Dünyada belki de en çok kullanılan kavram “sevgi” kavramıdır. Bu sevgi, yaratanı aradan çıkarıp yaratılana (maddeye) olunca insan yoldan çıkar, sapıtır, vahşileşir. Geçmiş kayıtlı, günümüz önümüzde. İnsanoğlu maddeyi hedef almış ve bu uğurda dünyayı yakıp, yıkıyor. Sonuç; Firavunlar nerede ise o da oraya gidecek…
Asıl sevgi ise ezeli ve ebedi olmayan yaradanı ve yaratandan ötürü yaratılanı sevmektir. Yani bir Müslüman’ın sevgisindeki amaç yaratanına (Allah’a) ulaşmaktır. Yaratılanı ise Allah için severek kulluğunu ispat etmektir.
Allah (c.c) sevgisi zor bir iddiadır. İspat ister. Bu ispatın tarifini Abdülkadir Geylani hazretleri şöyle yapıyor; “Sevginin şartı, sevilene karşı irade sahibi olmamaktır. Ve onu değil, dünyayı, ahireti ve halka dair cümle şeyi bırakmaktır. Allah (c.c) sevgisi kolay değildir. Bir iddia ile olmaz…” (İlahi Armağan sh:125) “Sadık sevgi sahibi herhangi bir şeye sahip olmaz. Her şeyini sevgilisine bırakır. Sevgi ve dünyalık toplamak, bunların ikisi bir kalbe sığmaz. Hak Teâlâ’yı sevende böyle olur…” (Aynı eser sh:218)
Tabi bu noktada akla şu soruda gelebilir; Bir kulun Allah’ı (c.c) sevdiğinin ispatı veya işaretleri nedir, nelerdir? Bu sorunun cevabını da Prof. Dr. Haydar Baş’tan alıyoruz; “1-Allah’a (c.c) kavuşmayı istemek 2-Allah’ı (c.c) çok zikretmek 3-Allah’ın (c.c) emirlerine itaat etmek 4-Allah’ın (c.c) kelamı olan Kuran’ı sevmek 5-Allah’ın (c.c) sevdiklerini sevmek.” (Mektubat sh:290.91.92)
Allah’ı sevmek ne kadar büyük bir muhabbet ise Allah için sevmekte öyle büyük bir muhabbettir.
Günümüzde sevgi tellalları ortalıkta dolaşıyor. Nereye giderseniz bir sevgi, kardeşlik vs. tabirlerini duyarsınız. Ama niçin, kimin için sevgi? Allah’a aşkını, muhabbetini iddia ve itiraf eden bir Müslüman, hiç bütün eksikliklerden münezzeh olan sevgilisine (rabbine) toz kondurur mu?
Bu mevzu derin mevzu ve ben çaylağım. Ama şunu da belirteyim ki, büyüklerimden öğrendim ki, Allah için sevmek ne kadar büyükse yine Allah için buğz etmekte (nefret etmek, kin duymak, kınamak vs.) o kadar büyüktür.
Niye bu konuya girdim? Malum ülkemiz siyaseti kendine yarayacak, oyunu, güvenini arttıracak her milli ve manevi öğeyi alıp, vatandaşın önünde söylemleştiriyor. Benim vatandaşım ise icraata değil lafa kanıyor. Bugüne kadar hep böyle oldu ve bugün de böyle oluyor.
Tayyip Erdoğan, Konya’da açılışta. Konya ovasına su getirmenin heyecanında ve Abdülhamit Hanın hayalini gerçekleştirdik, diyor. Doğrudur. Abdülhamit Han, Konya ovasının sulanmasını isterdi.
Ama Başbakanın karıştırdığı bütün imkânsızlıklara ve siyasi entrikalara rağmen tek parça vatan toprağını satmayan ve toprağın bedeli “ancak kandır” diyen Abdülhamit Hanla, Başbakan R. T. Erdoğan’dır. Evet, Erdoğan, kendisini Sultan Abdülhamit ile karıştırıyor. Nasıl yani?
