Hatırlayacak olursanız; Irak'ın işgali sırasında Saddam Hüseyin yönetimine karşı güneydeki Şiileri kullanmaya çalışan Amerika'nın bu planı tutmamıştı.
Ülke içi muhalifleri dünyanın tüm bölgelerinde kendi menfaatine, çıkarlarına uygun olarak kullanma çabasında olan Amerikalılar, şimdi de İran'a karşı muhalif kanatları kullanmaya başladılar. Üniversite öğrencileri destekli piyasaya sürülen proje yoğun şiddetli start aldı. Düne kadar, terörist örgütler listesinde değerlendirilen Halkın Mücahitleri Örgütü'yle sıcak temas başlatan Amerikalılar, bölgedeki adımlarını sağlama almak için yerel muhalefetle kolkola girmiş bulunuyor. Irak'ta Saddam'ın alaşağı edilmesinden sonra ülke içi Kürt muhaliflerle eşzamanlı geliştirilen ilişkiler sonrası başlarının Afganistan'da belada olduğunu gören Amerikalılar, yakın süreçte devirdikleri Taliban yetkilileri ile değişik Avrupa başkentlerinde diplomatik flörte başladılar. Geçici olarak işbaşı yaptırılmasına rağmen kalıcılaşan piyon Karzai yönetiminin terörizme(!) karşı yetersiz kaldığını gören Amerikalılar, Coniler'e karşı Afganistan'da giderek artan saldırıların bitmesi için yeni bir yöntem geliştirmekte buldular çareyi.
Afganistan'a havadan başlatılan bombardıman sırasında etnik unsurlu muhalifleri pohpohlayan, onlara yerel alanlarda toprak ve siyasal arenada otorite vermeyi vaadeden Amerikalılar'ın bu planı şuan için fos çıkmış bulunuyor. Bölgedeki öncelikli çıkarlarını üstün tutan Amerika'nın kendilerini aldattığının geç de olsa farkına varan askeri yerel muhaliflerin Amerikalılar'a ve Amerika'ya soğuk davranmasıyla ülkedeki Amerikan mevzileri de açık hedef haline geldi. Afganistan'da huzurun tesisi adına şuan için Almanya güdümlü konuşlanan ISAF'ın da başı dertten kurtulmuyor. Hemen hergün birer ikişer alman askerleri öldürülüyor. Ülke içindeki kent merkezlerinde ISAF hakimken, sınır bölgelerinde havadan ve karadan Amerikan askerleri operasyon sürdürüyor.
Durumun kontrolden çıktığını gören, zaiyat vermeye başlayan Amerikalılar'ın tekrar Taliban'a oynayarak kontrolü sağlamaya çalışması anlamlı aslında.
İran'da, Irak'ta, Suriye'de, Pakistan ve Afganistan'daki muhalifleri harekete geçirerek bu bölgelerdeki elini daha da sağlam kılmaya çalışan Amerikalılar'ın sabit bir dost ya da düşman kavramı bulunmuyor. Uluslararası ilişkilerde ''sabit dost ve düşman'' kavramı olmadığı algılamasını çok iyi kullanan Amerikalılar'ın, terörist olarak gördükleri ve dünyayı da buna inandırdıkları bir süreçte o gruplarla birlikte hareket etmelerini iyi irdelemek gerek.
Düşmanını düşmanıyla vurmaya çalışan bir Amerikanın, düşmanca algılamaları varolduğu müddetçe düşmanlıkların bitmesini beklemek hayalden öteye geçmeyecektir.
Bu, bazen PKK/KADEK, bazen Halkın Mücahitleri, bazen Taliban olarak piyasaya sürülecek. Bazen se, yakın müttefik olarak tanımlanan ülkelerin siyasal mekanizmalarında gizli ve derin bir el olarak pazarlanacak.
Ülke içi muhalifleri dünyanın tüm bölgelerinde kendi menfaatine, çıkarlarına uygun olarak kullanma çabasında olan Amerikalılar, şimdi de İran'a karşı muhalif kanatları kullanmaya başladılar. Üniversite öğrencileri destekli piyasaya sürülen proje yoğun şiddetli start aldı. Düne kadar, terörist örgütler listesinde değerlendirilen Halkın Mücahitleri Örgütü'yle sıcak temas başlatan Amerikalılar, bölgedeki adımlarını sağlama almak için yerel muhalefetle kolkola girmiş bulunuyor. Irak'ta Saddam'ın alaşağı edilmesinden sonra ülke içi Kürt muhaliflerle eşzamanlı geliştirilen ilişkiler sonrası başlarının Afganistan'da belada olduğunu gören Amerikalılar, yakın süreçte devirdikleri Taliban yetkilileri ile değişik Avrupa başkentlerinde diplomatik flörte başladılar. Geçici olarak işbaşı yaptırılmasına rağmen kalıcılaşan piyon Karzai yönetiminin terörizme(!) karşı yetersiz kaldığını gören Amerikalılar, Coniler'e karşı Afganistan'da giderek artan saldırıların bitmesi için yeni bir yöntem geliştirmekte buldular çareyi.
Afganistan'a havadan başlatılan bombardıman sırasında etnik unsurlu muhalifleri pohpohlayan, onlara yerel alanlarda toprak ve siyasal arenada otorite vermeyi vaadeden Amerikalılar'ın bu planı şuan için fos çıkmış bulunuyor. Bölgedeki öncelikli çıkarlarını üstün tutan Amerika'nın kendilerini aldattığının geç de olsa farkına varan askeri yerel muhaliflerin Amerikalılar'a ve Amerika'ya soğuk davranmasıyla ülkedeki Amerikan mevzileri de açık hedef haline geldi. Afganistan'da huzurun tesisi adına şuan için Almanya güdümlü konuşlanan ISAF'ın da başı dertten kurtulmuyor. Hemen hergün birer ikişer alman askerleri öldürülüyor. Ülke içindeki kent merkezlerinde ISAF hakimken, sınır bölgelerinde havadan ve karadan Amerikan askerleri operasyon sürdürüyor.
Durumun kontrolden çıktığını gören, zaiyat vermeye başlayan Amerikalılar'ın tekrar Taliban'a oynayarak kontrolü sağlamaya çalışması anlamlı aslında.
İran'da, Irak'ta, Suriye'de, Pakistan ve Afganistan'daki muhalifleri harekete geçirerek bu bölgelerdeki elini daha da sağlam kılmaya çalışan Amerikalılar'ın sabit bir dost ya da düşman kavramı bulunmuyor. Uluslararası ilişkilerde ''sabit dost ve düşman'' kavramı olmadığı algılamasını çok iyi kullanan Amerikalılar'ın, terörist olarak gördükleri ve dünyayı da buna inandırdıkları bir süreçte o gruplarla birlikte hareket etmelerini iyi irdelemek gerek.
Düşmanını düşmanıyla vurmaya çalışan bir Amerikanın, düşmanca algılamaları varolduğu müddetçe düşmanlıkların bitmesini beklemek hayalden öteye geçmeyecektir.
Bu, bazen PKK/KADEK, bazen Halkın Mücahitleri, bazen Taliban olarak piyasaya sürülecek. Bazen se, yakın müttefik olarak tanımlanan ülkelerin siyasal mekanizmalarında gizli ve derin bir el olarak pazarlanacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005






















































































