Günümüzde teknoloji çok hızla ilerlemekte, o yüzden yeni durumlarla ilgili yeni yasal düzenlemeler gerekiyor. Dayanağını anayasadan alan yasama faaliyeti de bunun için vardır.
Kanun; genel, soyut, sürekli ve objektif bir hukuk kuralıdır. Kanun çıkarma tekniği usulü Anayasa'nın 88 ve 89'uncu maddeleri ve Meclis içtüzüğünün 74 ilâ 91'inci maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Buna göre yeni sistemde kanunların yapımı, milletvekillerinin kanun teklif etmesiyle başlar. Milletvekilleri de; bir konuda kanun çıkarılmasının elzem olduğunu vekili oldukları seçmenlerin talepleri ve toplum yararı doğrultusunda şekillendirirler.
Çoklu baro ile ilgili kanun teklifi kabul edilerek yasalaştı. Ancak hukuk mesleğinden anlamayanlar bile 'bu işte bir terslik var!' diye düşünüyor.
Kanun teklifi ansızın Meclis'e geliyor. Kanunun ilgilileri kendilerine danışılmadığı için Meclis önünde oturma eylemi yapıyor. Bu durumun kanun yapma tekniği ile hiçbir ilgisi yok. Görünen o ki kanun yapma usulünde açık bir hukuka aykırılık var.
Hukuk uygun kanun yapma tekniği, belirli aşamaları olan çok ciddi bir iştir. Bu konuyla ilgili uluslararası sempozyumlar bile düzenlenmiştir.
Bir hukuk devletinde Kanun yapma usulü yani yaşama faaliyeti ciddiye alınmazsa vatandaşların şikayeti çoğalır. Çıkan kanun hukuka aykırı olur. Kanunlar sıkça değişir ve hukuk güvenliği de tehlikeye girer.
Hukuka uygun bir kanun nasıl çıkarılır?
Nitelikli bir kanun yapma faaliyeti için her şeyden önce kanun yapım sürecinde yer alan ilgili kişi ve kurumlar arasında sağlıklı bir işbirliği kurulmalıdır.
Kanun teklifi hazırlanırken ilgili tüm kurumlardan ve sivil toplum kuruluşlarından görüş alınmalıdır.
Sağlıklı bir kanun yapım süreci için, başından sonuna kadar bütün ilgililerin katıldığı toplantılarda konu masaya yatırılmalıdır. Kanun maddeleri; geniş bir katılımcı kitlesi ile tartışılmalı ve eksisi, artısı sempozyumlarda dile getirilmelidir
Dünyada parlamenter hukuku ile ilgili bir alan vardır. Bunların bir kısmı üniversite bünyesinde, bir kısmı da hükümetle bağlantılı veya bağımsız yapıdaki kuruluşlardır. Örneğin Hollanda'da bulunan yasama akademisi gibi.
Türkiye'de kanun yapım süreci hükümetin içinde başlamakta ve TBMM'de de iktidarın istediği şekilde neticelenmektedir. Oysa bir kanun teklifinde bir çok kurumun görüşü alınıp en son tekrar TBMM'ye intikal etmelidir. Burada devlete düşen hızlı bir yasama süreci için kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak olmalıdır. Kanunun hazırlık aşamasında sivil toplum kuruluşlarının katılımı için organizasyon yapılmalıdır. İktidarın kısa sürede hızlıca kanun çıkarma isteği, muhalefetin dışlanması kanun yapım tekniğini baltalamaktadır.
Bu durum ise ilerde hukuki garabete yol açmaktadır. Her şeyden önce kanunlar, yukarda ifade ettiğimiz gibi ilgili sivil toplum ya da meslek örgütü ile koordinasyon içinde olmalıdır. Onların görüşü alınarak komisyona gelmelidir. Komisyonda teknik olarak diğer kanunlarla ilişkisi, irtibatı kurulmalı, diğer kanunlarla çelişmemeli, Anayasa'ya aykırı olmamalıdır. Aksi takdirde bireysel hak ihlalleri çok ciddi boyutlara ulaşır.
Hukuk fakültelerinde Parlamento hukuku başlığı ile, yasa yapma tekniği ile ilgili dersler okutulmalıdır.
Çıkarılacak kanunla ilgili ön taslak ilgili sitelerde, kurumların web sayfalarında ilan edilmeli ve forumlar açılmalıdır. Bu şekilde konunun uzmanları ve kamuoyunun görüşü toplanmalı ve mümkün olduğunca çok katılım sağlanmalıdır. Bu aynı zamanda şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin bir ölçüsüdür.
Meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları kanun yapma tekniğinde komisyonlara davet edilmeli ve onlara söz hakkı verilmelidir. Meclis'in kapısının önünde oturma eylemi Türkiye'nin hukuk devleti imajına ciddi bir şekilde zarar vermektedir. Bu kanunların yapım sürecini de sakatlamaktadır
Milattan önce bazı kanunlar kişiler adıyla biliniyordu. Mesela Babil ülkesinde Hamurabi kanunları, Atina'da Solon kanunları gibi... Oysa Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kanunlar TBMM tarafından usulüne uygun olarak çıkarılır. Çıkarılacak kanunlar; Anayasa'ya, toplumun ihtiyaç ve gerçekliğine uygun olarak konsensus içine olması gerekir. Kanunlar; genel ve soyutluk ilkesine ters düşmemeli, disiplinler arası uyumda da sorun olmamalıdır. Aksi takdirde kanunlar, şekli olarak TBMM çatısı altında çıksa da Hammurabi ve Solon kanunları gibi kişi kanunları olarak algılanır. Bu hukuk devleti ile bağdaşmayacak bir durumdur.
Kaynaklar:
- Kanun yapım süreci sempozyumu, TBMM, 2011.
- Kanun yapmak tekniği sempozyumu, Türkiye Barolar Birliği, Hazırlayan, Prof. Dr. Yener Üner, 2015.
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021