Bir tarafta “toprağın bedeli kandır, para ile satılmaz” diyen sultan diğer tarafta 1923’ten 2002’ye kadar 11 milyon metrekare toprak satılan ülkemizde, iktidar olduğundan buyana (10 yılda) 90 milyon metrekare toprağı para ile satan Erdoğan. Arada bir fark olması lazım, dimi…
Sonra Erdoğan bu konuşmasında ilginç bir çağrıda bulundu; “Ne olur, birbirimizi Allah için çok sevelim. Birbirimize düşürmek isteyenlere prim vermeyelim. Biz enerjimizi dışarı harcayalım. Bizi ayırmak bölmek isteyenlere kulak asmayalım. Bizi kıskananlar var, onların oyununa gelmeyelim. İnanıyorum ki bu oyunu bozacağız.”
Sayın Erdoğan! Çağrınız çok güzel ama birbirimizi Allah için nasıl sevebiliriz ki? Hadi oy için, mal ve makam için olsa herkes kendi bilir, derim. Ama Allah için nasıl birbirimizi severiz?
*Allah (c.c) tek hak din İslam’dır, (Ali İmran 19) dedi. Sen dört hak dinden bahsettin.
*Allah- Teâlâ, kitap verilenlerden herhangi bir gruba uymayın, yoksa sizi imanınızdan ederler, (Ali İmran 100) dedi. Sen, Avrupa Birliği ve AB’ye tam entegrasyon, diyorsun…
*Allah-u Teala, Ehl-i kitabı dost edinmeyin, (Maide 51) dedi. Sen bütün dostlarını Ehl-i kitaptan seçtin, nikâhında şahit yaptın…
*Allah-u Teala, onların (ehl-i kitabın) arzu ve isteklerine uymayın, (Bakara 120) dedi. Sen eşbaşkan oldun. Libya’ya, Afganistan’a, Lübnan’a onların isteği ile gittin. Şimdi Suriye semalarındasın…
*Allah-u Teala, Eğer gerçekten iman ediyorsanız, inanmayanlardan dininizi alay ve eğlence konusu yapanları sakın dost edinmeyin (Maide 57) dedi. Senin oyunla bu kişiler NATO genel sekreteri oldu, filmler, karikatürler yaptılar. Sen gittin onlara barış, kardeşlik çağrısı yaptın…
Allah (c.c) zinaya yaklaşmayın, dedi. Sen, zinayı kanunla serbest bıraktın. Faizi lanetledi. Sen, “faiz bir dünya gerçeğidir” dedin…
Hülasa Kur’an’ın (Allah’ın) emirleri çok açık. Biz, birbirimizi Allah için nasıl sevebiliriz ki?
Not: Tam mealler için belirtilen sure ve ayetlere bakın
Asıl sevgi ise ezeli ve ebedi olmayan yaradanı ve yaratandan ötürü yaratılanı sevmektir. Yani bir Müslüman’ın sevgisindeki amaç yaratanına (Allah’a) ulaşmaktır. Yaratılanı ise Allah için severek kulluğunu ispat etmektir.
Allah (c.c) sevgisi zor bir iddiadır. İspat ister. Bu ispatın tarifini Abdülkadir Geylani hazretleri şöyle yapıyor; “Sevginin şartı, sevilene karşı irade sahibi olmamaktır. Ve onu değil, dünyayı, ahireti ve halka dair cümle şeyi bırakmaktır. Allah (c.c) sevgisi kolay değildir. Bir iddia ile olmaz…” (İlahi Armağan sh:125) “Sadık sevgi sahibi herhangi bir şeye sahip olmaz. Her şeyini sevgilisine bırakır. Sevgi ve dünyalık toplamak, bunların ikisi bir kalbe sığmaz. Hak Teâlâ’yı sevende böyle olur…” (Aynı eser sh:218)
Tabi bu noktada akla şu soruda gelebilir; Bir kulun Allah’ı (c.c) sevdiğinin ispatı veya işaretleri nedir, nelerdir? Bu sorunun cevabını da Prof. Dr. Haydar Baş’tan alıyoruz; “1-Allah’a (c.c) kavuşmayı istemek 2-Allah’ı (c.c) çok zikretmek 3-Allah’ın (c.c) emirlerine itaat etmek 4-Allah’ın (c.c) kelamı olan Kuran’ı sevmek 5-Allah’ın (c.c) sevdiklerini sevmek.” (Mektubat sh:290.91.92)
Allah’ı sevmek ne kadar büyük bir muhabbet ise Allah için sevmekte öyle büyük bir muhabbettir.
