Kadim Türk milletinin bilinen en eski tarihi, 40 bin yıla dayanmaktadır.
Bu tespitlerin dayandığı bilimsel kanıtı ise, Afganistan'da bulunan Karakamar mağarasındaki yazıtlardır.
Konumuz tarih dersi değil ancak, kim olduğumuzu ve nerelerden bugünlere geldiğimizi, özellikle de genç kuşakların çok iyi bilmesi ve de kavraması gerekmektedir.
Bu kadar kadim bir millet ve uygarlıktan günümüze kadar taşınan çok sayıda kültür öğeleri ve gelenekler mevcuttur.
Ulu önderimiz Atatürk, Türk milletinin dayandığı bu deruni kültür otağından haberdar olan yüce bir şahsiyetti.
İşte bu nedenledir ki, Türk milletini ve kimliğini hayatı boyunca daima yüceltmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetecek kadroların, tam yerli ve milli bir inanca sahip olması gerektiğini, bu saikle canı gibi aziz bilmiştir.
O yüzden bin bir güçlükle kurduğu Cumhuriyeti koruma, kollama ve yönetme vazifesini Türk gençlerine tevdi etmişti.
Böylesine kadim ve yüce bir geçmiş tarihe sahip olan Türkiye Cumhuriyeti devleti, bugün hiç olmadığı kadar vahim bir karanlık tablo ile karşı karşıyadır.
Türkiye'de bugün ekonomi yerle bir olmuştur.
Sanayicisinden tarım ve hayvancılık kesimine, köylüsünden çiftçisine, işçisinden memuruna tüm kesimler, büyük bir gelecek kaygısı taşımaktadır.
6 ayda bir değişen MB başkanlarından, günlük ve hatta anlık yapılan fahiş zamlara kadar Türkiye tam bir zifiri karanlık günleri yaşamaktadır.
10 bin TL emekli maaşı alıp, 15 bin TL ev kirası veren milyonlarca emekli çok ama çok öfkelidir.
Bunun hesabını sormak için gün saymaktadır.
31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimler öncesi, siyasi partilerde büyük bir koltuk ve rant kavgaları hat safhaya ulaşmıştır.
Seçilecek başkan adayı veya Belediye Meclis Üyesi adaylarından hiç birisi, asıl mesele Türkiye'dir dememektedir.
Biri hariç neredeyse tamamında tek kavga, koltuk ve ihtiras için verilmektedir.
Ak Parti'de kavga ve istifalar vardır.
CHP'de kavga ve istifalar gırla gitmeye başlamıştır.
İYİ Parti uzun zamandan beri ve özellikle yerel seçimlerde bir koltuk kapma sevdası ve kavgası ile parçalanma noktasına gelmiştir.
Neredeyse bütün iller ve ilçelerde sandalyeler havada uçuşmaktadır.
Ne uğruna, egoların tatmini, koltuk kapma, genel başkana yaranma uğruna.
Bu ahval ve şeraitte mevcut partilerin hangisi yerel seçimlerde kazanırsa kazansın, millet kaybetmiş sayılacaktır.
Kavgacı partilerin sağduyulu seçmenleri bu sefer, ellerinde kırmızı kart olduğu halde seçim gününü beklemektedir.
Millet ve memleket derdinden başka hiçbir tasası bulunmayan Atatürkçü BTP kadroları, herkesin imrenerek baktığı bir olgunlukla seçimlere hazırlanmaktadır.
Onların derdi, Türkiye'dir.
Onların tasası, Türk milletidir.
Onların hayali, kâinat devleti Türkiye'dir.
"Var bi hayalimiz" diyerek yollara düşen BTP'li genç adaylar, her kesimden büyük takdir ve ilgi görüyor.
"Biz başkayız, Seninle bir başkayız" sloganı ile halkta heyecan yaratıyorlar.
Kazandıkları belediyelerde, "Milli Ekonomi Modeli" tezinin yerel belediyecilik anlayışıyla, çok farklı bir yönetim şeklini hayata geçirmeyi hedefliyorlar.
Milletimizin 31 Mart'ta çok farklı tercihlerde bulunacağı öngörülüyor.
Öncelik bu sefer yenilerde ve gençlerde olacak.
Neden olmasın!
- Erken seçimin hukuki formülü / 31.01.2025
- Dolar imparatorluğu için işlenen cinayetler -2- / 30.01.2025
- Dolar imparatorluğu için işlenen cinayetler -1- / 29.01.2025
- Tabut Otel ve devletçilik / 28.01.2025
- Muhalefet partileri gökten elçi mi bekliyor? / 27.01.2025
- Nutuk’u çok okuyun / 22.01.2025
- Harbiye Marşı'nı çok severim / 21.01.2025
- Teğmenler bu ülkenin namusudur / 20.01.2025
- Milli ittifak şart oldu! / 15.01.2025