14 Mayıs seçimleri hangi ittifak tarafından kazanılır, doğrusunu ararsanız ben de tam kestiremiyorum.
Ancak hangi iktidar kazanırsa kazansın, makro ekonomik göstergelerde ciddi bir değişikliğin olacağını zannetmiyorum.
Nedeni çok açık…
Bunu kestirebilmek için ekonomist olmaya gerek yok ancak, ekonomi konusunda her iki ittifakın iktisatçılarına ders verecek kadar ekonomiye ve ekonomi bilimine hâkim bir gazeteciyim.
Diyelim Cumhur İttifakı kazandı. Ne değişecek?
Verilen tüm vaatler ve yapılan tüm açıklamalar son tahlilde, aynı kapitalist sistemin değirmenine su taşımaya devam etmeyecek mi?
Yani kuralları sizin iyi niyetiniz veya iyi niyet taşıyanlarınız değil, sistemin kendisi belirlemeye devam edecek. Bu da demek oluyor ki, Cumhur İttifakı'nın kazanmasıyla değişen hiçbir şey olmayacak.
Millet İttifakı kazandı diyelim…
Daha şimdiden ajandalarında özelleştirmeler, tasarrufa gitmeler, borç para avına çıkılması, hatta kemer sıkma politikası var.
Ayrıca serbest döviz çıpasına dokunulmayacak olması ve buna mukabil, faiz enstrümanının kullanılarak, dövizin sabit tutulmasına çalışılması gibi uygulamalar, tamamen kapitalist sistemin bir sonucu olarak öne çıkacaktır.
Ne var ki, bir müddet parasal iyileştirmelerle durum idare edilmeye çalışılacak ve mevcut sistemin ana omurgasına ise asla dokunulmayacak! Bu da, sürdürülebilir bir durum olamayacağından, yeniden seçim şarkıları yankılanmaya başlanacak.
Bunun en temel sebebi ise, her iki ittifakın ve bileşenlerinin, yerli ve milli bir ekonomi modeline sahip olamayışlarıdır.
Bu varsayımlardan yola çıktığımızda ve bir sonraki aşamada Türkiye'de isimleri öne çıkacak olan isimler şunlar olacaktır:
Hüseyin BAŞ
Sinan OĞAN
Muharrem İNCE
Bu üç ismin ortak özelliklerini hemen herkes bilmektedir.
Hepsi de Atatürkçü, Türk milliyetçisi ve Cumhuriyet değerlerine son derece bağlı isimler.
Aralarında en genç siyasetçi olarak öne çıkan ve özellikle de gençlerin gönlünde taht kuran Hüseyin Baş'ın, diğerlerine göre çok önemli ve hatta en önemli avantajı ise; ekonomi alanında dünyanın en iyi modeline sahip olması.
Bu öyle bir model ki, saydığım bu üç isim tarafından ortak bir amaca ve hedefe yönelik olarak kamuoyuna anlatıldığında, hiç şüpheniz olmasın tartışmasız olarak geleceğin iktidarı olurlar.
İnsanı merkezine koyan bu eşsiz model; Prof. Dr. Haydar Baş'a ait ve adına tescilli bir iktisat tezidir.
Konuyu çok iyi bildiğimden, çok açık ve dürüstçe yazıyorum. Bu model hayata geçirilmeden gökten melekleri getirtseniz bile, inanın nal toplarsınız!
Kaldı ki melekler de kapitalist sistemi ayağa kaldıracaksınız diye, hayatta size yardıma falan gelmezler. Dolayısıyla bir sonra ki aşamada öne çıkacak olan isimlerden en avantajlı olanı, Hüseyin Baş olacaktır.
Muharrem İnce veya Sinan Oğan'ın son derece vatansever insanlar olduğundan asla şüphe duymuyorum.
Bu başka bir mesele, ekonomiyi ayağa kaldırmak ve Türkiye'yi lider ülke yapmak çok başka bir şey.
Şimdiden Muharrem İnce ve Sinan Oğan'ın yerinde olsam, Hüseyin Baş'ın yanından ayrılmam ve bu modelin tek çözüm olduğunu ve kazanımlarını birlikte topluma sunmak için beyin fırtınası yapardım.
Yaparlarsa asla küçülmezler!
Ancak yapmazlarsa bugünkü mevcutlardan hiçbir farkları kalmaz.
Hem kendilerine ve onlara gönül verenlere, hem de Türkiye'ye yazık ederler.
Yoksa "Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır" sözlerine hiç kimse inanmaz!
- Adaları veren Lozan değil, Osmanlı’dır! / 28.05.2025
- Türkiye’de etnik yapı yoktur / 27.05.2025
- Ülke resmen bölünüyor! / 26.05.2025
- Askerler neden sus pus? / 25.05.2025
- Türkler 15 bin yıldır Anadolu’da / 21.05.2025
- Türkiye’yi ver, koltuğu al! / 20.05.2025
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025