logo
29 MART 2024

Endişemiz Doların artması mı düşmesi mi olsun?

05.12.2016 00:00:00
Dolar kuru 3,58 TL'nin üstünü gördü. Bu durumda yılbaşından bu yana TL'nin değer kaybı yüzde 22? Bir önlem alınmadığı müddetçe 4'ü de görür üstünü de?
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, döviz artışıyla ilgili ekonomide kalıcı bir hasar meydana gelmeyeceğini belirterek, "Dokunmamak lazım, müdahale etmemek lazım, piyasa kendi dengesini bulacaktır" demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Zeybekçi gibi düşünmüyordu, "Dövizinizi TL'ye ya da altına çevirin" çağrısı yaparak kendi haline bırakılmamasını, müdahale edilmesini ifade ediyordu.
Neticede, nasıl 15 Temmuz darbesinde halk tankın önüne çıktıysa, bu fedakarlığı gösterdiyse, halktan aynı duyarlılıkla yastık altındaki dövizlerini bozdurmaları istendi.
Bir adım da varlık barışı konusunda atıldı. Bu kapsamda, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 31 Aralık'a kadar Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek ve varlıkların ülkeye sokulması sırasında herhangi bir vergi ödemeyecek.
Borç yapılandırmalarına da ağırlık verildi ve Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın ifadesiyle 78 milyar liraya yakın borç yapılandırıldı.
Peki, alınan bu önlemler Doların ateşini düşürmeye yeterli mi? Elbette ki hayır?
Çünkü bu ve benzeri çözümler; 800 milyar Doları aşkın bir borcu olan, ekonomisini sürdürülebilir borçla yürütebilen, her yıl ciddi meblağlarda cari açık veren, TL'sini Merkez Bankası'na koyduğu Dolar rezervinin karşılığı basan Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu finans akışını sağlamayacaktır.
Nasıl insanın, hayatına devam edebilmesi için belirli bir miktarda kana ihtiyacı varsa, aynen bunun gibi ekonomilerin ayakta kalabilmesi için belirli bir miktar paraya ihtiyaç vardır.
Kapitalizmin gemisinde bulunan Türkiye bu finans ihtiyacını dışarıdan aldığı faizli borca, dolayısıyla Dolara endekslemiştir.
Doların giriş ve çıkışı ve de kurunun belirlenmesi de Zeybekçi'nin ifade ettiği gibi "serbest piyasa"ya bırakılmıştır. Türkiye'de finans kuruluşlarının yüzde 70'inin yabancı olduğunu ve de finansın da TL de olsa tamamının yabancı kontrolünde olduğunu dikkate alırsak, Türkiye'ye Doları sokan ya da yurt dışına çıkartan, kurunu belirleyen irade esasen yabancılardan başkası değildir.
Bu yabancılar da eğer kar amacını güdüyorlarsa, dikkate aldıkları kurumlar bu konuda kredi notu veren küresel kurum ve kuruluşlardır.
Peki, bu kuruluşların bugün Türkiye'ye bakışı nasıldır?
Yabancı yatırımcıların dikkate aldığı en önemli kuruluşlardan birisi, merkezi İsviçre'de bulunan Credit Suisse'dir. Bu kuruluşun hazırladığı raporda, 2017 yılında Türk Lirasının "potansiyeli en düşük" para birimi olduğu, en cazip para biriminin ise Rus Rublesi olduğu belirtildi. Raporda ayrıca Türkiye için 2017 yılının felaket yılı olacağı ve yatırımcıların TL'den uzak durması gerektiği vurgulandı.
TL'nin, 6 yıldır savaşla mücadele eden Suriye'nin para birimi karşısında bile yüzde 10 değer kaybettiği belirtiliyor.
Uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşu olan Moody's'in tavrı ise çok ilginç. 23 Eylül'deki değerlendirmesinde Türkiye'nin kredi notunu "Baa3"ten "Ba1"e indiren ve not görünümünü "durağan" olarak ifade eden kuruluş, Türkiye için 2 Aralık'ta açıklayacağını duyurduğu kredi notunu açıklamama kararı aldı. Türkiye'yi takviminden çıkardı, herhangi bir not vermeyecek.
Bunların anlamı Türkiye'ye yatırım amaçlı yabancı finansın gelmeyeceğidir. Yani borca dayalı değirmenin suyu dönmeyecek.
Eğer bu yabancılar kar amacı değil de, siyasi bir amaç güdüyorlarsa, Doları normal bir hale getirebilmek için çok büyük bir taviz koparmaya çalışacaklardır. Ve bu sefer ki taviz elbette ki, maden sahaları, karlı kamu kuruluşları değil, Türkiye'nin bölünmesi ve parçalanması olacaktır. Ama şu adla, ama şu sistemle?
Yani mevcut şartlarda, Kapitalizmin gemisinden inip, milli bir çözüme geçmediğimiz takdirde, Doların artmasından çok, Doların düşmesinden korkalım. Çünkü bu taviz verildi demektir. 
Hiçbir taviz vermeden, bütün zararları da ortadan kaldıracak milli bir çözüm mevcuttur.
Bu çözüm, elbette ki, Rusya'yı dünyanın zirvesine oturtan, BRICS kapsamında 4 milyar insanın karnını doyuran, sırtını giydiren, buralara barışı ve huzuru getiren, Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'nden başkası değildir.
Prof. Dr. Baş, modelinde, parayı "emeğin ve üretimin karşılığı" olarak belirtip milli ve yerli bir hale getirerek, ihracatın bu milli parayla yapılması gerektiğini vurgulayarak, döviz kurlarını da sabitleyerek ülkemizi finansal bağımlılıktan, kur dalgalanmalarından, dış açık ve cari açıklardan, küresel şoklardan kurtaracak, dört dörtlük, tam bağımsız bir milli ekonomi sunmaktadır.
Tek çözüm de budur, başka adımlar ülkemize ve milletimize felaket getirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
 
 
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.