Günümüzde sevgi tellalları ortalıkta dolaşıyor. Nereye giderseniz bir sevgi, kardeşlik vs. tabirlerini duyarsınız. Ama niçin, kimin için sevgi? Allah’a aşkını, muhabbetini iddia ve itiraf eden bir Müslüman, hiç bütün eksikliklerden münezzeh olan sevgilisine (rabbine) toz kondurur mu?
Bu mevzu derin mevzu ve ben çaylağım. Ama şunu da belirteyim ki, büyüklerimden öğrendim ki, Allah için sevmek ne kadar büyükse yine Allah için buğz etmekte (nefret etmek, kin duymak, kınamak vs.) o kadar büyüktür.
Niye bu konuya girdim? Malum ülkemiz siyaseti kendine yarayacak, oyunu, güvenini arttıracak her milli ve manevi öğeyi alıp, vatandaşın önünde söylemleştiriyor. Benim vatandaşım ise icraata değil lafa kanıyor. Bugüne kadar hep böyle oldu ve bugün de böyle oluyor.
Tayyip Erdoğan, Konya’da açılışta. Konya ovasına su getirmenin heyecanında ve Abdülhamit Hanın hayalini gerçekleştirdik, diyor. Doğrudur. Abdülhamit Han, Konya ovasının sulanmasını isterdi.
Ama Başbakanın karıştırdığı bütün imkânsızlıklara ve siyasi entrikalara rağmen tek parça vatan toprağını satmayan ve toprağın bedeli “ancak kandır” diyen Abdülhamit Hanla, Başbakan R. T. Erdoğan’dır. Evet, Erdoğan, kendisini Sultan Abdülhamit ile karıştırıyor. Nasıl yani?
Bir tarafta “toprağın bedeli kandır, para ile satılmaz” diyen sultan diğer tarafta 1923’ten 2002’ye kadar 11 milyon metrekare toprak satılan ülkemizde, iktidar olduğundan buyana (10 yılda) 90 milyon metrekare toprağı para ile satan Erdoğan. Arada bir fark olması lazım, dimi…
Sonra Erdoğan bu konuşmasında ilginç bir çağrıda bulundu; “Ne olur, birbirimizi Allah için çok sevelim. Birbirimize düşürmek isteyenlere prim vermeyelim. Biz enerjimizi dışarı harcayalım. Bizi ayırmak bölmek isteyenlere kulak asmayalım. Bizi kıskananlar var, onların oyununa gelmeyelim. İnanıyorum ki bu oyunu bozacağız.”
Sayın Erdoğan! Çağrınız çok güzel ama birbirimizi Allah için nasıl sevebiliriz ki? Hadi oy için, mal ve makam için olsa herkes kendi bilir, derim. Ama Allah için nasıl birbirimizi severiz?
*Allah (c.c) tek hak din İslam’dır, (Ali İmran 19) dedi. Sen dört hak dinden bahsettin.
*Allah- Teâlâ, kitap verilenlerden herhangi bir gruba uymayın, yoksa sizi imanınızdan ederler, (Ali İmran 100) dedi. Sen, Avrupa Birliği ve AB’ye tam entegrasyon, diyorsun…
*Allah-u Teala, Ehl-i kitabı dost edinmeyin, (Maide 51) dedi. Sen bütün dostlarını Ehl-i kitaptan seçtin, nikâhında şahit yaptın…
*Allah-u Teala, onların (ehl-i kitabın) arzu ve isteklerine uymayın, (Bakara 120) dedi. Sen eşbaşkan oldun. Libya’ya, Afganistan’a, Lübnan’a onların isteği ile gittin. Şimdi Suriye semalarındasın…
*Allah-u Teala, Eğer gerçekten iman ediyorsanız, inanmayanlardan dininizi alay ve eğlence konusu yapanları sakın dost edinmeyin (Maide 57) dedi. Senin oyunla bu kişiler NATO genel sekreteri oldu, filmler, karikatürler yaptılar. Sen gittin onlara barış, kardeşlik çağrısı yaptın…
Allah (c.c) zinaya yaklaşmayın, dedi. Sen, zinayı kanunla serbest bıraktın. Faizi lanetledi. Sen, “faiz bir dünya gerçeğidir” dedin…
Hülasa Kur’an’ın (Allah’ın) emirleri çok açık. Biz, birbirimizi Allah için nasıl sevebiliriz ki?
Not: Tam mealler için belirtilen sure ve ayetlere bakın
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025