Soğuk Savaş'ın bitmesinden sonra siyaset ve bilim adamları, dünyanın geleceği hakkında birçok öngörüde bulunmuşlardır. Ancak bu öngörülerin hepsi isabetsiz olmuştur. Tüm öngörüler, ABD'nin tek süper güç kaldığı, artık karşısına hiçbir gücün çıkamayacağı yönünde idi.Söz konusu öngörülerden birinde Eric Weede, "Güç Dengesi Küreselleşme ve Kapitalist Barış" adlı kitabında şöyle diyordu: "Soğuk Savaş'ın sona ermesi, Varşova Paktı'nın ve Sovyetler Birliği'nin dağılması tek kutuplulukla sonuçlandı. Önümüzdeki birkaç on yılda kimse Birleşik Devletlere meydan okuma kapasitesine sahip değildir. Daha güçlü Avrupa'nın ya da Japonya'nın dahi zayıflamakta olan bir ABD'nin bile karşısında durabilmesi pek muhtemel değildir? Ekonomik tabanı açıkça çok zayıf olan ve ayrıca nüfusu azalmakta olan Rusya, artık inanılır bir tehdit değildir? Ufukta görünen odur ki, ABD'ye meydan okuyabilecek en yakın ülke Çin'dir." (s.86-87). Diğer öngörüler gibi Weede'nin bu öngörüleri de çıkmadı. Beklenenin aksine ABD'nin rakibi Çin değil, Rusya oldu.Günümüzde asıl rekabet ve mücadele ekonomik alanda yaşanmaktadır. ABD ve Çin ekonomik olarak birbirine bağımlıdır. O bakımdan rakip olmaları imkânsızdır. Nasıl rakip olsunlar ki, birbiriyle ticaret yapmadıkları zaman ikisi de krize girer. Bunun yanında ABD'nin, Çin'deki doğrudan yatırımları hesaba katılırsa, rakip olmak düşünülemez bir hal alır. Çin'in ihracatında aslan payını yabancı finansmanlı teşebbüslerin alması, çok önemlidir. Bu, Çin'in ekonomideki yumuşak karnıdır. O nedenle Çin'in, ABD'ye karşı tehdit oluşturma yeteneği çok zayıftır.Bundan dolayıdır ki Çin, Rusya gibi ABD'nin karşısına çıkamamıştır. Ne var ki, Rusya'nın ABD'ye karşı tavır alması, Çin'i de cesaretlendirmiş ve Rusya'nın tekliflerini geri çevirmemiştir. Bu da Rusya'nın elini ABD ve Avrupa karşısında güçlendirmiştir.Rusya Devlet Başkanı Putin, yeri geldikçe ABD'yi sert bir dille eleştirmekte hiçbir beis görmemektedir. Son günlerde bir sivil toplum kuruluşunun düzenlediği forumda konuşan Rusya Devlet Başkanı Putin şöyle dedi: " Onlar (ABD) bizi aşağılamak istemiyor, bize boyun eğdirmek istiyorlar. Bizim üzerimizden kendi sorunlarını çözmek ve bizi kendi etkilerine almak istiyorlar. Bunu tarih boyunca hiç kimse yapamadı ve yapamayacak."Basın yayın organları bu haberi, "Putin, ABD'ye meydan okudu" başlığı altında verdi. Evet, bu sözler bir meydan okumaydı, ama Putin bunu ilk defa yapmıyordu. Birçok uluslararası toplantılarda, daha sert ifadelerle ABD'ye meydan okumuştu. Dahası, bu meydan okumalar sadece söylem düzeyinde kalmamış, eylemlerle de ortaya konulmuştur. Putin'in, Gürcistan, Suriye ve Ukrayna'da izlediği politika, meydan okumaktan başka hangi kelime ile ifade edilebilir?Bütün öngörüleri geçersiz kılan ve ABD'ye meydan okuyan Putin, bu gücü nasıl elde etmiştir? İşte, asıl sorulması gereken can alıcı soru budur. Deve kuşu gibi kafasını kuma sokmayan herkesi bilir ki, Putin'in güç kaynağı 'Milli Ekonomi Modeli' olmuştur. Bu gerçeği anlamak isteyenler, Putin'in 'Milli Ekonomi Modeli'ni tanımadan önceki politikalarıyla, şimdikileri karşılaştırsınlar, aradaki farkı mutlaka göreceklerdir. Bir de şunu düşünelim: Putin'e, karşı konulamaz denilen ABD'ye meydan okutturan 'Milli Ekonomi Modeli', uyguladığı takdirde Türkiye'ye neler kazandırır. Bunu düşündükçe heyecanlanıyor, heyecanlandığımız kadar da, Türkiye'yi idare edenlerin ve milletin nasipsizliğinden üzüntü duyuyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018