BM Genel Kurulu TBMM'yi aratmayacak günlerden birini yaşıyor. Bizler açılım filan derken BM Kaddafinin hışmı, Ahmedinecat'ın yuhalanması ve Obama'nın ilkelerini tartışıyor. Bilmem Tayyip Bey konuşsa ne diyecekti. Sanırım simit peynir hesabı yapacak olmazdı. Ellerini göğsüne kavuşturarak duble yolların ihtişamı sanırım yeni bir komedi olurdu BM için.Obama dört ilkeyle çıktı konuşmaya. Wilson ilkelerinden sonra en çok güldüğüm bu dört ilke Truman koksa da işin özü aynı kökten geliyor açıkçası. Nükleer silahsızlanma, barış ve güvenliği teşvik, gezegenin korunması ve herkese fırsat sunan küresel ekonomi Obama'nın dört komik ilkesi.Komedi bir şey yanlışsa değil yanlış kendindeyse komedi olur. Dedikleri doğru, doğru olmasına da bu ilkelerin aksi Amerikan dış politikasının temellerini oluşturuyor. Nükleer silahı dünyaya satan Amerikan silah firmaları değil mi? Barışın ve güvenliğin yegane yok edicisi Amerika değil mi? Gelelim o muhteşem ekonomi ilkesine. Herkese fırsat sunan küresel ekonomiden bahsediliyor. Küresel ekonomi kapital mantığın içinde herkese eşit fırsat sunmamak büyük balığın küçük balığı yutması üzerine kurulmuştur. Burada küçük balık bizim Kasımpaşa sahillerinden eski zamanlarda çıkan balıklara benzer o da ayrı bir konu.Ekonomik olarak birisine faizi dayatırken bir diğerine krediyi dayatarak gelinen nokta genişletirken öldüren ekonominin ta kendisidir. Şimdi biz burada Milli Ekonomi Modeli'nin çözümü vardır dediğimizde yoz boz ayak takımı daha hiçbir şeyden habersiz bir şekilde karşımıza dikiliyorlar. Her seferinde aynı soruyu soruyorum ben de bu kitleye. Alın şu modeli. Okuyun irdeleyin. Bir çentik yanlış bulun getirin. Adam akıllı konuya eğilenler Prof. Dr. Haydar Baş'ın peşinden koşmak zorunda olduklarını hissediyorlar ve harekete geçiyorlar.Amerika'nın Avrupa'ya kurduğu füze kalkanlarına kucak açan Türkiye'ye bu maddelerden genellikle ağır faturalar çıkar. Ve dahi ne zaman Tayyip Bey o topraklardan dönse başka işle döner ülkemizde. Gelir gelmez şu açılımın onaylandığını ve sınırlarımızın genişletilerek Kürdistan'ın tanınması ile karşılaşırsanız hiç mi hiç şaşırmayın derim. Ermenistan ilişkilerinde gelinen noktayla beraber IMF kesenin ağzını açacağından biraz rahatlama olacak ve bakın işler de düzeldi denebilir. Bundan birkaç ay sonra da bölünme sedaları kulaklarınızı çınlatmaktan öteye geçebilir benden söylemesi. İsrail ile Filistin yeniden masaya otursun diyor Obama. İçimden yine Tayyip Bey'in "one minute"si geçiyor. Sanırım ki o kelimeler şimdi ara bulucu olmamızı sağlayacaktır. G-20'ye atıfta bulunan Obama mali merkezlerin düzenlenmesi yoluyla karar alınması gerektiğini de ayrıca belirtmiş. Demek ki yakında Merkez Bankası'nı da kaybediyoruz. Parasını basamadığımız Türk Lirası'nın bankası olsa ne olur olmasa ne olur şeklinde bir yaklaşımı da bir bakanımızdan bekliyorum açıkçası.Bu konuşmanın deşifresi böyle... Pür melalimiz böyledir?Gerisi size kalmış sizin anlayacağınız?
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012