AB'ye alınmasının asıl nedeni de Türkiye? Batı ülkeleri Lozan'la durdurulan Sevr sürecini yürütebilmek için uç kale olarak Yunanistan'ı ve Rum Kesimi'ni kullanıyorlar ve Türkiye'nin bu iki unsura zarar verememesi için de onları AB kalkanının içine aldılar.Yunanistan'ın ulusal güvenlik tehdidi olarak sadece Türkiye'yi görmesi ve bunun gereği olarak Türkiye'yle olan sınırlarını ve adalarını silahlarla donatması sizce tesadüf mü? Elbette ki hayır. Ya da Rum Kesimi'nin bulduğu her fırsatta Türkiye'ye ve Türk milletine dil uzatması, Türkiye'nin de hakkı olduğu bölgelerde petrol aramalarına girişmesi yine tesadüf değil elbette?Esasen Yunanistan'ın ve Rum Kesimi'nin Türkiye'yle olan bu fiili mücadeleleri sadece kendilerine ait değil, AB görünüşte Türkiye'yi alacakmış gibi davranarak oyalarken, Türkiye'yle bilek güreşini Yunanistan ve Rum Kesimi üzerinden yapıyor.Diyeceksiniz ki, bugün bu itirafları neden ifade ediyorlar? Çünkü Yunanistan yaşadığı kriz sebebiyle AB'nin sırtında bir kambur oluverdi. Bir kanser hücresi gibi şimdi onu bünyeden koparıp temizlemeye çalışıyorlar, ama bu da mümkün gözükmüyor.Bu gerçeği Barroso'nun açıklamalarında görüyoruz. Siyasetçilerin Yunanistan'ın Avro Bölgesi'nden çıkması gerektiğini söylemelerinin neden bu kadar zor olduğu yönündeki bir soruya karşılık Barroso, bunun sonuçlarını önceden görmenin mümkün olmadığından dolayı bunu söylemenin yanlış olacağını, krizin diğer ülkelere sıçrayabilme tehlikesinin bulunduğunu ifade etti.Yani Yunanistan'ın AB için bir kanser olduğunu görüyorlar ama onu temizleyemiyorlar. Çünkü kanser sadece Yunanistan'da değil, AB ülkelerinin tamamında mevcut, hangi birini temizleyecekler?Bütün bu olanlar karşısında Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2005 yılında ifade ettiği, "AB 15 yıl içinde dağılacaktır" gerçeği yeniden hatırlatmak isterim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025