Sömürücülerin, en çok kullandıkları ve sarıldıkları kavramlardan biri de 'istikrar'dır. Onlara göre istikrar, sömürülerinin artarak sürmesidir. Sömürücüler, fakirlerin sorunlarının artmasını, acılarının çekilmez boyutlara varmasını, istikrarı bozucu bir unsur kabul etmezler. Tam aksine, fakirlerin, ezilenlerin, sömürülenlerin, durumlarının iyileşmesi için çalışmalarını istikrarı bozmaya yönelik bir faaliyet, bir tehdit olarak algılar ve hemen cezaya çarptırırlar. Çünkü zenginliklerinin sürmesini, yani kendilerince istikrarı, fakirlerin fakir kalmasında görürler. Halbuki sağlam ve sağlıklı bir ekonomik sistemde, fakirlerin zenginleşmesi, zenginlerin de daha çok zenginleşmesine yol açar. Ezilen çoğunluk, sesinin yükselttiğinde ve bir arayış içine girdiğinde, sömürücüler ilkönce onları sözle korkuturlar. Derler ki: " Bak, istikrar bozulur, sonra bu halinizi bile arar duruma düşersiniz". Böylece fakirleri, ezilenleri sustururlar. Aslında sömürücüler, fakirlere bu sözlerle şunu söylemek isterler: "Bizim rahatımızı bozarsanız, kazancımızı azaltırsanız, daha doğrusu sömürümüze engel olmaya kalkarsanız, sizi cezalandırırız, daha beter bir hale sokarız. Sus olun, bizim size uygun gördüklerimizle yetinin". Esasen tarih boyuncu hep böyle olmuştur. Sömürü düzenini kuranlar, onu değiştirmeye çalışanları 'istikrar bozucular' olarak nitelendirmişlerdir. Bu konuda en çok suçlananlar da peygamberler olmuştur. Ne yazık ki, fakirlerin, ezilenlerin ve sömürülenlerin çoğunu da, bu yalana inandırmışlar. Onlar da istikrar bozulmasın diye her sıkıntıya katlanmayı bir görev bellemişler. Zengin-fakir herkesin iyiliğine yararayan bir istikrar varsa, onu birlikte koruyalım. Buna kimsenin bir diyeceği olmaz. Ama durum hiç de öyle değil. Amerikalı strateji uzmanı George Kennan, 1948 yılında bakınız ne diyordu: "Dünya zenginliğinin yüzde 50'si elimizde olmasına rağmen, dünya nüfusunun sadece yüzde 6.3'ünü oluşturuyoruz. Bu durumda önümüzdeki dönemde asıl görevimiz, bu eşitsizlik tablosunun devamını sağlamak olacaktır. Bunu yapmak için duygusallıktan tamamen feragat etmeliyiz". George Kennan, bu sözlerle, İkinci Dünya Savaşı'ndan beri sürdürülen ekonomik düzeni, kendi deyimleriyle 'istikrarı' özetlemektedir.Demek ki, istikrardan amaç, fakirleri fakir, zenginleri de zengin tutmak ve zenginliklerine zenginlik katmaktır. Malezya eski Başbakanı Mahathir Muhammed şöyle demiştir: "Batılıların refahı başkalarının fakirliği üzerine kurulu ve onlar zenginliklerini başkalarının fakirliklerine karşı bir silâh olarak kullanmaktadırlar". Bu sebepten, onların anlayışında fakirlere yardım, düşmana silâh vermek gibidir. "Efendim bazen yardım ettiklerine şahit oluyoruz" diyebilirsiniz. Evet, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali, göstermelik de olsa, böyle davrandıkları oluyor. Ama şunu iyi biliniz ki, bu yardımları asla karşılıksız yapmazlar. Bazıları ise fakirlere yardım etmenin, insanlığın yararına değil, zararına olduğunu söyler. Bunlardan biri olan Tille'nin işte sözleri: "Fakirliği önlemeye kalkıp yenik sınıflara yardım etmek, evrimi sağlayan doğal seleksiyon yasasına set çekmek anlamına geldiği için büyük bir yanlıştır".Maalesef, bu anlayış, aynı şekilde ülkemizde de hüküm sürmektedir. "Gelin, şu IMF'den kurtulalım. Milli Ekonomi Modeli'ne dönelim" dediğinizde cevap hazır: "İstikrar bozulur, maceraya giremeyiz". Bu anlayışın gereğidir ki, bırakınız yeni bir modele geçmeyi, yeni bir programı bile kendi kendimize uygulayamıyor, onu dahi IMF'den bekliyoruz. IMF programları kaç kere iflâs etti, krizle sonuçlandı, fakat istikrar savunucuları (!) bir kere olsun, IMF'den ayrılmayı akıllarının ucundan geçirmediler. Şimdi "IMF para vermiyor, fakat akıl veriyor, yine onunla yola devam edelim" diyorlar. Ne acıklı bir ruh hali. Bir an önce bu ruh halinden kurtulmak zorundayız, yani sömürücülerin istikrarı mutlaka bozmalıyız. Bunu bozamazsak, fakirlerin fakirliği, ezilenlerin ezikliği, sömürücülerin de sömürüsü sürer gider.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018