Ermenistan'ın 27 Eylül'de hukuksuz ve gayrımeşru bir şekilde saldırmasıyla başlayan Azerbaycan-Ermenistan çatışması 12'inci gününü doldurdu.
Ermenistan, hukuksuzca başlattığı savaşı hukuksuzca sürdürmeye devam ediyor.
Azerbaycan ise, Ermenistan'ın bütün bu hukuksuzluklarına karşı, hukuktan zerre taviz vermeden başarılı bir mücadeleyi ortaya koydu.
Öncelikle şu tespiti yapmamız gerekiyor: Dünya artık tek kutuplu bir dünya değil, üstelik güç dengesinin Doğuya kaydığı, Batının ise kendi oluşturduğu bataklığın içinde çaresizlik içinde kıvrandığı bir dönemi yaşıyor.
Bugün Batı ile beraber olmak batmak, Doğu ile beraber olmak ise doğmak anlamına geliyor. İşte Ermenistan'ın karıştırdığı şey bu…
Ermenistan, Batılı ülkelerin tetikçiliğini yapan Soroslara kanarak büyük bir yanlışın içine daldı ve şimdi paçasını kurtarmaya çalışıyor. Ama görünen o ki, bu hiç de öyle kolay olmayacak. Bugünkü Rusya eski Rusya değil...
2006'dan sonra kısmen, 27 Şubat 2013'ten sonra da tümüyle uyguladığı Milli Ekonomi Modeli ile ekonomik bağımsızlığını kazanmış, Batının tasallutundan kurtulmuş bir Rusya var.
Aynı zamanda Prof. Dr. Baş'ın Sosyal Devlet Milli Devlet tezinin sosyal barış projelerini hayata geçirerek, kendi topraklarında yaşayan farklı etnik ve dini anlayışlara sahip halklarını kuşatmak isteyen, Arap Baharı tarzı bölme ve parçalama senaryolarına karşı önlemler almaya çalışan bir Rusya var. Böyle bir Rusya, elbette ki dış politikasındaki, özellikle de bölgesindeki sorunlara, hukuk ve meşruluk bakış açısıyla bakmak mecburiyetindedir.
Bu son gerilime baktığımızda; Ermenistan başından sonuna hukuksuz hareket ettiğine göre, özellikle de sivil yerleşim yerlerini vurduğuna göre, ayrıca Azerbaycan topraklarında işgalci olduğuna göre; Rusya'nın yeni bakış açısıyla bu hadiseye nasıl baktığı malum…
Ve Rusya'nın tavırlarında bunu açıkça görüyorsunuz.
Azerbaycan ordusunun büyük başarılarıyla şaşkına dönen Ermenistan'ın Başbakanı Nikol Paşinyan, köşeye sıkışınca Rusya Devlet Başkanı Putin'i aradı. Putin ise "Meşgulüm, sonra ararım" diyerek Paşinyan ile görüşmeyi reddetti.
Putin'in, Rus devlet kanalı Rossiya 24'e yaptığı açıklamalar ise gündeme oturdu.
Putin, "Bu çatışmalar, Ermenistan toprağında yapılmıyor" diyerek, esasen Dağlık Karabağ konusunda son noktayı koymuş oldu.
Ermenistan, daha önce de Hocalı katliamında olduğu gibi sivillere yönelik birçok katliamlara imza attı. Bu seferki çatışmalarda da sürekli sivil yerleşim birimlerini hedef almaya devam ediyor. Özellikle de Dağlık Karabağ dışındaki bölgeleri…
Ermenistan güçleri dün sabah 07.00 civarında işgal altındaki Dağlık Karabağ dışında bulunan Berde, Ağcabedi şehirleri ile Goranboy, Terter, Ağdam şehirlerinin köylerine top atışları yaptı. Azerbaycan'ın ikinci büyük şehri olan Gence'ye de roketlerle saldırdı.
27 Eylül'den bugüne birçok sivil hayatını kaybetti.
Ermenistan, bu tür saldırılarla, Azerbaycan'ı provoke etmeye ve hukukun dışına çıkarmaya çalışıyor. Azerbaycan ise gayet meşru bir şekilde Dağlık Karabağ dışındaki topraklarına yapılan bu hukuksuz saldırılara, Dağlık Karabağ'da cevap veriyor.
Ermenistan istiyor ki, "Azerbaycan bana Dağlık Karabağ dışında da saldırsın ve ben de diğer devletlerin desteğini alabileyim." Ama iş öyle olmadı, umduğunu bulamadı.
Ermenistan bir taraftan Dağlık Karabağ'da mağlubiyet üstüne mağlubiyet yaşarken, diğer taraftan destek beklediği uluslar arası toplumun da eleştirileriyle karşılaştı.
Paşinyan, İngiliz kanalı BBC'nin Hard Talk programına katıldı.
Ve hiç beklemediği bir cümleyle karşılaşınca şok yaşadı. Paşinyan, "Dağlık Karabağ Ermenistan'a aittir" diyerek kara propaganda yapıyordu. BBC sunucusu Fischer araya girdi ve Paşinyan'a Karabağ'da işgalci olduğu gerçeğini şu sözlerle hatırlattı: "Uluslararası hukuka göre Ermenistan, 25 yıldan fazladır Karabağ ve çevresini yasa dışı bir şekilde işgal ediyor."
Şaşkınlık yaşayan Paşinyan yalana sarıldı, "Böyle bir uluslararası hukuk yok" dedi. Fischer ise, Paşinyan'a "hukuka iyi bakın" uyarısı yaptı. Sunucudan gelen zor soruları cevaplayamayan Paşinyan, kendi ülkesinde de eleştiri konusu oldu.
Paşinyan, sivil yerleşim birimlerine yaptığı saldırılara "Azerbaycan kara propagandası" olarak ifade ediyordu. Yaşanan gelişmelerde Ermenistan'a en büyük desteği sunan Fransa'nın muhabiri Paşinyan'ı yalanlandı. France24 kanalı için bölgede bulunan muhabir Catherine Norris-Trent, Ermenistan'ın sivil yerleşimlere attığı bombaları olay yerinden bildirdi.
Paşinyan yaptığı yanlışın faturasını ödüyor ve acısını yakınlarından çıkartıyor.
Dün Ulusal Güvenlik Servisi Başkanı Argişti Kryamyan'ı kovdu.
Haziran ayında göreve başlayan Kryamyan'ın kovulmasını Rusya'nın istediği biliniyordu. Rusya'yı bu şekilde ikna etmeye çalışıyor ama şu bir gerçek ki, Rusya için Ermenistan önemliyse, bölgesel strateji açısından Azerbaycan ile ilişkiler çok daha fazla önemli… Rusya, bugün hukuksuzca hareket eden Ermenistan'ı destekleyerek Azerbaycan'ı karşısına alamaz. Bu, oluşturmak istediği imajın tamamen ortadan kalkması demektir.
Bugün bu krizin çözümü için; Azerbaycan toprağı olduğunu tüm dünyanın bildiği ve kabul ettiği Dağlık Karabağ'ın Azerbaycan'a teslim edilmesi gerekmektedir. Ermenistan'ın, hunharca öldürdüğü Azerbaycanlı sivillerin kan parasını ödemesi gerekmektedir.
Ve Ermenistan'ın, bundan sonraki süreçte usluca yerinde oturması ve büyük Ermenistan projesi gibi emperyal ve işgal kokan hayalleri bir kenara koyması gerekmektedir.
Yoksa bu coğrafyada gerçek manada barış asla yaşanmaz.
Bugün ara verilir yarın çok daha kötüsü yaşanır.
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025