Başbakan ve Dışişleri Bakanımızın da katıldığı Brüksel'deki Avrupa Birliği Zirvesi'nin sonuç bildirisi taslağında Türkiye ile ilgili çok anlamlı olduğu iddia edilen bir "virgül, nokta" krizi yaşanmış.
AB, sonuç bildirisi taslağına Türkiye ile ilgili birkaç klakisleşmiş övgü makyajının ardından, olumsuzluklar bölümünde başlamış saymaya:
İlk önce Güneydoğu'daki olumsuz durum ve kültürel hakları bir düzene sokun! Sonra sivil-asker ilişkilerini düzenleyin, Kıbrıs'ı çözün, bankacılığı, ekonomiyi, yargıyı, temel hak ve özgürlükleri, insan haklarını... diye devam eden bir "yapılması gerekenler" listesi.
Başbakanımız ve Dışişleri bakanımız, özellikle AB'nin Güneydoğu vurgusundan rahatsızlığını dile getirip bu konunun listeden çıkarılması için özel bir lobi çalışması yapmışlar.
Başbakanımız ve Dışişleri bakanımızın muhterem refikleri Berlusconi ve Verheugen düzeyindeki girişimleri sonuç vermiş; Türkiye'nin gururunu rencide eden, "Güneydoğu'daki kültürel haklarla ilgili adım atın" cümlesiyle ortaya çıkan durum, "virgül", "nokta" ile "ve"nin ustaca manevralarla yerlerinin değiştirilmesiyle halledilmiş!
Ama sadece "virgül, ve, nokta" düzeyinde değişiklikler. Bir gazetenin ifadesiyle "AB, Türkiye'yi tam anlamıyla dikkate almamış". Ve hatta listede olmayan "yapısal eksiklikler" de eklenivermiş listeye, dalga geçercesine.
Resmi belgesinde, "Güneydoğu'daki kültürel haklar sorununu halledin" dedikten sonra nokta koyan AB, Başbakan düzeyindeki itirazların ardından "nokta"yı kaldırıp virgül koymuş. Bu şekilde "kültürel haklar ve reformlar" sorunu sadece Güneydoğu'ya has algılanmaktan kurtulacakmış! AB, gerçek niyetini gizlemiyor, Güneydoğu'yla ilgili ne düşündüğü belli. "Güneydoğu" kelimesini ilk kez bir resmi belgede kullanıyor olmasında da şaşırılacak bir taraf yok. Bundan önce "Güneydoğu" demiyordu da, "azınlık" diyordu, "Kürt" diyordu. Şimdi de açık açık bölge adı zikrediyor. Kürtlerin bahanesini teşkil ettiği, üzerinde hesap yapılan bölgeyi, "Güneydoğu"yu resmi evrakına eklemiş. Bunda şaşacak, " aaa bu da nereden çıktı" diyecek bir durum yok.
Malumu ilan, gerçek niyeti ifşa, anlayışı ikrar. AB'nin sergilediği tutum bundan ibaret.
Ama olsun, sadece "virgül, nokta, ve" de olsa, birşeyler değiştirilmiş ya.
"Virgül" ve "nokta"yla kurtarılan Türkiye'nin gururu, AB'ye atılan "(.)- (,)- (and) " çalımı!
AB ile girilen "duygusal" ilişkilere yeni bir "dilbilgisel" boyut!
Noktalama işaretleri ve bağlaçlarla kotarılan AB üyeliği!
Komedi üstüne komedi, dram üstüne dram.
Ağlanacak bu halimizden, trajikomik soğuk espriler ve mizah çıkarabilecek kadar "zorlama durumlar ülkesi".
Kutadgu Bilig'den...
İyi, yokuş gibidir, tırmanmak güçtür; kötü şey, iniş gibidir kolayca elde edilir
İnsan nadir değil, insanlık nadirdir; insan az değil, doğruluk azdır.
AB, sonuç bildirisi taslağına Türkiye ile ilgili birkaç klakisleşmiş övgü makyajının ardından, olumsuzluklar bölümünde başlamış saymaya:
İlk önce Güneydoğu'daki olumsuz durum ve kültürel hakları bir düzene sokun! Sonra sivil-asker ilişkilerini düzenleyin, Kıbrıs'ı çözün, bankacılığı, ekonomiyi, yargıyı, temel hak ve özgürlükleri, insan haklarını... diye devam eden bir "yapılması gerekenler" listesi.
Başbakanımız ve Dışişleri bakanımız, özellikle AB'nin Güneydoğu vurgusundan rahatsızlığını dile getirip bu konunun listeden çıkarılması için özel bir lobi çalışması yapmışlar.
Başbakanımız ve Dışişleri bakanımızın muhterem refikleri Berlusconi ve Verheugen düzeyindeki girişimleri sonuç vermiş; Türkiye'nin gururunu rencide eden, "Güneydoğu'daki kültürel haklarla ilgili adım atın" cümlesiyle ortaya çıkan durum, "virgül", "nokta" ile "ve"nin ustaca manevralarla yerlerinin değiştirilmesiyle halledilmiş!
Ama sadece "virgül, ve, nokta" düzeyinde değişiklikler. Bir gazetenin ifadesiyle "AB, Türkiye'yi tam anlamıyla dikkate almamış". Ve hatta listede olmayan "yapısal eksiklikler" de eklenivermiş listeye, dalga geçercesine.
Resmi belgesinde, "Güneydoğu'daki kültürel haklar sorununu halledin" dedikten sonra nokta koyan AB, Başbakan düzeyindeki itirazların ardından "nokta"yı kaldırıp virgül koymuş. Bu şekilde "kültürel haklar ve reformlar" sorunu sadece Güneydoğu'ya has algılanmaktan kurtulacakmış! AB, gerçek niyetini gizlemiyor, Güneydoğu'yla ilgili ne düşündüğü belli. "Güneydoğu" kelimesini ilk kez bir resmi belgede kullanıyor olmasında da şaşırılacak bir taraf yok. Bundan önce "Güneydoğu" demiyordu da, "azınlık" diyordu, "Kürt" diyordu. Şimdi de açık açık bölge adı zikrediyor. Kürtlerin bahanesini teşkil ettiği, üzerinde hesap yapılan bölgeyi, "Güneydoğu"yu resmi evrakına eklemiş. Bunda şaşacak, " aaa bu da nereden çıktı" diyecek bir durum yok.
Malumu ilan, gerçek niyeti ifşa, anlayışı ikrar. AB'nin sergilediği tutum bundan ibaret.
Ama olsun, sadece "virgül, nokta, ve" de olsa, birşeyler değiştirilmiş ya.
"Virgül" ve "nokta"yla kurtarılan Türkiye'nin gururu, AB'ye atılan "(.)- (,)- (and) " çalımı!
AB ile girilen "duygusal" ilişkilere yeni bir "dilbilgisel" boyut!
Noktalama işaretleri ve bağlaçlarla kotarılan AB üyeliği!
Komedi üstüne komedi, dram üstüne dram.
Ağlanacak bu halimizden, trajikomik soğuk espriler ve mizah çıkarabilecek kadar "zorlama durumlar ülkesi".
Kutadgu Bilig'den...
İyi, yokuş gibidir, tırmanmak güçtür; kötü şey, iniş gibidir kolayca elde edilir
İnsan nadir değil, insanlık nadirdir; insan az değil, doğruluk azdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012