Dün Eylül ayına ilişkin işsizlik rakamları açıklandı.
Özellikle pandemi döneminde işyerleri kepenk kapatırken, işsizler ordusuna milyonlar eklenirken, işsiz sayısı ve işsizlik oranının azalması pek inandırıcı gelmedi.
Esasen bu yönüyle bakıldığında tablo aynen koronavirüs vaka sayılarındaki yapılan açıklamalar gibi. Hatırlarsanız, Sağlık Bakanlığı, toplum panik olmasın diye yeni vaka sayını değil, sadece hastalananların sayısını açıklamayı uygun görmüştü.
Elbette ki bu, koronavirüse yakalanan, gerçekte pozitif olan vatandaşlarımızın gerçek rakamını yansıtmıyordu.
İş çığırından çıkınca ve süreç aşılama sürecine yaklaşınca Bakanlık semptom göstermeyenleri de açıklama kararı aldı. Bir de baktık ki günlük yeni vaka sayıları 4-5 binlerde gezinirken bir anda 30 binlerin üzerine çıkıverdi.
Hesaplama ve açıklama yöntemleri neyi baz aldığına göre değişiyor ve elbette ki asla gerçekleri yansıtmıyor. Vaka sayıları 5 binlerdeyken, aslında 30 binlerdeydi. 5 bin rakamı 30 bini yansıtıyor muydu? Elbette ki hayır.
İşte işsizlik rakamları da böyle. Baz aldığın şeye göre rakamlar değişiyor.
TUİK'in açıkladığı resmi işsizlik verileri, Eylül 2020'de geçen yılın aynı dönemine göre şöyle:
İşsiz sayısı 550 bin kişi azalarak 4 milyon 16 bin kişiye düştü.
İşsizlik oranı 1,1 puan azalarak yüzde 12,7 oldu.
İşgücü, 1 milyon 282 bin kişi azalarak 31 milyon 724 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 3,0 puanlık azalış ile yüzde 50,5 olarak gerçekleşti.
İstihdam edilenlerin sayısı, 733 bin kişi azalarak 27 milyon 707 bin kişi, istihdam oranı ise 2,0 puanlık azalış ile yüzde 44,1 oldu.
İstihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 350 bin, sanayi sektöründe 29 bin, hizmet sektöründe 520 bin kişi azalırken inşaat sektöründe ise 166 bin kişi arttı.
İstihdam edilenlerin yüzde 18,5'i tarım, yüzde 19,9'u sanayi, yüzde 6,3'ü inşaat, yüzde 55,3'ü ise hizmet sektöründe yer aldı.
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,8 puanlık azalışla yüzde 24,3, istihdam oranı ise 2,4 puan azalarak yüzde 31,6 oldu.
Ne eğitimde ne de istihdamda olanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,5 puanlık artışla yüzde 29,1 seviyesinde gerçekleşti.
TÜİK'in verilerine göre, işsiz sayısı, işsizlik oranı, işgücüne katılım, istihdam sayısı ve istihdam oranı azalmış. Üstelik Eylül 2019 ile Eylül 2020 arasında 15 yaş üstü çalışma çağındaki nüfus 1 milyon 159 bin kişi artmasına rağmen.
Peki, Uluslar arası Çalışma Örgütü'nün (ILO) dünyada kabul gören "geniş tanımlı işsizlik" verilerine göre durum nasıl?
Bu konuda çalışmayı da her ay Disk-Ar ortaya koyuyor. Eylül ayına ilişkin veriler şöyle:
Geniş tanımlı işsiz sayısı 9,5 milyona yükseldi.
Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26,4 olarak gerçekleşti.
Covid-19 ve ekonomik krizin işgücü piyasaları üzerindeki tahribatı sürüyor.
Covid-19 Eylül 2020'de en az 1 milyon 706 bin yeni eşdeğer istihdam kaybına yol açtı.
İstihdam bir yılda 733 bin kişi azaldı.
İstihdam oranı yüzde 44,1 geriledi.
İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 1 milyon 188 bin kişi azaldı.
Ümitsiz işsizlerin sayısı bir yılda 630 binden 1 milyon 402 bine yükseldi.
TÜİK'in işsiz saymadığı ve işgücüne dahil etmediği "iş aramayıp çalışmaya hazır olanların" sayısı, Eylül 2019-Eylül 2020 döneminde 1 milyon 890 bin artışla 4 milyon 136 bine yükseldi.
Kadın işgücü yüzde 7 kadın istihdamı yüzde 5,2 azaldı.
DİSK-AR'ın "İşsizlik ve İstihdam Görünümü Raporu"nda şu değerlendirmeye yer verildi:
"TÜİK açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19'un istihdam üzerinde yarattığı tahribatı yansıtmıyor, tersine saklıyor. Nisan 2020'den bu yana uygulanan işten çıkarma yasağı nedeniyle TÜİK'in dar tanımlı/standart işsizlik verileri işgücü piyasalarındaki gerçek tabloyu yansıtmıyor. TÜİK'in verileri perdelenmiş verilerdir."
Nüfus artmasına rağmen, işgücü ve istihdam rakamları aşağı çekilerek işsizlik verileri azaltılıyor. Ama geniş tanımlı işsizlik rakamlarına bakıldığında iş bulamayanların, ümitsizlerin sayısında ciddi bir artış var.
Yani aynen vaka sayılarında olduğu gibi açıklananlar, buzdağının sadece görünen kısmı, altta devasa bir işsiz var. Üstteki azalmış görünürken, alttaki artmaya devam ediyor.
Gerçek rakamların gizlenmesi, siyasilerimizin çözümünün olmadığının göstergesidir.
O halde millet olarak çözümsüz olanlarla değil, çözümü olanlarla yola devam etmeliyiz.
Kangrenleşen işsizlik meselesini çözebilecek tek formül de Prof. Dr. Haydar Baş'ın üretim-tüketim dengesine dayalı, tüketim odaklı Milli Ekonomi Modeli'dir.
Bu Modeli ülkemizde hayata geçirecek olan Bağımsız Türkiye Partisi ve Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı iktidara taşıyalım, işsizlik mesele olmaktan çıksın, tam istihdamın nimetlerinden doya doya istifade edelim.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024