Ülkemizde 1935 yılında nüfusun yüzde 76,5'i kırsal bölgelerde yaşarken 2012 yılında bu oran yüzde 22,7'ye kadar düştü.Peki, tarımda modernleşmeye gidildi de insanların yaptıklarını makinalar yaptı da insana mı ihtiyaç kalmadı? Hayır.Sanayi canlandı, daha karlı, kazançlı iş kapıları bulundu da mı böyle bir göç yaşandı? Hayır.Büyük felaketler yaşandı da tarım arazileri yok denecek azaldı da vatandaş göç etmek zorunda mı kaldı? Hayır.Ülkemiz askeri bir işgal yaşadı da tarım arazilerimiz, köylerimiz düşman ülkelerin eline mi geçti? Hayır.Bunların hiçbirisi değil.Tarım ağırlıklı olarak insana dayalı tarım; sanayi yerinde sayıyor hatta fabrikalar kepenk kapatıyor, şehirlerde de milyonlarca insan iş bulamıyor; sel, don gibi bazı afetler yaşandı ama bunlar tarım arazilerimizi tamamen yok etmedi; askeri bir işgal de yok, tarlalarımız yerinde duruyor?Peki, ne oldu da nüfusumuzun büyük bir çoğunluğu tarımdan geçimini sağlıyorken, nüfusun çoğunluğu kırsal alandayken, bugün bu nüfus azınlık durumuna düştü?Bunun nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:Tarım stratejik bir sektör olarak görülmedi.ABD, 1980'li yıllarda dünya tahıl ihracatının yüzde 2,5'ine sahipken, bugün bu oranı yüzde 80'lere çıkarmıştır. ABD eski Dışişleri Bakanı Kissinger, "Arapların petrol silahı varsa, bizim de tahıl silahımız var. Petrolsüz yaşanabilir ama tahılsız asla" diyerek ABD için tarımın stratejik öneminin altını çizmiştir.Türkiye'nin iktidarında bulunan siyasiler özellikle de son 12 yılda tarıma karşı son derece ilgisiz olmuşlardır.Son 53 yıla damgasını vuran ana sebep ise siyasilerimizin AB aşkıdır. AB, en hafif ifadeyle Türkiye'yi tarım konusunda bir pazar haline getirmek istemektedir; ama gerçek bakış açısıyla baktığımızda asıl hedef Şark Projesi'dir yani Türk milletinin Anadolu coğrafyasından çıkartılması ya da yok edilmesi sürecidir.Tarımda bağımlı olmayan bir ülkeyi dağıtmak, bir milleti parçalamak asla mümkün değildir. Batı bunu çok iyi bilmektedir ve 53 yıldır kapısında süründürdüğü Türkiye'ye tarım konusunda sürekli baskı yapmaktadır.Bu baskılar neticesinde, AB aşkı ile yanıp tutuşan siyasilerimiz tarımda bilinçli politikalarla Türkiye'yi AB'nin istediği noktaya taşımışlardır. Tarımda destekler yok denecek kadar azaltılmıştır. Üretime değil, boş tarlaya teşvik verilmiştir.Devlet ürün alımlarını azaltmış, çiftçiyi tüccarın inisiyatifine bırakmıştır. Açıklanan ürün alım fiyatları ise maliyetlerin altında kalmıştır. Kayıt dışı ile mücadele adı altında kazanamayan tarım kesiminin her şeyine vergi yükü getirilmiştir.Çiftçinin mazotundan da yüzde 300'ler seviyesinde vergi alınmış; sulama ve elektrik masraflarında hiçbir destek sağlanmadığı gibi tarlasında açtığı kuyudan bile ödeme talep edilmiştir. Dışarıdan ucuz ürünler ithal edilerek çiftçi mağdur edilmiştir.Avans sistemi uygulanmadığından çiftçiler banka kredilerine yönlendirilmiş ve faiz yükü altında ezdirilmiştir. Bugün birçok köylü icralık durumdadır hatta icradan satılık köyler vardır.AB talimatlı tahditlerle karlı ürünlerin üretimleri kısıtlanmış, hatta üretimine ceza getirilmiştir. Tarıma dayalı kamu işletmeleri haraç mezat satılmış ve tarım ürünlerini alan en önemli kuruluşlar devre dışı bırakılmıştır.Bütün bu tarım üretiminden caydırıcı politikalar sonuç vermiş ve tarım kesimi AB'nin ve ABD'nin istediği kıvama gelmiştir. Türkiye artık tarım konusunda kendi kendine yeten bir ülke değildir. Tarımda bağımlılık, zaten taviz üstüne taviz veren Türkiye siyasetini daha da tavizkar bir noktaya getirecektir; Şark Projesine her geçen gün daha da yanaşılmaktadır.Türk milleti, milli tarımı ayağa kaldıracak Milli Ekonomi Modeli'ni ve Sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı iktidara taşımadığı müddetçe bu girdaptan kurtulmanın çaresi yoktur.Hala verimli arazileri boşalttırıp, vatandaşları işin olmadığı şehirlere göç ettiren zihniyetten medet ummak ahmaklıktan başka bir şey değildir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Mayıstan sonra enflasyon düşer mi? / 10.05.2024
- Gazze’nin tahliyesi yakın! / 08.05.2024
- Onlar Türkiye, Türk milleti ve Atatürk sevdalısıydılar / 07.05.2024
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Gazze’nin tahliyesi yakın! / 08.05.2024
- Onlar Türkiye, Türk milleti ve Atatürk sevdalısıydılar / 07.05.2024
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024