Bir ülke düşünün sevgili okurlar; Vaktiyle tarımda kendine yeten 7 ülkeden biri olmakla övünen bir ülke... Ve şimdi buğdayını Amerika'dan, mercimeğini Kanada'dan, mısırını Arjantin'den, susamını Sudan'dan, buğdayını Ukrayna'dan, baklasını İtalya'dan, sarımsağını Çin'den, elmasını Şili'den, portakalını Brezilya'dan, vişnesini Almanya'dan, çayını İngiltere'den, şekerini Amerika'dan, pamuğunu Yunanistan'dan ithal eden bir ülke düşünün...
Bir tarım köylüsü düşünün; Başta mazot olmak üzere gübre, ilaç, enerji ve kredi yükü gibi bütün girdilerde son bir yılda yüzde 100 artış olmasına ve ürettiği üründe hiçbir artış olmamasına rağmen tarımsal üretimini sürdürerek, üretimden kopmayan alicenap bir tarım köylüsü düşünün...
Bir yurdum köylüsü düşünün...Miting meydanlarında; "bıçak kemiğe dayandı, çarık sıkmaya başladı","Atatürk efendi bunlar köle yaptı", "biz Hans'ların çiftliğinde ırgat olmak istemiyoruz", "ürün para etmiyor, ne ekersek zarar ediyoruz." şeklinde sloganlar atan, eli böğründe çaresiz bir ülke köylüsü düşünün...Tarım uzmanlarının tesbitleriyle her 50 saniyede bir çiftçisinin iflas ettiği ve kısa bir zaman sonra kendi halkını dahi besleyemez bir hale geleceğinin altının çizildiği bir ülke düşünün, sevgili okurlar...Avrupa Birliği uyum proğramında nüfusunun yüzde 34'lük tarım kesiminin yüzde 7'lere düşürülmesi öngörülüp bunu uygulamaya koyan bir ülke düşünün...
Bir ülke düşünün... Mali krizin daha da ötesinde tehdit oluşturabilecek bir gıda sıkıntısının ayak seslerini oldukça yakından duyan, temel gıda maddelerinin yüzde 185 artması neticesinde, üretime teşvik ve ödül vermesi gerekirken adeta cezalandırılma yoluna giden bir ülke düşünün. Neredeyse tamamı yabancıların eline geçen özel bankalarının, çiftçileri kredi tuzağına düşürebilmek için her gün yeni bir kredi çeşidi portföylerine ekleyerek köy meydanlarında cirit attığı bir ülke düşünün...Geçen yıl tahıl üretiminde yüzde 16, yağlı tohumlarda yüzde 22, tütünde yüzde 19, şeker pancarında yüzde 15, pamukta yüzde 11, bakliyatta yüzde 20, zeytinde yüzde 40, fındıkta yüzde 20 oranında ve diğer birçok üründe düşüşün yaşandığı bir ülke düşünün...Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın, tarım sektörünün son beş yılda 22 milyar dolardan 50.6 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığını, tarım sektöründeki istihdamın aynı dönemde yüzde 34'ten yüzde 26'ya gerilediğini söyleyen ve bunu hayra yorarak; "Üretim artarken istihdam düşüyor. Demek ki daha az sayıda insan, aynı alanda daha çok ve daha verimli üretim yapıyor." diyen bir ülke, bir Tarım ve Köyişleri Bakanı düşünün sevgili okurlar...Bu ülkeyi, tarım köylüsünü ve çiftçiyi yaban ellerde aramayınız sevgili okurlar...Gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüz...
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023