İsrail her yerde!

İsrail'in K.Irak'tan toprak aldığı ve 150 bin Kürt Yahudisini bölgeye yerleştirecek iddialarını ayyuka çıktığı, Ankara'nın rahatsızlığının en üst seviyede ifade ettiği geçtiğimiz günlerde bir haber gazetelerin manşetine süslemişti;

"El Kaide Irak'a, Türkiye'den sızıyor."

Ankara'nın bölgede İsrail projelerine yönelik mızrağın çuvala sığmadığı noktada ortaya koyduğu hassasiyeti, Telaviv deyim yerindeyse bu haberlerle cevaplandırmıştı.

"Üstümüze gelmeyin, aksi takdirde Saddam gibi olursunuz."

El Kaide Irak'a, Türkiye'den sızıyor haberinin taşıdığı mesaj işte buydu.

Türkiye'ye bir mesajda Süleymaniye'den verilmişti. Askerinizi Irak'tan çekmez, kırmızı çizgilerinizi pembeleştirmezseniz başınıza gelecek, daha doğrusu başınıza geçirilecek olan çuvaldır denilmişti, Süleymaniye operasyonu ile...

Hani deyim yerindeyse "Türkiye'nin 11 Eylül'ü" Süleymaniye baskınıyla başlamıştı.

Süleymaniye çuvalı iş görmedi mi?

Galiba Süleymaniye, El Kaide Irak'tan sızdı mesajları yeterince iş görmemiş olacak ki şimdi karşımıza çok daha büyük, çok daha net bir eylemle çıkılıyor.

Gerçekten de İstanbul eylemlerinin ardından yapılan ilk değerlendirmeler, bu saldırıların "Türkiye'nin 11 Eylül"ü olduğu şeklinde yorumlanmıştı.

Saldırıları "küçük 11 Eylül" mesajıyla okumak için açıkcası az neden de yok!

ABD' de iki nokta, ticaret kuleleri hedef seçilmiş; burada da iki adres, iki Sigagog bombalanmıştı.

ABD 11 Eylül'ünde Yahudiler ikaz edilerek o gün işe gitmeleri engellenmiş, Türkiye'nin 11 Eylül'ünde ise bomba yüklü kamyonlar Sinagog'un içinde değil sokağında patlatılarak az sayıda Musevi vatandaşın ölümüne neden olmuştu.

ABD'de de, Türkiye'de de bu tür bir eylemin yapılacağı önceden haber alınmıştı.

Benzeşme noktalarını çoğaltabiliriz. İstanbul terörüne sahneleyenlerin özellikle bu masajı, Türkiye'nin 11 Eylül'ü mesajı verdiklerini okumak zaten zor değil.

Peki "Türkiye'nin 11 Eylül'ü" demek ne anlama geliyor? İsterseniz bunun içini dolduralım.

11 Eylül saldırılarının ardından ABD, tarihin en büyük savunma bütçesini oluşturarak önce Afganistan'a ardından Irak'a saldırdı. Çeyrek milyon Coni, binlerce kilometre öteden, Trilyon Dolar'a varan bütçe ile hani deyim yerindeyse Amerikalıların en zor verecekleri şey olan kelleyi koltuğa alarak Orta Doğu'ya indiler.

Yüzeysel gerekçe terör, kitle ve imha silahları gibi sebepler gösterilsede bu işin koskocaman bir yalan olduğu, işin esasının Amerika'nın yeni yüzyılı planlamak olduğu Amerikan halkı hariç (Sansür nedeniyle) dünyanın malumu.

ABD'nin 11 Eylül'ü deyim yerindeyse Amerika'yı evinden çıkardı ve ne hikmetse İsrail'in hayat alanı olan bölgelerde, Telaviv'in işine ne gelecekse o şekilde konuşlandı, icra etti.

Peki Türkiye'nin 11 Eylül'ü ne yapacak? Bir başka ifade ile bizim 11 Eylül'ümüz de İsrail hayat alanlarında Şaron'a hizmet mi edecek. Ya da bu iş nasıl gerçekleşecek?

Yahudi Kürt devletine ses çıkarmayın!

Bunun birinci yolu Türkiye'nin İsrail'in hayat alanlarından çıkması ve bir iddia taşımamasıyla ilgili. Örneğin K.Irak'tan çekilmek, Irak'ın bölünmesine ses çıkarmamak gibi.

Bu talepler çerçevesinde Süleymaniye'den başlayarak Ankara, önemli adımlar attı, kırmızı çizgilerini neredeyse sıfır noktasına çekti. Ancak Türkiye'nin sıfır noktasında bile ardında durduğu bir iki basit ama Ankara açısından hayati konu var.

PKK'nın halli ve K.Irak'taki Kürt Federasyonu'nun bir Yahudi Devleti'ne dönüşmemesi...

Gazeteci Kurtul Altuğ, İstanbul eylemlerinden bir kaç gün evvel, "Ankara'da önemli şeyler olacak, bunun kokusunu alıyorum" diye yazmıştı.

Askeri kanat özellikle PKK konusunda bastırıyor, İsrail'in K.Irak'taki faaliyetlerinden rahatsızlığını ifade ederek "Tek taraflı bir operasyonun" adını veriyordu.

Deneyimli gazeteci Kurtul Altuğ'un altını çizdiği konu galiba buydu.

K.Irak'ta bütün çizgilerimi değiştirdim, PKK meselesini bile halletmiyorsunuz, bunu da mı bana çok görüyorsunuz? havasında bir Ankara vardı. İşte eylemler böyle bir tavrın varolduğu vasatta vizyona sokuldu.

Türkiye'nin 11 Eylül'ünü bu arka plan içerisinde şöyle netleştirebiliriz;

"Türkiye, İsrail'in özellikle Irak için kurguladığı senaryonun dışına çıkmalıdır. PKK, Yahudi Kürt devleti gibi konularda sesini çıkarmayarak bırakınız bölgede tek taraflı operasyonu, oradaki askerini de geri çekmelidir."

"Türkiye'nin 11 Eylül'ü" mesajının ikinci anlamı ise şudur.

İran'da, Suriye'de

lejyoner olun

"Türkiye, Irak'ın ötesinde İran, Suriye gibi işgal edilecek ülkeler konusunda da akti bir tavır takınarak askerini lejyoner yapmalıdır."

MOSSAD Başkanı'nın İstanbul'daki olayların ardından Knesset'te yaptığı konuşmada "İran, Saddam'lı Irak'tan bile tehlikelidir " açıklaması son derece anlamlı. MOSSAD Başkanı İstanbul eyleminden bir İran mesajı çıkarıyor ve Türkiye'nin önüne sürüyor.

İşte Dünya'nın 11 Eylül'ünden, Türkiye'nin 11 Eylül'üne okunması istenen mesajlar...

Arkasında, önünde her ikisininde finalinde İsrail var. Herhalde tesadüf değildir.