Eğitim sistemi sürünüyor

AKP iktidarı döneminde eğitim sistemi yerle bir oldu.KPSS ve YGS'de yaşanan skandallar bir yana, bütün veriler AKP hükümetinin diğer alanlarda olduğu gibi eğitimde de sınıfta kaldığının göstergesi oldu.Avrupa Birliği'nin 2020'ye kadar eğitimde izleyeceği yolu gösteren bir rapor hazırlandı.Bu raporda Türk eğitim sisteminin acı tablosu gözler önüne serildi.Rapora göre, Türkiye öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ve eğitime yatırımda AB'ye üye ve aday ülkelere göre oldukça gerilerde kaldı.Türkiye, gayri safi yurt içi hasılasının sadece yüzde 2,86'sını eğitime ayırıyor. Bu oran Belçika'da yüzde 6, iflas eden İzlanda'da yüzde 7? 18-24 yaş arasında eğitimi bırakan Türklerin oranı yüzde 44,3. AB ortalaması yüzde 14,4?Türkiye'de yüksek eğitimli kesimin nüfusa oranı yüzde 14,7. AB ortalaması yüzde 40?Türkiye'de ilk ve ortaöğretimdeki öğrencilerin yüzde 60'ından fazlası mesleki açıdan yetersiz öğretmenler tarafından eğitiliyor.Türkiye öğretmenlerin kendisini geliştirmesi açısından son sırada yer alıyor.Sözelde başarısızlık oranı AB ortalamasında yüzde 21,3 iken, Türkiye'de yüzde 24,5?Matematikte başarısızlık AB ortalamasında yüzde 22,2 iken, Türkiye'de yüzde 42,1?Fende başarısızlık AB ortalamasında yüzde 17,7 iken, bu oran Türkiye'de yüzde 30?Kısaca ifade etmek gerekirse Türkiye eğitime oldukça yetersiz bir bütçe ayırıyor, öğretmenler yetersiz, eğitim pratik değil ve her şeyden önemlisi eğitimin bir hedefi yok.Bir diğer rapor ise Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından açıklandı. Hazırlanan "Bir bakışta toplum" raporuna göre, Türkiye'nin 2007 yılında zorunlu eğitimde her yıl çocuk başına yaptığı eğitim harcaması 1246 dolar iken, bu rakam OECD ortalamasında 8 bin 70 dolar oldu. 8 kat fark var.AKP hükümeti, "Türkiye'nin geleceği" anlamına gelen eğitime bu kadar "Fransız" kalırken diğer konularda duyarlı olmasını beklemek zaten imkansızdır. Meşhur bir atasözü var: 1 yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek, 10 yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, 100 yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.Peki, ne yapılması lazım?Öncelikle eğitimin bir hedefi olmalıdır. Bu hedef iki boyutludur: Birincisi mesleki açıdan, diğeri ise milli ve manevi değerler açısından ve asıl önemli olan da budur.Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata'nın şu ifadeleri oldukça önemli:"Günümüzde mezun olanların yüzde 10'u kendi alanlarındaki iş kollarında çalışıyor, yüzde 90'ı ise başka işlerde çalışıyor". Yani Türkiye'de eğitim, mesleki açıdan yüzde 90 başarısız. Durmadan diplomalı işsiz üretiyoruz. Gençlerimize eğitime göre iş imkanı sunulacak ki 10'larca yıl süren emek ve yatırım boşa gitmesin.Diğer ve en önemli hedef ise gençlerimize bir Müslüman Türk kimliği kazandırılmalıdır. Tabii böyle icraatı, Fransa'daki Türklere "Fransız ol", Almanya'dakilere "Alman ol" diyen bir siyasi iradeden tabii ki bekleyemeyiz.Eğitimin başarılı olması için eğitime ve de eğitimciye ayrılan bütçe de önemlidir. Doktorların 5-6 bin lira aldığı bir ülkede doktorları yetiştiren öğretmenlerin 1500 liraya talim etmesi hiç akla uygun değildir.Bir önemli husus da eğitimin pratik olması? Öğrenciler öğrendikleri bilgileri uygulama fırsatı bulamazlarsa, eğitim teoride kalırsa elbette ki bir neticeye ulaşamazsınız.Bütün bu saydığım çözümler milli bir proje ister, çözüm ister. Bu AB, ABD ve IMF aklıyla olmaz. Görünen o ki bunu sağlayabilecek tek model Milli Ekonomi Modeli, tek siyasi hareket ise bu modeli programına almış olan Demokrat Parti'dir.